Jungkookun doğmasının üstünden birkaç ay geçmiş,artık emeklemeye ve birkaç adım atabilmeye başlamıştı.
Bu durum en çok Yoongiyi sinir ediyordu.Onu her an bir böcek gibi ezebilirdi.
Hoseok onu koridorun başında koyuyor kendisi en sona giderek Jungkookun ona gelmesini izliyordu.
Yoongi odasının kapısını açtı.Emekleyen Jungkooku göremediği için koluna bastı ve ev cuz çığlıklarla doldu.Hoseok hemen ayağa kalkıp kardeşini kucağına aldı.
Seokjin hızlıca merdivenlerden çıkıp Hoseokun kucağındaki Jungkooku aldı ve Yoongiye baktı.
-Neden herşeyden ben suçlu oluyorum?
-Çünkü herşeyi sen yapıyorsun.
-Doğru.Ama bunu bilerek yapmadım!
-Ne olursa olsun. Bu evde emekleyen bir bebek olduğunu biliyorsun.
Yoongi oflayarak aşağı indi.Ona herşeyi yıkmalarından bıkmıştı.Ne yaparsa yapsın en büyük olduğu için suçlu hep o oluyordu.
Bazen kardeşlerinden nefret ediyordu.
Onlar olmasa hayatı daha güzel olabilirdi.
Bahçedeki sallanan salıncağa oturup derin bir nefes aldı.Kimseye söylemediği bir sevgilisi vardı.
Telefonunu çıkarmış mesaj atıyordu ki Taehyung tırmanarak yanına geldi.
-Ne yapıyorsun?
-Sanane.
-Neden hep somurtuyorsun hyung?
-Somurtmuyorum.
-Hayır.Yemek yerken yüzün asık.Biz oyun oynarken yüzün asık.Sürekli mutsuzsun.Senin mutlu olmanı istiyorum.
Taehyung küçük kollarını Yoongiye doladığında gülümsedi.
-Beni seviyor musun Tae?
-Tabiki seviyorum.Sen benim abimsin.
Yoongi tereddütle elini Taehyungun sırtına koydu.
-Bende seni seviyorum Taehyung.
❤
-Yemek hazır!
Jin kucağında Jungkookla birlikte ramen dolu tavayı masanın üstünde koydu.
Jimin yukardan hızlıca indi.Üstünde yerleri süpürebilceği kadar uzun bir tişört vardı.
-O babanın tişörtü değil mi?
-Evet.
-Taehyung nerde?
Jimin cevap vermeden Taehyung merdivenlerin başında gözüktü.Mızmızlanarak aşağıya indi.
Jimin elini tavaya daldırıp ramenleri ağzına doldurmaya başlamıştı.
-Ne oldu?
Masaya yerleşirken cevap verdi.
-Birdaha okula gitmeyeceğim!
Seokjin seslice nefes verdi ve Jungkooku kucağından indirdi.O emekleyerek salona giderken Taeye baktı.
-Sorun ne?
-Okuldaki herkes Jimin ve benle dalga geçiyor!
-Neden?
Jimin ağzı doluyken konuşmaya çalıştı.
-İki babamız olduğu için.Taeye onları duymamasını söyledim ama beni dinlemiyor.
-Taehyung senin iki baban yokki.
-İkinizde erkeksiniz ama.
-Eğer sana birdaha öyle derlerse aşkın cinsiyet gerektiren birşey olmadığını söyle.Şimdi ağlama tamam mı?
Taehyunga sarılıp öptükten sonra sehpaya sıkışan Jungkooku kurtarmaya gitti.
-Ya sana takmamanı söylemiştim değil mi?Bizde herkes gibi normal bir aileye sahibiz.Bunu al.
Avcunda tuttuğu ramenleri ikizine uzattı.
-Ne yapıyorsunuz veletler?
Yoongi ilk defa mutlu bir şekilde sofraya oturdu.Yanındaki Taehyungun saçlarını karıştırıp tabağında biraz ramen aldı.
-Yomok yoyoroz.
-Onu anladım zaten.
-Artık mutlu musun hyung.
-Mutluyum Tae.Her zaman mutluydum zaten.
-Pek öyle durmuyordu.
Namjoonda masaya yerleştiğinde Seokjin Jungkookun mama sandalyesini kendisine çekip yemeğe başladı.Hoseok kendi kendine ramen yemeye çalışıp yarısını döküyordu
-Ben bu akşam eve gelmeyeceğim.
-Nedenmiş o?
-Arkadaşımda kalacağım.
-O arkadaşının adı ne Yoongi?
-Woo Hyun.
-Gerçeği söylüyorsun değil mi?
-Yalancı biri miyim ben?
-Hayır değilsin tabiki.Ama çok dikkatli ol tamam mı?
Yoongi kafasını sallayıp yemeğine döndü.Azıcık yalandan kimse zarar görmezdi.
❤
Yemeklerini yedikten sonra Yoongi hariç herkes salondaydı.
Namjoonla Seokjin televizyon izliyordu.
Jimin yürüteçteki minik kardeşini güldürüyordu.Taehyunla Hoseoksa Yoonginin yokluğunda onun odasını talan ediyorlardı.
Hoseok masasına bakarken Taehyung yatağının altında garip birşey buldu.
-Bu ne hyung?
-Bilmem açsana.
Şeker paketine benzeyen paketin ucunu yırttılar ve içindeki plastiği açtılar.
-Balona benziyor.
-Aynen.
İkiside gülmeye başladılar ve diğer kardeşlerine göstermek için aşağıya indiler.
-Jimin bak balon bulduk!