28

2.1K 171 74
                                    

Cho Hee'nin aileden biri olmasının ardından iki sene hızla geçmişti.

Artık iyice alışmışlardı ona.Seokjine de hiç yük olmuyor,hatta ona yardım ediyordu.

Yine sabah herkesten önce uyandı.Yanında öküz gibi uyuyan Yoongiye bir öpücük verip aşağıya indi.

Dünden kalan dağınıkları toparladı sonra da mutfağa girdi.

Aslında bugünlerde o kadar da mutlu değildi.Yoongi ona karşı garip davranıyordu.Bu da onu fazlasıyla üzüyordu.

Kapının kenarında Tae gözüktü.

-Günaydın.

-Günaydın Tae!Jimin uyanmadı mı?

-Aslında ben bilerek uyandım.

Cho Hee kaşlarını çatıp eğilerek Taeyle boylarını eşitledi.

-Neden?

-Yardım etmek için.Bir de birşey sormak için.

-Evet?

-Bugün benle Jimini alışverişe götürür müsün?Hobie hyungun doğum günü yaklaşıyor da.

Aslında Hoseokun doğum günü falan yaklaşmıyordu.Tae bu yalanı Yoonginin ona verdiği üç paket jelibon karşılığı kabul etmişti.Cho Hee'nin evde olmaması lazımdı.

Jungkook da sessizce uyanıp yastığına sakladığı rezervasyonu annesinin yanına koydu.Onların da bu gece evde olmamaları lazımdı.Yoongi hyungu bu rezervasyonu almak için aylardır para biriktiriyordu.

Bugün evde Yoongi,Hobie ve Jungkook dışında kimse olmamalıydı.

İşini hallettikten sonra yavaşca uyuyan Yoongiyi sarstı.

-Hallettim.

-Aferin sana.Şimdi kaybol.

Odadan çıkıp hiçbirşey olmamış gibi aşağıya indi.Koltuktaki Taeye gitti hemen.

-Yaptın mı?

-Kahvaltıdan sonra götürecek.

Jungkooku uzattığı ele bir beşlik çakarken yukarı katta da Jimin uyanmıştı.

O uyanırsa,herkes uyanmalıydı.Gidip Yoongi hariç herkesi uyandırdı.

Bir saat sonra herkes Cho Hee'nin hazırladığı kahvaltıyı yiyordu.

Seokjin masanın üstüne yatağında bulduğu kartı attı.

-Bu kimin işi?

-Hepimizin!Size akşam yemeği ayarladık.Kahvaltıdan sonra da alışverişe falan gidersiniz.

Cho Hee Yoonginin kulağına eğildi.

-Öyle mi yaptık?

-Karışma sen.

Seokjin teşekkür edip herkesi öptü.Kahvaltıdan sonra,evde sadece üçü kalmıştı.

Yoongi,Hoseok ve Jungkook.

-Ne yapacağınızı biliyorsunuz.

Önce evin dışına çıkıp güzelce süslediler taştan yolu.Daha doğrusu sadece Jungkook ve Hoseok süsledi.Yoongi oturmakla meşguldü.

Taştan yolun iki tarafına da mumlar dizdiler sonra birazcık gül yaprağı koydular.

Yoongi de en sonunda kalkıp çitlere minik ışıklardan sardı.Güneş battığında mükemmel görünecekti burası.

Yeniden içeri girdiklerinde saat epey ilerlemişti.Hoseok merdivenlerle ilgilenmeye başladı.Jungkooksa gül sepetini tutuyordu.

-Neden süslediğimizi biliyor musun hyung?

-Yoongi hyunga sordum ama seni ilgilendirmez dedi.

Merdivenlerde bitince saat altı olmuştu bile.

-Şimdi napacağız.

-Şimdi istediğinizi yapın.Teşekkür ederim.

İkisini de kafalarından öptükten sonra dışarı yolladı.Sonra kendisini yatağa attı.Tahmin ettiğinden daha az zamanı vardı.

Yatağı süsledi sonra dışarı çıkıp dizdikleri bütün mumları teker teker yaktı.

O bunların hepsini yaparken Namjoonla Seokjin çoktan yemeklerini sipariş etmiş Taehyungla Jiminde gözleri bağlı Cho Hee'yi kontrol ederken evin önüne gelmişlerdi bile.

-İyi misiniz çocuklar!?Gözümü açın hadi!

Yoongi ikisine de eliyle işaret yapınca karşıdaki parka Jungkookla Hoseokun yanına gittiler.Eğer Seokjin onları bu saatte parka yolladığını öğrense öldürürdü ama işlek bir caddelerdi ve saat farketmeksizin park çocuklarla dolu oluyordu.

-Nereye gittiniz!

Cho Hee'nin arkasına geçip gözlerini çözdü.

Gözleri serbest kalınca karşısında gördüğü manzarayı durup saatlerce izleyebilirdi.Yoongi hala arkasındayken kollarını doladı.

-Hadi gel.

-Ne yapıyorsun Yoongi?

-Gel işte.

İkisi birlikte güllerle kaplı yoldan geçtiler.Eve girince Cho Hee ayrı bir büyülendi.

-Sen hangi ara-

-Konuşma fazla.Beni takip et yeter.

Gözleri dolarken merdivenlere yönelenen Yoongiyi takip etti.

Yoongi bu kadar uzun süre ilk defa gülümsüyordu.Odasının kapısında durup Cho Hee'yi bekledi.

O da gelince kapıyı açarak hızlıca yataktaki minik kutuyu aldı eline.Hiçbirşey söylemeden gözleri ışıldarken baktı ona.

-Yoongi bunlar ne?Konuşsana.

Yavaşca eğildi.Cho Hee olanları anlayınca ağlamaya başladı.Elleri ağzına giderken birkaç geri adım attı.

-Sana seranat yapardım ama bu konuda berbat olduğum için yapmıyorum.Neyse benimle evlen.Zaten başka seçeneğin yok.

Güldü.Başka bir seçenek nasıl olabilirdi ki zaten?Kim ona hayır diyebilirdi ki?

-Dünyadaki en berbat evlenme teklifi olsada kabul ediyorum Yoongi.

-Yemin et?

-Ya yemin ederim!

Yoongi yüzüğü ince parmaklarına geçirdi.Sevinçle sarıldı ona.Birkaç kez döndürdü.

Sonra dudaklarına yapıştı.Bütün bedenini nazikçe yatağa koydu.

-Bundan sonra ne olacak peki?

Mumlar pürüzsüz yüzünü aydınlatırken biraz düşündü Yoongi.

-Sanırım ilişkimiz evraklarla onaylanmış bir şekildeyken öpüşeceğiz.

Cho Hee'nin kahkaları Yoonginin dudakları arasında karışıp gitti.

Ayrıldıklarında küçük gözleri parlıyordu.

-Sana aşığım Cho Hee.

BANGTAN FAMİLY¹✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin