Dışarda bir bekleyenin var...

6.6K 342 17
                                    

~ Alparslan 'ın ağzından ~
- Komutanım ne oldu iyi misiniz ?
- Can , tuzak , can...
- Ne ne tuzağı.
- Apo bunlara kesin tuzak kurdu can , hemen telsizi ver bana.
Ben delirmiş gibi bağırıyordum. Öyleki kışlada ki yankıları bizzat kulağımla duyuyordum. Can telsizi getirince hemen elime alıp bağırmaya başladım.
- Asena , asena beni duyuyor musun ?
...
Ses yok allahım.
- Hakan sen , Asenaaaa ! Tuzak var tuzak Hakannn !
××××××××××××××××××××××××××××××××
~ Asena ' ın ağzından ~
Kızıl dereye gelince arabaları arkada bırakıp kayalıklara yürümeye başladık. Hakanlar önde biz arkada ilerliyorduk. Ve sonunda kayalıklara geldik. Haşmen yerine geçicek olan aker hazırlanıyorken bizde kayalıklardan öte tarafı inceliyorduk. Kızıldere çok büyüktü bizse ondan biraz uzaktık ama görülebiliyordu. Hakan yanıma geldi.
- Asena haşmen hazır ama önce biz şu kayalıkların arasına falan bakalım mı ? Kontrol amaçlı .
- Tamam o zaman fazla kisi gitmeyelim sen bir asker al timinden ben bir asker.
- Hadi o zaman.
Hemen Ahmetin yanına gittim onu istiyordum. İçimde kötü bir şey vardı. Ahmet timin bomba uzmanıydı bunu göz önüne almıştım.
- Ahmet gidiyoruz , kayalıkların orayı kontrol edicez.
- Emredersiniz komutanım.
Beraber Hakanlara ilerledik.

Hakan önde biz arkada gidiyorduk. O sırada Hakan durdu.
- Ne oldu niye durdunuz komutanım !
Bunu söyleyen Ahmetti.
- Tuzak !
Ben bu sefer atıldım.
- Ne..ne Nasıl ?
- BOMBALI TUZAK ! Dikkat edinn !
Ben ilerleyip baktıp iki tane büyük bomba timlerden ilerde olmasına rağmen onlarıda etkilerdi hemen bir şeyler yapmalıydık.
- Ahmet hemen uç !
Donmuş şekilde bana bakan Ahmete bağırdım.
Hemen soldaki bombaya geçti. Bombaların arasında çok mesafe olmasada 2 metre vardı. Sonra Hakan da kendi askerine bağırdı.
- Durma böyle git diğerlerine haber ver.
O askerde koşunca bizde diğer bombayla ilgilendik. Birşey bilmiyorduk Ahmet bizi yönlendirmeye çalışıyordu ama biz bir şey yapamıyorduk. Her an patlama korkusu. Heh... Ahmet bitirdi. Buraya geliyordu bir anda Hakan bağırdı .
- 3 saniye kaldı. Kaçınnn...!

Ne olduğunu anlamadan hepimiz bir anda kendimizi fırlattık. Sonra bomba patladı.

Ne oldu hiç bir şey duymuyordum. Etrafımda sarı , kırmızı ışıklar ve inanılmaz sıcak uçuyordum. Çok hızlı sürmedi. Yere yapıştım. Sonra , sonra mı ?
Her şey gitti...
××××××××××××××××××××××××××××××××
Gözlerimi korkunç ağrılarla açtım her yerim ağrıyordu. Bir hastanenin acilindeydim. Sağımda ve solumda 4 , 5 tane yatak vardı. Görebildiğim kadarıyla Hakan , Ahmet ve bir çok tanıdığım tanımadığım asker. Çok yorgundum gözlerimde ağrıyordu ve kapattım gözlerimi tam uyuyordumki sağ elime bir el deydi. Hemşire sandım umursamadım. Herhalde serumu yenilicek sonra ahhh ! Biri serumu koparttı. Gözlerimi dehşet açtım. Bir de kimi göreyim. Kusay...
- Kalk Asena sende babam gibi ölmiceksin.
Canım yaa...
- Öncelikle canımı acıttım sevimli canavar. Sonrasında bir baban ölmedi cnm şehit oldu. İki ben ölmicem küçük sıyrıklar sadece.
Sonra gülümsedi ve dudaklarını büzdü.
- Bir tamam babam şehit oldu. İki oleyy. Üç şehitlikle ölmek aynı şey değil mi ?
Güldüm minik şey.
- Hayır minik şey ŞEHİTLER ÖLMEZ.
- Ben minik şey değilim.
Sonra ellerini bellerinde birleştirdi ve dudaklarını büzdü.
- Tamam tamam koca minik şey.
Kahkaha attım.
- Off ! Asena ya !
Sonra hemşire geldi. Gelir gelmez bağırdı.
- Senin acilde ne işin var hemen çık şurdan yaramaz.
Üzülmüş bir şekilde yataktan uzaklaşan kusayı soluma çağırdım.
- Tamam bağırma çocuğa hem ben rahatsız olmuyorum...

- Kusay al bu parayı hadi git kendine çikolata al.
- Tamam Asena.
O gittikten sonra Yavuz komutan geldi. Ayağa kalmakmaya çalışıyordum ki beni durdurdu.
- Kalkma sakın zaten geçmiş olsun demek için geldim çok kalmıcam.
- Sağolun komutanım.
- Ee ne zaman taburcu oluyorsun duyduğuma göre fazla etkilenmemişsin.
- Evet yani bir iki ağrı sızı ve yanık dışında bir şey yok Allahtan.
- İyi bakalım.
Biz konuşurken doktor geldi.
- Asena hanım nasılsınız ?
- İyiyim bir iki ağrı , sızı var sadarada - Anladım isterseniz kalkabilirsiniz yani taburcu olabilirsiniz başka sıkıntınız yoksa .
- Aslında sesler boğuk boğuk geliyor biraz.
- Normaldir bomba patlamasından kulak sinirleriniz hasar görmüş.
- Anladım .
Sonra Yavuz komutan bana döndü.
- Asena ailene haber vermedik seninle konuşmadan.
- İyi yapmışsınız komutanım annem duysa ilk uçakla buraya gelirdi.
- Tamam o zaman ben çıkıyorum. He bu arada dışarda bir bekleyenin var.

Kimdiki bu kişi ? Büyük ihtimal abim gelmişti hani haber vermemişlerdi. Düşüncelerle boğuşurken bahçeye gelmiştim. Etrafa bakındım abim yoktu karşı taraflara bakarken biri kolumdan tutup beni kendine çevirdi. Şarşırmış bir şekilde o kişiye bakarken. Alparslan... O kahverengi gözler bana mahsunca bakıyordu. Sonra ben olayı daha anlayamadan o kaslı kollar bana sıkıca sarıldı...

Yeni bölüm...
Nasıldı ?
Beğendiniz mi ?
Sizce gelecek bölümde neler olucak tahminlerr...

Bir Bordo Bereli Hikayesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin