Aynı benim babam gibi...

8.3K 446 30
                                    

- Metin oğlum , koçum ! METİN... İyi misin ?
Alparslan deli gibi bağırıyordu , Hilal ağlıyordu , Hakan küfür ediyordu. Benim için ise zaman durmuştu sanki hiçbir şey duymuyor , görmüyordum. Sa...sadece Metini düşünüyordum. Ben..ben göndermiştim oraya ya ölürse ya... Ben vicdan azabından ölürüm. Ben donmuş bir şekilde Metine bakarken karadenizli yanıma geldi.
- Komütanum Me..metun . Komütanum iyi misinuz ?
Karadenizlinin bağırmasıyla kendime geldim ve hızla Metine koştum. Bir yandan ağlıyordum. Bir yandan ona bakıyordum. Yere çöktüm ve metine bakmaya başladım. Hakan ve Alparslan kurşun yarasına pansuman yapıyorlardı. O sırada metin çok zorlanarak konuşmaya başladı.
- Ko..komutan..ım .
Alparslan hemen ona döndü.
- Söyle koçum !
- Be..ben..im b..bir oğl..lum var !
Bunları söylerken çok acı çekiyordu. Çok kötü , çok kötü bir durumdu askerinizin önünüzde can çekişmesi.
Hemen atıldım ağlayarak.
- Söyle Metin , canım.
Sonra kafasını zorlukla kaldırıp bana baktı.
- O...o..na iy..i ba..kın. T..tek is..te..ğim.
Sözlerini bitirince rahat bir nefes aldı.
Ağlamaklı bir gülümseme oldu suratımda. Alparslan atıldı.
- Koçum artık senin oğlun benim oğlum sen hiç merak etme.
Sonra Alparslana gülümsedi. Ve yavaşça üniformasından kanlı bir resim çıkardı.

 Ve yavaşça üniformasından kanlı bir resim çıkardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Minik bir bordo bereli...
Bakışlarından vatan sevgisi akan , bakışlarıyla düşmanlara korku salan bir minik bordo bereli...

Bana döndün sonra... Kanlı elleriyle elime tutuşturdu resmi.

- Komutanım karım kanser , ( gözündeki yaşı sildi ) malum fazla zamanı yok. Ailedende bir yaşlı annem var. Bu zamana kadar benim ailem siz oldunuz. Komutanım ona iyi bakın hiç bir zaman üzülmesin ağlamasın.
Ben daha fazla dayanamadım. Arka tarafa ağaçlara ilerledim. Sonra bir ağaca tutunarak yere oturdum. Ve bitkin bir şekilde ileri bakmaya başladım.

Yaklaşık beş dakika geçmeden Ahmet yanıma geldi. Gözleri kan içinde , göz altları morarmış.
- Ko..komutanım Me..metin öl...
Sözünü bitirmesine izin vermeden başımı iki elimin arasına aldım hıçkırarak ağlamaya başladım.

~ Alparslan ' ın ağzından ~
Bir güne yıllarım sığmıştı sanki zaman akmaz olmuştu. Hastane kokusuna karışık havayı içime alıp sakinleştirici yapılarak anca uyuyan Asenaya baktım. İlk şehiti olmalı ki baya sarsılmıştı. Babasından sonra tabii ki...

Asena kafasını kaldırıp bana bakmaya başladı.
- Neden yatırdılar beni , hiçbir şey hatırlamıyorum. Sadece tek hatırladığım (tekrardan ağlıyarak)
Metinin öldüğü.
- Asena sakin ol hem ayrıca o ölmedi şehit oldu.

İçeri Hilal girdi elinde bir tepsi yemek ... Yavaşça Asenaya yaklaştı.
- Canım bak sana yemek getirdim hadi ye.
- Boşuna uzatma hilal yemicem.
- Ne demek yemicem , yiceksin.
- Hayır.
- Evet.
- Hayır
- Evet.
- Yemicem.
- Yicen.
Off yeter başım şişti bu işe bir el atmam lazım.
- Asena ye işte.
- Yemicem Komutanım ben Metine gidicem.
- Gidemessin. Yemeğini ye.
- Eğer beni Metine götürürseniz yerim.
Off yapcak bişi yoktu .
- Tamam ama sende yiyiceksin.
- Tamam.
××××××××××××××××××××××××××××××××
İşte morg karşımda. Asena hiç durmadan içeri girdi. Bense arkasından yavaşça girdim.

İçerde görevli vardı. Asena hemen atıldı.
- Biz Metin Gökgözü görmek istiyoruz.
- Şehit Metin Gökgöz 5. Dolap . Siz kimsiniz ?
- Kime benziyoruz ?
- Asker.
- O zaman...
Sonra 5. Dolapa yöneldi ama görevli izin vermedi.
- Üzgünüm ama bu bir şehit polis veya savcı deilseniz izin kağıdınız olmazsa alamam.
- Ne demek alamam ben Asena komutan ve şehitimi askerimi görücem.
- Üzgünüm olmaz.
Asena tam bir şey söylicekken ben atıldım.
- İznimiz yani izin kağıdımız var .
Adam alıp baktı ve önümüzden çekildi. Asena önce baktı sonra sallamadan dolaba yöneldi.

Ve işte Metin. Sopsoğuk ve bembeyaz olmuş. Sadece gülümsüyor... Evet durumundan memnun gülümsüyor.
- Gülümsüyor.
- Evet komutanım. Aynı babam gibi...
- Ne, nasıl ?
- Tabi ben görmedim. Babam şehit olduğunda çok küçüktüm ama annemler hep anlatır , komutanlar , askerleri hep anlatır , babamda işte böyle şehit olduğunda gülümsüyormuş.
- Ne büyük şeref.
- İşte o gün bugündür komutanım şehit olmak istiyorum. Şimdi diyorimki keşke metinin yerinde ben olsaydım...

~ Asena ' ın ağzından ~
Tam morgdan çıkmış odaya gidiyorken yan taraftaki çığlıkları , ağlamaları ve feryatları duydum ve oraya ilerledim. Gördüğüm manzara yürek burkucuydu.

İki kadın polis tarafından tutulan çığlıklar eşliğinde ağlayan bir kadın , büyük ihtimal karısı ; ağlamaktan bitkin düşmüş bir yaşlı kadın , büyük ihtimal bu da annesi...

Hepsi perişan halde... Moralim daha bozulmuş bir şekilde onlara bakarken biri sırtıma dokundu.

Arkamı döndüğüm de küçük bir çocukla karşılaştım. Bu..bu Metinin oğlu... Şefkat kokan ve tatlı bir sesle
- Merhaba sen bordo bereli misin ?
- Evet , senin adın ne bakalım ?
- Kusay , biliyor musum benim babamda bordo bereliydi.
Cevap vermek istedim veremedim kelimeler büyük bir lokmaymışta boğazımda düğümlenmiş gibi... Sustum...
- Aa..ama benim babam öldü.
Ve ağlamaya başladı...

Bir Bordo Bereli Hikayesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin