19

2.4K 227 159
                                    

Yoongi yurda geldiğinde yanlız olmayacağını anlamıştı.İki yatak vardı ve biri kullanılıp düzenlice katlanmıştı.Odanın bir köşesinde ise açık bir bavul vardı.Kıyafetlerin yarısı dolapta yarısı yerdeydi.

Küçük banyodan da su sesi geliyordu.

-Merhaba?

Meraklıca banyoya doğru yürüdü.İçerden kendisinden bile cılız, kıvırcık ve kısa bir çocuk çıktı.

Yalan söyleyemezdi.Yakışıklıydı.

-Sen oda arkadaşım olmalısın.

-Evet.Min Yoongi.

-Lee Dong Hyun.

Yoongi duyduğu isimle birazcık şaşırdı.Babası Jungkookun adını Dong Hyun koymak istediğinden fazlasıyla alışıktı bu isme.

Arkadaşı yerdeki tişörte uzanırken güldü.

-Tanıdık mı geldi?

-Hayır sadece..Boşver.

İlk defa gördüğü birine kardeşini falan anlatacak değildi o yüzden bavulunu açtı.

-Şey...Dağınık biri değilsindir dimi?

Yoongi mimiksiz bir şekilde karşısındakinin suratına baktı.Daha sonra alaycı gülümsemesiyle beraber "evet öyleyim" dercesine tişörtlerinden birini yere fırlattı.

Dong Hyung gülümsemeye çalıştı.

-Birazdan öğle yemeği saati gelir.Hadi aşağıya inelim.

-Ne zamandır burdasın?

-Bir hafta.

Yoongi birşey söylemeden önüne döndü.Onda garip birşey vardı.Bunu farketmişti.

Yemeklerini alıp masaya oturduklarında bile garip davranıyordu.

-İyi misin?

-E-evet.

-Ellerin niye titriyor?

-Titremiyor.

-Çorbanı döküyorsun.

-Ha evet.

Masadaki peçeteye uzanıp Dong Hyuna verdi.

Etrafına bakındı.Düzgün düşünemiyordu.Beyni tamamiyle Cho Hee'yle doluydu.

Seokjin birazcık alışmıştı Yoonginin gidişine.Ama birazcık.

Kapı açılıp da Hoseok neşeyle içeri dalana kadar koltuğa uzanmış dinleniyordu.

-Sessiz ol Hobi.Kardeşin uyuyor.

-Min Soo benle konuşuyor anne!Bana küsmemiş.Tatile gitmişler.

-Öyle mi?Sende gitmek ister misin?

-Hayır tatillerden korkuyorum.

-Niye?

-Çünkü bir kere gittiğimizde babam beni havuza düşürmüştü.

Seokjin güldü.

-Birdaha olmaz o.

-O zaman gidelim!

-Akşam baban gelince konuşuruz tamam mı?

Onlar konuşurken Tae ile Jimin üst katta Yoonginin yatağında yatıyolardı.

-Acaba bizde mi Jungkook gibi öğlen uyusak Tae?Bu yatak çok rahat.

-Bilmem.Ben neredeyse uyuyacağım.

-Güzellik uykusuna yatalım biz!Hem belki benim göbüşüm gider.Şişkoyum ya ben.

-Hayır değilsin!

Tae kardeşinin göbüşüne sarıldı.

-Öyle düşünme Jimin.Sonra bende üzülüyorum.

-Birşey soracağım sana.

-Hm?

-Ben çok mu yemek yiyorum?

-Hayır.Bence biraz daha fazla bile yemelisin.

-Cidden mi?

-Cidden.

-O zaman annemden akşam pasta yapmasını isteyelim mi?

-Olur.Ama önce uyuyalım.

Tae sıcak Jimine daha fazla sokuldu.Kafasını boynuna gömdü ve gözlerini kapattı.

Yoongi üniversiteden şimdiden nefret etmişti.Bir ay erken açılan okuluna lanet ediyordu.

Herneyse.

Okulun ilk günlerini gayet iyi atlatıyordu.Cho Hee'yle aynı dersleri almamışlardı en azından.

Kalbinde hala büyük bir boşluk vardı.Ara sıra koridorda göz göze geldikleri zaman hemen kaçırsada Yoongi mutlu olmadığını biliyordu.Eskisi gibi parlamıyordu ki güzel gözleri.

Dong Hyun ise temizlik takıntısına rağmen iyi bir çocuktu.Bazen dayanamayıp Yoonginin asla toplamadığı yatağını falan topluyordu.

Şaşırtıcı ama baya iyi anlaşıyorlardı.O gece de Yoongi yatağına uzanmış telefonuyla uğraşırken Dong Hyunda kitabını okuyordu.Oflayıp yüzüne kadar çektiği kitabı indirdi.

-Yoongi galiba sana bunu söylemeliyim artık.

Esneyip telefonunu komidine koydu ve yatağında ondan tarafa döndü.

-Çabuk söyle uyuyacağım.

-Öyle mi saat kaç ki?

-Dong Hyun uyuyacağım diyorum ne söyleyeceksen söyle.

-Ama bu öyle pat diye söylenmez ki..

-İyi söyleme o zaman.İyi geceler.

-Hayır!Söylemeliyim ama.

Yoongi gözleri kapalıyken konuştu.

-Ben seni dinliyorum.

-Hayır dinlemiyorsun.

-Sinirlendirme beni.

-İyi be tamam..Ama yüzüme bak!

Sinirle ofladı.Gözlerini açıp Dong Hyuna çevirdi.

-Ne var ya!

-Ben gayim.

BANGTAN FAMİLY¹✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin