Dong Hyun gelmeden önce aldığı tavukla içeri girdi.
Yoongi gözlerini baktığı boşluktan ayırmadan konuştu.
-Nereye gittin?
-H-hiç.
-Kekeleme.
-Tavuk aldım.Hadi yiyelim.
-İstemiyorum.
Dong Hyun derin bir nefes verdi.Yatağın ucuna oturdu.
-Yoongi aptal bir kız için bu kadar üzülmen normal mi?O seni sevmiyor bile.
-Yalan söyledi.
-Ne?
-Bana o gün yalan söyledi.Başka birine aşık falan değil o.Beni seviyor.
-Kendini kandırıyorsun.
-Kandırmıyorum!Başka biri diye birşey yok!
-Var Yoongi!Ben varım!
İkiside sustu.Yoongi ciddileşti.Dong Hyun ise başını yere eğdi.
-S-sen mi varsın?
-Evet.
Gülmüştü.Gülünce Dong Hyun sinirlendi.
-Komik bir şey mi?
O sinirlendiğinde Yoongide ciddileşmişti.Yataktan kalkıp kapıya doğru yürümeden önce omzuna sanki destek verir gibi vurdu.
-Dizi falan çevirmiyoruz Dong Hyun.Gay olan kalbi kırılana aşık olur onu iyileştirmeye çalışırken çıkarlar.Böyle bir şey yok.
❤
Jimin mutfaktan çıkmıştı.Artık biraz daha büyüdüğünü düşündüğünden formuna dikkat ediyordu.Üç kurabiye yerine iki tane yemişti.
Televizyonun önüne atladı.Açmadan önce kapıdan gelen ses dikkatını çekti.
Önüne geçti.Miyavlama sesiydi bu.Normalde bunları pek umurmazdı ama dışarda neredeyse bacağını yutacak kadar kar olduğundan kapıyı açtı.
Minik bir yavruydu bu.Onu Jungkooka benzetti.Çünkü kendisi büyümüştü.5 yaşında ne kadar büyülüyorsa tabii.
Titreyen yavruyu elleri arasına aldı.Parmağıyla başını okşadı.
-Annen yok mu senin?Sorun değil.
Kucağındaki kediyle beraber kapıyı kapattı.Ona yemek vermek için mutfağa girdi.Yere koyup buzdolabını karıştırmaya başladı.
-Çorba ister misin?Annem üşüyünce bana hep çorba yapıyor.
Seokjin duştan yeni çıkıp giyinmişti.Aşağıya akşam yemeği hazırlamak için indi.Jimin çorba tenceresini çıkarmış ısıtmaya çalışıyordu.
-Ocakla oynamak yok Jimin.Acıktıysan bana söyleceksin.
-Ben acıkmadım ki o acıktı.
-O kim?
Jin bacaklarında hissettiği yavruyla çığlık atıp Jiminin arkasına çömeldi.
-Nerden buldun bunu!
-Kapının önünde.Bak üşüyor.
Jimin annesinin onaylamayan bakışlarla kediye baktığını gördüğünde ona döndü ve dizlerinin üstüne çöktü.
-Lütfen bizle kalsın anne!Hep ben bakarım söz veriyorum!
Hoseok mutfağa girdi.
-Jimin bağırma Jungkook uyana-
Gözleri yerdeki kediyle buluştu.Kocaman gülümseyip ellerine aldı.Minik kafasını birkaç kez öptü.Sonra o da yalvarmaya başladı.
-Lütfen bizimle kalsın!
Jin birkez daha kediye baktı.
-Heryere tuvaletini yapacak.
-Öğretiriz.
-Kedilere birşeyler öğretmek zor olabilir Jimin.
-Lütfen.Öğretene kadar sadece bizim odamızda kalsın.
Hobi kedi hala kucağındayken sinirle konuştu.
-Benim odamda kalsın!
-Senin odanda Jungkook var.
-Yoonginin odası boş.Oraya koyarız?
Seokjin seslice nefes verip ayağa kalktı.
-Bir Yoongi değil Yoongi hyung.İki...
Hoseokun ve Jiminin yalvarırcasına bakan gözlerine baktı.
-İyi tamam..
İkiside teşekkür edip annelerine sarıldılar.
-Hadi yatak yapalım ona!
❤
Yoongi üşüyen ellerini cebine sokup bir banka oturdu.Kendi kendine güldü.
-O varmış.Gerizekalı.Hem Cho Hee'ye aptal mı dedi o şerefsiz?Geri gidince öldüreceğim onu.
Konuşurken havaya baktı.Kış olduğu için hemen kararıyordu.Yine Cho Hee'yi düşündü.
-Karanlığı da sevmezdi ki o.Şimdi napıyordur acaba?
Derin bir nefes aldı.Kafasını karlara eğdi.Ayağıyla biraz bozdu.Beyniyle konuşurken önünde iki ayak gördü.Hızlıca kafasını kaldırdı.
-Seni tanıyor muyum?
-Oturabilir miyim?
-Kimsin?
Kız cevap almadan yanına oturduğunda kaşlarını kaldırıp dudaklarını büzdü.
-Tabi otur.
-Aynı dersleri alıyoruz.
-Öyle mi?
-Buraya Cho Hee hakkında konuşmaya geldim.
Yoongi ismini duyunca çiddileşti.Kız seslice nefes verip yukarı baktı.
-Ah bunu yaptığım için beni öldürecek!
-Söyle hadi!
Gözlerini sımsıkı kapatıp hızlıca konuştu.
-Başka birine aşık falan değil.Sadece annesiyle babası yaptığınız şeyi öğrendi ve rahat bırakmadı.Dayanamayıp kızlar yurduna geçti.O çocuk da seni kıskandırmak içindi.
Gözlerini açtı.Gülümsedi.
-Oh be.Söyledim işte.
Gözleri Yoongininkileri buldu.Bir süre birşey söylemedi.Sonra sevinçle ayağa kalktı.Gitmeden önce kıza sımsıkı sarıldı.
-Teşekkür ederim!
-Nereye gidiyorsun!
-Kızlar yurduna!