Asena'nın ağzından
Pür dikkat kesilmiş ekrandaki yazılara ve yanıp sönen kırmızı yeşil konum ışıklarına bakıyorduk. Alparslan ciddiyetle ekrandakilerin ne olduğunu çözmeye çalışıyordu ki zaten sessizliği bozan da o oldu
- Hakan, adamı delirtme ne bunlar oğlum söylesene bilginin bize vahiy yoluyla inmesini falan mı bekliyorsun.
- Tamam abicim plan kurmaktan anlatmayı unuttum ama inanın bu Hilalimi bana getiricek.
Geceden kalma mor göz kapaklarına rağmen umut ışığı vardı gözlerinde...2 gündür onu ilk defa böyle görmüştüm sevdiceğine bir şey olma korkusu onu herkesten daha perişan etmişti. Bu sefer ben atıldım,
- Hakan ne kadar heyecanlandığının , umutlandığının farkındayım ama emin misin ? Böyle bir durumda kafamıza göre harekete edemeyiz.
Hakan:
- Ya Asena dinleyin beni. Suriyede bir görevdeyken Mit'ten Serdar üsteğmenle tanışmıştım Arabistanda Türkiye adına çalışıyor. O gün bugündür ülkeye döndümü görüşürüz sıkı fıkıyız yani Hilalle de tanışmıştı. Bu olaylar yaşandıktan sonra sabah saat 5 gibi beni aradı yeni bir görevdeymiş görevin içeriğinden ve konumundan bahsedemedi ama arap şeyhlerinden birine kaçak yollarla teröristler tarafından Türkiye üzerinden silah satılacakmış bunun istihbaratını sağlamak için içlerine sızmış silahların alınacağı kampa geldiklerinde Hilale çok benzeyen bir kızın zorla kamp çadırına sokulduğunu görmüş durumu öğrenmek için beni aradı.
Alparslan yaslandığı masadan ayağa kalktı derin bir of çekerek dağılan saçlarını karıştırdı.
- Oğlum iyi tamam da bunun Hilal olduğuna emin değiliz ihtimaller dahilinde hareket edemeyiz.
- Alparslan delirtme beni onu bende düşündüm herhalde giydiği kıyafetler uyuyor ne olursa olsun bu ihtimali değerlendirmek zorundayız benim burda canım yanıyor canım ! Öyle elim kolum bağlı oturamam anlıyor musun beni (hiddetle)
- Lan başlıycam canına sanki benim canım yanmıyor benim kanımdan canımdan lan o kız, kardeşim benim o. Uğraşmayalım demiyorum emin olamayız diyorum.İkisininde tepesi atmıştı iyice... Bir şey de diyemiyordum ikiside bir bakımdan haklıydı. Alparslan sertçe sandalyeye oturdu o koca sert cüsseye bir an sandalye bile dayanamıycak sanmıştım. Hakansa hâlen daha ekrana yansıttığı görüntüleri inceliyordu. Alparslana dönerek,
- Komutanım siz bilirsiniz tabii ama bence bu konuyu Yavuz komutana söylemeliyiz en doğru kararı o vericektir.
Alparslan söylediğimi fikri onaylarcasına ayağa kalktı.
- Doğru söylüyorsun bencede ona gidelim yoksa ben burda düşünmekten kafayı yiyeceğim.
Hakanda tamam dercesine kafasını salladı bir hışımla odadan firladık. Kışlanın soğuk koridorlarını hızlıca birer birer geçtik. Alparslanın arabasına atladık ve yola koyulmaya başladık.Yol boyunca midem ağzıma geldi Alparslan arabayı o kadar sert kullanmıştı ki koskoca range rover bile bi an su koyvericek sandım. Hakan yol boyunca uzaklara daldı daldı gitti ayağını stresten titretip titretip durdu bense bu iki adamın acısına mı yanayım Hilale mi yanayım daha karar verememiştim şimdi ise komutanlığın merdivenlerini çıkıyorduk.
Bize yardımcı olan asker Yavuz komutanın kapısında beklememizi içerde bir askerle konuştuğunu birazdan bizi çağıracağını söyledi ve gitti. Hakan :
-Yok abi basıyor buralar bana daralıyorum dayanamıyorum biraz hava alıcam.
Dedi ve bahçeye ilerlemeye başladı bizde kapının yanındaki plastik koltuklarda oturmaya başladık. Alparslan bir yandan sanki bütün bunların suçlusu ayağıymışçasına hiddetle ayağını titretiyor bir yandan sinirle karşı duvara bakıyordu hem de gözlerini kırpmadan. Bu hale bir son vermeliydim.
-Komutanım.
- Efendim Asena.
Sesi buruktu sanki o her zamanki Asena diyişi değildi bu farklıydı nerdeydi o beni göndermek isteyen hür gür adam...
- Sizce doğru mu yani gerçekten Hilal olabilir mi o ? Bulduk mu gerçekten ?Sessizce bana döndü öyle donuk baktı ki içimdeki kanlar çekildi sanki... Mavi gözleri buğulanmışçasına... Ardından iki elini ayaklarının tam ortasından birleştirip kafasını duvara dayadı.
- Bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Bordo Bereli Hikayesi
Action-Adı ne ? dedi Alparslan komutan -Asena o an sessizlik oldu.kız mıydı ? ... -ben buraya ölmeye geldim ve beni yolumdan kimse vazgeçiremez...