26

2.2K 202 79
                                    

Bu bölümü morali bozulmuş wrongsideofreality e adıyorum.

Üzülme ve mükemmel ol.

Benim gibi.

Akşam yemeğinde zaten kalabalık olan aile iyice kalabalıklaşmıştı.Seokjin Yoongi ve Cho Hee'yi herşeyden yemesi için zorluyordu.

-Sen iyice zayıflamışsın bak bundan da ye.

Yoonginin tabağına zaten birkaç tane olan kurabiyelerden biraz daha doldurup Cho Hee'ye döndü.

-Sana toka vermemi ister misin?Saçların rahatsız ediyordur.

-Bavulumda vardı sağolun.

-Olsun.Jungkook küçükken saçlarını bağlıyorduk onlardan getirim şimdi.

Ayaklanmıştı ki Namjoon kolundan tutarak onu geri oturttu.

-Yemekten sonra verirsin Jin.Sen kendi yemeğini yesene.

Cho Hee'yle Jimin karşılıklı oturmuşlar yemek yeme yarışı yapıyorlardı.

Yoongi her zamanki gibi yanında oturan Taeye döndü.

-Sen ne kadar yakışıklı olmuşsun böyle Taehyung.

-Biliyorum.

Seokjin ağzı doluyken atıldı.

-Genler işte naparsın?

Jungkook son lokmasını da alıp sohbete katıldı.

-Orda arkadaşların var mıydı hyung?

-Bir tane vardı...

-İyi miydi?

-Yok gaydı.Gay olması önemli değilde çok azgındı.Benim yatağımda bile-

Namjoon öksürerek dikkatleri kendi üzerine çekince kendini kaptıran Yoongi de sustu.

-Azgın ne demek baba?

-Hiçbirşey Jungkook.Hadi doymadınız mı siz?Kalkın da oyun oynayın.

Hoseok ağzını güzelce silip ayağa kalktı.

-Bahçeye çıkabilir miyiz anne?

-Top oynuyoruz diye milletin camını yere indirmeyeceksiniz çıkabilirsiniz.

Hoseok Zürafayı kucağına alıp boştaki elini havaya kaldırıp bağırdı.

-Hadi futbol oynayalım!

Jimin,Tae ve Jungkook heyecanla katıldı hyunglarına.Çünkü kim yaz akşamları dışarısı insan doluyken bahçede top oynamayı sevmezdi ki?

Jimin ayakkabılarını giyip kapıdan Yoongiye baktı.

-Sen gelmiyor musun hyung?

-Birazdan gelirim.

Kafasını sallayıp kapıyı kapattı.Artık masada sadece dört kişi vardı.

Namjoon Seokjinin elini kavrayıp karşısında oturanlara gülümsedi.

-Ne yapacaksınız şimdi?

Yoongi dirseklerini masaya dayayıp yüzünü elleri arasına aldı.

-İş bulacağım.Otelde başlarım diye düşündüm.Rezervasyon falan.

-Cho Hee?

-Cho Hee'yle birlikte çalışacağız zaten.Aynı bölümden mezun olduk.

Yoongi duruşunu bozup biraz ciddileşti.Onun hakkında konuşmak istiyordu.

-Anne Cho Hee'nin gidecek bir yeri yok.Annesiyle babası ayrılınca babası koreden gitti.Annesi de..

Kız utangaç bir gülümseme gönderdi.Gergindi ve hala ölümüne utanıyordu.

Seokjin sanki onu anlamış gibi masada duran elini kavradı.

-Artık bizden utanmana gerek yok tamam mı?Biz senin annen ve baban gibi olacağız.Şu dışarda top tekmeleyen bücürler de senin kardeşin.

Gülümsedi ve derin bir nefes aldı.

-Oh be!Hep bir kızım olsun istemiştim zaten!

-Evet ne yapıyoruz veletler?

Yoongi kapıyı kapatıp ellerini birbirine sürttü.Cho Hee bahçedeki salıncağa oturup artık yaşlı bir kedi olan Zürafayı kucağına aldı ve kardeşlerini izlemeye başladı.

O kadar mutluydu ki.Seokjin ve Namjoon melek gibi insanlardı.Küçükler gördüğü en tatlı çocuklardı ve Yoongi...

Bacaklarına yapışmış Taeyi kucağına alıp diğer koluna da topu sıkıştırmış takımları ayırırken bile yakışıklıydı.

-Tamam beni dinleyin.Hobi,sen Jiminle ol.Tae de Jungkookla.Bende ikinize de yardım edeceğim tamam mı?

Tae itiraz etti.

-Ama onlar çok güçlü oluyor!Jungkook oynamıyor ki!

-Oynuyorum!

-Jungkooku kaleci yaparız.

-Kaleci olmak istemiyorum.

-İyi bende sizin takımdanım o zaman.

Hobiyle Jimin de Yoonginin onların takımda olmasından şikayet edince oflayıp topu yere fırlattı.

-E ne yapayım o zaman!

Hobi bir süre düşündü.Sonra aklına bir fikir gelmiş gibi gülüp Cho Hee'ye bağırdı.

-Sen futbolu biliyor musun Cho Hee noona!

Birkaç dakika sonra Cho Hee yeni sulanmış ıslak çimlerin üzerinde futbol oynarken buldu kendini.

Seokjin mutfak penceresinden onları izliyordu.

Namjoon yanına gelip elini beline koydu.

-Merak etme herşey iyi olacak.

-Biliyorum.Herşey iyi zaten.

İkiside gülümsedi.Sonra Namjoon kafasını Jinin geniş omzundan kaldırıp sorgular gibi baktı ona.

-Kız çocuk mu istiyordun sen?

-Yani.Çok güzel olurdu.

-Neden söylemedin.Birkez daha-

Seokjin sinirle Namjoona vurdu.

-Bir,çok azgınsın.İki,ben kendime zor bakıyorum birde altı çocuğa mı bakıcaktım?

-Kendine zor bakıyorsan böyle cennetten düşmüş gibi beş çocuğu nasıl büyüttün o zaman?

-Mükemmelim ya ben.

İkiside güldüler.Seokjin birden ciddileşti.

-Ciddiyim ama ben.

-E bende ciddiyim.Mükemmelsin sen.

BANGTAN FAMİLY¹✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin