Bir Bordo Bereli Hikayesi

Saat 6:30 ' da

Bilinmeyen numaradan gelen mesaj :
Bugün dosyaları sil , davayı kapat. Bunları yaptığına dair bilgisayar kanıtlarını ve dilekçe kağıtlarını behçet dağının arkasındakı boş araziye getir . Bunları yap savcı , yapmazsan ölümün elimden olur...

~ Asena ' ın ağzından ~
Alparslan yoktu. Öğlen içtimasını ben yaptırmıştım . Çok zor olmadı ilk defa yaptırdığım için çaylaktan biraz yardım aldım o kadar. Duştan sonra en güzeli çay. Çayımın ilk yudumundan tam alıcakken pencereden Hilal , Alparslan ve bir adamın girdiğini gördüm. Adam Hakan olmalıydı. Yüzyüze görüşmemiştik ama Hilal olsun Alparslan olsun baya bahsetmişlerdi ondan. Hilalle ilişkilerini tüm ayrıntılarıyla biliyordum. Hilal sağolsun...

Merdivenlerden hızla indim. Hilale sarıldım. Alparslan başıyla selam verdi. Hakanla tokalaştık.
- Demek Asena sensin !
- Evet , sende Hakan olmalısın.
- Evet, Alparslan sen okadar bahsediyorki...
Sözünü bitirmeden Alparslan Hakana ufak ama sert bir tekme geçirdi arkadan. Ben olayı anlamamışken metin geldi.
- Alparslan komutanım istediğiniz yerin kordinatları ve izin belgesi hazır.
- Tamam geliyorum.
Onlar gidince ben Hilale ne oluyor bakışı attım. Oda beni omzumdan tutup banka doğru ilerlemeye başladı. Bu sırada her şeyi anlatıyordu.

- ... Böyle işte Asena sonuç olarak timler birleşecek , yalancı dosyalar hazırlanacak , ben onları verirken Alparslan abimler bide Hakanlar teröristleri haklıcak.
- Anladım , ee ne zaman gidiyoruz.
- Sen de mi.... Aa doğru ya... Bazen mesleğini unutuyorum Asena.

Alparslanın odasında oturmuş bekliyoruz. Terörist şerefsizi saat vericekmiş.

~ Hakan ' ın ağzından ~
Yaptığımız plandan emin değildim. Yani güzel plan ama Hilale bir şey olur diye ödüm kopmuyo değildi. Bu lanet olası hevalde saat vermedi gitti ya.

Yaklaşık on dakika sonra Hilal bağırdı.
- Saat 6 :30 ' da. Mesaj geldi.

Bir anda herkes ayaklandı. Asena askerleri ayarlamak için hızlı bir şekilde odadan çıktı. Hilal dosyaları almak için Canın yanına gitti. Alparslan tam kapıdan çıkıyorduki kolundan tutup çevirdim.
- Alparslan bak... Kardeşim ben emin değilim. Ya...ya Hilale bir şey olursa ?
- Oğlum bir sakin ol Hilale hiç bir şey olmıcak tamam mı ?
- Ta..tamam.
Mardin \ Behçet dağı
~ Asenan ' ın ağzından ~
Büyük bir dağ... İki tim pusu kurmuş bekliyor düşmanı. Önümüzde büyük bir bozkır var. Biz Hilale haber gelmesini bekliyoruz.

Yarım saat sonra Hilalin telefonu çaldı. Hilal telefon konuşarak ve dosyalarla . Sanırım telefonundaki kişinin yönlendirmesiyle ilerliyordu.

Tam bozkırın ortasına gelince durdu ve beklemeye başladı. Ben onu silahımın dürbününden gözetliyordum. O sırada bir heval hızla Hilale koşmaya başladı. Biz tedirgin bir şekilde silahlarımızı hevale doğrultmuşken Hakan yerinde dört dönüyordu.

- Alparslan ben dedim bir şey olcak vuralım adamı.
- Oğlum ne diyon bi sus !
- Ya ben vuruyom elinde silah var görmiyo musun ?
- Ya oğlum bir yerinde dur yoksa ben vurucam seni. Adamı vurursak Hilali daha çok tehlikeye atmış olursun.

Hakan sert bir şekilde yere çömelince Hilale döndük. Gelen heval dosyaları inceliyordu.

Metinle ahmeti yanıma çağırdım.
- Metin , Ahmet siz gidin şu arkadaki ağaçların orda yani Hilalin arkasında pusuda kalın olurda bir durum olursa müdahale edersiniz.
İkisi bir anda
- Emredesiniz komutanım.

Onlar gidince bende Hilale dönüm. Heval bir anda Hilale baktı ona bakarken ıslık çaldı. Islık çalar çalmaz arkadan kayalıkların ordan bir heval daha çıktı. Onlara doğru koşmaya başladı.
Yanlarına gelince dosyaları alıp hiç bir şey demeden gitti.

Biz ona takılmışken bir anda olan oldu. Terörist hilali yere çömeltip kafasına silah dayadı.

Hilal titriyordu, korkuyordu. Biz donmuş kalmıştık. Hakan delicesine bağırıyor küfrediyordu. Ben bir anda telsizden Metinin bağırmasıyla canlandım.
- Komutanım yaparım Hilal savcıyı kurtarırım.
- Metin hızlı ol , Ahmet sen onu koru.
Hadi canlarım.

Sonra Metin saklandığı yerden çıktı. Koşmaya başladı. Delicesine , aslanın ceylana gidercesine , patlayan borudan akan sucasına koşuyordu yiğidim. Sonra silah ateşlendi, teröristi vurdu. Heval yere yığılınca . Hilal koştu Hakana , Hakan tepeden indi. Sarıldılar .Hakan rahatlamış , Hilal rahatlamıştı. Her şey iyi olmuştu sonuçta. Bu işide başarmıştık.

Sonra bir ses silah sesi... Nerden geldi ? Kafamı kaldırıp baktım. Yerde yatan kanlar içinde Metini gördüm...