Belki bir tık...

7.2K 323 15
                                    

~ Asena 'ın ağzından ~
Ben hâla şaşkın bir şekilde Alparslan'a bakarken O ise benden ayrılmış bana gülümsüyordu.
- Ee şey komutanım...
- He şey ben komutan şey ya Asena ben de yukarı geliyordum çabuk ayaklanmış sın.
-Ee öyle oldu biraz Doktor izin verdi.
- Anladım E o zaman bizimkileri de bir görelim de mi hadi acile.
- Tamam.
Beraberce yukarı çıkarken bir anda elinde çikolata paketi ile bana doğru koşturan Kusayı gördüm. Gelip boynuma atladı.
- Kusay ne yapıyorsun burada ?
- Asena tam çikolata mı yemiş sana geliyordum ki şansa bak seni gördüm.
- Ayy canım benim.
Kusay sonra bakışlarını benden çevirip Alparslan a bakmaya başladı.
- Sevgilin mi ?
Bir anda Alparslanla öksürmeye başladık.
- Saçmalama canım bu ve ben ahh ! Kusayy...
Kusay bana küçümseyici tavırlar atarken bir anda bana garip garip bakan Alparslanı gördüm. Ben den kafasını çevirip kusaya döndü.
- Saçmalama çocuk o benim askerim yani ben onun komutanıyım.
-Siz de babam gibi askersiniz yani.
- Evet hem bak ben seni tanıyorum sen benim en sevdiğim askerlerimden birinin oğlusun.
- Evet 1 Asena ben çok sıkıldım.
Hemen ben atıldım.
- Tamam o zaman biz gidelim.
Tam giderken kusay döndü.
- Komutan siz olabilirsiniz ama Asenanın ve babamın sizden iyi olduğuna eminim.
A hayır kusay ne dedin ? Ben yerimde kıvranırken o mavi gözler (çok söylenmesi üzerine Alparslanın gözlerini mavi yaptım) bana döndü ve sen bu çocuğa ne dedinde böyle oldu gibi baktı. Evet bunu bakınca anlıyordunuz. Sonra kusaya döndü.
- Eminim öyledir çocuk.
Kusay ise söyle dedi. Resmen ateşe barutla gidiyordu.
- Öyle zaten  (sonra bana döndü ve çekiştirerek yanına getirdi) ve 3 benim adım çocuk değil kusay.
Allahım bu çocuk beni delirtiyordu. Şimdiden aralarının iyi olmicağı belliydi.

Kantindeydik ve oturuyorduk. Sonunda sessizliği ben bozdum.
- Kusay bugün söylediğin doğru değildi yani çok değildi. Bizimle aynı iyilikte asker Alparslan.
-  Öylemi tamam bidaha söylemem.
- Aslında belki bir tık ben üstünüm evet üstünüm ama bu aramızda kalsın.
Bana bakıp elini gözüne götürdü.
- Tamam aramızda. Asena bu yeni çıkan cipsi bütün arkadaşlarım denemiş ben denemedim beraber deneyelim mi ?
- Olur hadi deneyelim.
××××××××××××××××××××××××××××××××
Kusayı babaannesi almıştı . Ben burda tek başıma kahvemi içiyordum desem yalan olur bu kahve değil zehir resmen içemedim zaten soğumuş tam telefonu mu alıyordum ki hızlı adımlarla bahçeye giden Hakanı gördüm. Hemen peşinden bahçeye gittim . Geldiğimde sağa sola baktım yoktu tam dönecekken ilerde taksi çağıran hakanı gördüm. Yanına gittim.
- Hakan nereye ?
- Biraz işim var Asena onları halledicem.
- Ne ne işi ?
O sırada taksi geldi. Hakan taksiye binerken
- Baybay Asena.
- Baa..y bay.
Neyse diyip içeri geçiyordum ki hızla bahçeye dalan Alparslanı gördüm.
- Komutanım.
- Asena.
Hem bana cevap veriyor hemde etrafa bakıyordu.
- Birini mi arıyorsunuz ?
- Aslında evet. Hakanı arıyordum ama görünüşe göre yok.
- Hakan mı ? Hakan az önce taksiyle gitti.
- Ne , nereye gitti ?
- Bilmiyorum , sadece işleri olduğunu söyledi.
- Hadi gidiyoruz.
- Nereye ?
- Soru sormada yürü.
Beraber Alparslanın arabasına bindik. Range rover siyahı vardı. Baya büyüktü. Sonunda bizim kışlaya geldik. Aşağı indi ve bekleme mi söyledi. Gelince sinirli bir şekilde konuşmaya başladı.
- Yok işte yok Hakan hiçbir yerde yok bizim kışlaya gelmemiş bu çocuk nerede ?
- Kendi kışlalarına gitmiş olabilir mi ?
- Doğru olabilir.
Ahh ! İşte ben beyin fışkırıyor ben yav ! Mâşşallah Bağa ! Tabii ki bunları içimden söyledim.
Kışlalarına geldiğimizde ben de indim beraber kışlaya girdik. Kapıda bizi karşılayan askere Hakanı görüp görmediğini sorduk.
- Evet komutanım az önce girdi bilgi işlemde.
Hemen yerini öğrenip oraya gittik. İçeri girince bilgisayarları ve büyük ekranı açmış bir şekilde bir şeyler yapan Hakanı gördük Alparslan atıldı.
- Hakan abi ne yapıyorsun burda ?
- Alparslan bir şey buldum bunun sayesinde hilalin nerde olduğunu bulucam.
- Nasıl oğlum ?
- Evet bulucam şu taramayı başlatınca bulucam inşallah.
Bu sefer ben atıldım.
- Hakan emin misin ?
- Emin...
O sırada bilgisayardan bip bip diye sesler çıkmaya başladı hakan hemen dönüp bununla ilgilenmeye başladı. Büyük ekrandan ise bir yeşil nokta vardı noktanın noktanın üstünde kırmızı bir ok sürekli o noktayı gösterip duruyordu. Biz olanları anlamaya çalışırken Hakan bağırdı.
- Allahım buldummm...

Yeni bölüm beğendiniz mi ?
Sizce sonra neler olucak bu sefer Hilali bulabilecekler mi ?

Bir Bordo Bereli Hikayesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin