Galiba Babasıydı Sebebi

11.8K 490 28
                                    

~ Asena' ın Ağzından ~
Hafifçe Alparslandan kurtuldum.
- Şey öyle affedince bir anda şey oldu Asena.
- Anladım zaten sorun deil komutanım.
Sonra benden büyük ayımı da alıp odama ilerledim.

Yarım saattir yeni kitabımı okuyordum. Tabi buna okumak denirse... Sürekli ayıma bakıyordum, olanları düşünüyordum yani nedense kitap okumak istemiyordum. O sırada telefon çaldı. Hilal arıyor...
- Alo Hilal ?
- Alo , nasılsın Asena ?
- İyiyim , sen ?
- Bende iyiyim. Şey benim işim bittide seninde kışlada işin yoksa biraz dışarda bir şeyler içelim mi ?
- Olur. Ben hazırlanıp hemen çıkarım zaten.
- Tamam hadi bayy...
- Baybay.
××××××××××××××××××××××××××××××××
~ Hilal'in ağzından ~
Bir saattir cafede Asenayı bekliyordum. Hakan her şeyi anlatmıştı . Neler oldu çok merak ediyordum. Hah... İşte geldi. İçten bir şekilde sarıldık. Hemen karşıma oturdu.
- Ben bir şey söylemedim çünkü sen ne yersin bilemedim.
- İyi yapmışsın şimdi söyleriz.
- Ee ne yapıyorsun ?
- İyii. Asena Hakan bana her şeyi anlattı o hödük odun Alparslan sana neler demiş ?
- Evet çok sinirlendim de...
- De ?
- Ben onu affettim.
- Ne ! Oha! Nasıl ?
O sırada garson geldi. İkimizde soğuk latte aldık.

Kahveler yarılanmış, Asena da bana her şeyi anlatmıştı. Valla şok olmuştum benim kuzenim olan benim Alparslan abim neler yapmış valla hiç beklemezdim.
- Valla Asena senden sonra abim çook değişti.
Kahvesinden bir yudum daha aldı.
- Ne gibi ?
- Yani hareketleri, tavırları falan... Acaba diyorum bu Alparslan abim seni se...
Bi anda içtiği kahve boğazında kaldı öksürmeye başladı.
- Aaa! Sakin ol ! Helal helal!
- Ne.. Ne diyon Hilal ya yok öyle birşey.
- Bence var.
- Yok.
- Var.
- Yok.
- Var.
- Aaa... Hilal kalkıp gidicem amaa...
- Tamam tamam. Neyse.
O sırada Asena' ın telefonu çaldı.

- Hilal hadi gidiyoruz.
- Nereye ?
- Ya bizim askerler fasıl gibi bir şey yapcaklarmış. Alparslan bizi de çağırıyo.
- Tamam dur Hakanıda arıyım.
- Boşuna arama operasyonu varmış gelemiyor.
- Yaa! Canım ya biz orda eğlenirken o terörist peşinde koşucak.
- Hilal dünde biz terörist peşinde koştuk. Hadi gel işte !
- İyi tamam. Ama dur önce Zeynepi arıyım gelmiceğimi söyliyim.
- O kim?
- Benim asistan.
××××××××××××××××××××××××××××××××
~ Alparslan ' ın ağzından ~
Bizim kiler baya hazırlık yapmışlardı.
Metin de çiğköfte yoğuruyordu. Urfalıymış. O sırada Asenalar geldi.
- Hoşgeldiniz hadi geçin.
Hilal bana sarıldı. Asena masaya geçti sonra fasıl başladı. Metinler çiğköfteyi servise başladı.

Çiğköfteler bittikten sonra Ankaralı bağlamasıyla çıktı ortaya...
- Ee!.. Fasıl bağlamasız olmaz değilmi komutanım ?
Gülerek kafamı salladım.
O sırada Çaylak havaya fırladı.
- İzninizle komutanım.
- Vayy koçum ! İzin senin.
O sırada karadenizli atladı konuya
- Damarimuzdan gir da !

Vee o şarkı... Murat evgin - Şehit

Şarkı bitince herkes durgunlaşmıştı. Asenaya gözüm kaydı ağlamıştı.
Galiba babasıydı sebebi... Onun için ağlamıştı.
Sonra bütün kışla Alparslan komutan diye bağırmaya başladı. Ben tam itiraz edicektim ki Hilal yanıma gelip bana yalvarmaya başladı. Sonra ayağa kalktım ankaralının yanına gittim.
- O zaman rahmetli hemşerimin parçası benden.
Bir anda alkış koptu.
Ve gözlerimi kapatıp söylemeye başladım...

Gözlerimi açınca Asenaya baktım bana gülümsüyordu...

~ Hilal'in ağzından ~
Abim be benim kuzenim... Ne güzel söylemişti şarkıyı...
O sırada telefonum çaldı. Bilmediğim bir numara...
- Alo!
Telefondan iğrenç bir ses geldi.
- Savcı sen misin ?
Bildiğin gırtlaktan konuşuyordu.
- Mardin baş savcısı Hilal buyrun ?
- Bak bir kere söylicem ona göre. Hemen o dosyaları siliyorsun. O davayı kapatıyorsun yoksa işin biter...

Bir Bordo Bereli Hikayesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin