10. Bölüm |Gizli Numara|

630 26 3
                                    

İyi okumalaaarr ‹•.•›
•~~~~~~~~~~~•

ALÇİN SOYKIRAN

"Cidden, teşekkür ederim. Eve bu hâlde gidersem cesedim çıkardı." başını önemli değil anlamında salladı. Altay'la beraber Rüzgar'ın evinde kalıyorduk. Yeraltı'nın eskilerindendi. Uzun zamandır oradaydı. "Her ne kadar bizi bıraksanda, Altay arkadaşım. Ve sen beni bu hale getirdin." başımı salladım sırıtırken.

"Kandırmaya çalışma be! Sen kim olursa olsun alırdın evine. Ne atar gider yapıyorsun şimdi?" güldü. Tanıyordum onu, tanımadığı etmediği biri olsa bile alırdı. İçi güzel çıcık. Kafesten çıktığımız andan bu yana ne kadar geçti bilmiyorum ama akşam yedi sekiz falandı. Yani babamlar da hala teyzemdeydi.

"Kız, telefonun titreşiyor. Kim bu?" telefonum elime geldiğinde ekrana baktım. Gizli numara yazısıyla kaşlarımı çattım. "Salak, gizli numara yazıyor. Nereden bileyim?"
Sırıttı. Rüzgar uzandığı koltukta telefonuyla uğraşırken seslendi. "Aç o zaman. Kim olduğunu biliriz."

Tereddütle telefonu açıp kulağıma yasladım. Ses vermeden bekledim. "Sevgili Sadist. Hayatın nasıl gidiyor?" boğuk çıkan sesinden cinsiyeti pek anlaşılmıyordu ama bu güçlü gelen ses, erkek olduğuna yönlendiriyordu.

"Gayet güzel gidiyor. Yani yaptıkların bana pek etki etmedi. Bir sıkıntın mı var hayatımla ilgili?" dedim sırıtırken. Nasıl etki etmedi? bok gibiydim de toparlandım. Güldü. Tanıdık gelmiyordu cidden ve bu sinirlerimi geriyordu. "Ah, etkilemedi mi? Çok üzüldüm. Oysa Yankı evine geldiği zaman nasıl öldüğünü görmüştüm."

Kaşlarımı çattım. "Ne demek görmüştüm? Beni mi izliyorsun?" güldü tekrar. Ne mutlusun sen öyle. "Elbette. Şuanlık sana dokunmuyorum. Ama çevrendekilere her an zarar verebilirim, bunu aklından çıkarma sakın." telefon kapandı. Sıktığım dişlerim arasından nefesimi verdim.

"O kim ve ne diyor?" Altay'a döndüm. "Kutlay'la fotoğrafımızı çeken orospu çocuğu. Beni hep izlediğini, her an çevreme zarar vereceğini ve bunu aklımdan asla çıkarmamam gerektiğini söyledi. Tanımıyorum bile! Ne yapmış olabilirim ki ona?"

Sıkıntıyla nefesini verdi. Rüzgar bana dönerken, Altay daracık kalan koltuk ve benim arama girip yattı. "Kafesten herhangi biri olabilir mi? Böyle finallerde yendiğin biri falan, olamaz mı?" bilmiyorum anlamında alt dudağımı sarkıttım. "Numarayı bulsak bir şey farkeder mi?" Rüzgar'a çevirdim başımı.

"Hiçbir fikrim olmadığını belirtmek isterim ki, etkili olacağını sanmıyorum çünkü sadece Kutlay'ın numarası var." sırıttı pişmiş kelle misali. "Kutlay'a sorarız numarayı. Elbet bildiği birisidir. Senin kadar orada değil mi o çocuk?" Altay koluma vurdu.

"Olmaz! Onun yüzünden bu hale gelmedik mi zaten?" başımı bu sefer Altay'a çevirdim. "Belki son şansımızdır?" dudaklarını ağzının içine çekti. Sonrasında dudaklarını araladı. "Nereden biliyoruz? Belki de Kutlay bu çocukla anlaşmalı ve sana yalan söyleyecek?" kaşlarımı kaldırdım.

"Zeki şey seni. Ama şöyle de bir olay var ki, Kutlay bana beni sevdiğini söylemişti. Ve beni öptüğü günün önceki gecesi de, bir bencillik yapıp kendisini sevmemi istemişti. Ve sevmeyi öğreteceğini. Doğruluğunu bilemem ama, belki bir şeyler biliyordur ha? Olamaz mı?"

"Aha! Belki de sen onu sevmediğin için böyle bir şey yapmış olabilir. Yada, sana yakın olan biri var mı? Kıskandığı falan?" sırıttım başımı sallarken. "Hazar adı. Benim gibi efsane. Bir ara da Hazar, Kutlay'ın beni sevdiğini ifşa etti. Araları iyi değil yani. Neden ki?" kahkaha attı. Ne oluyor lan? Yattığı yerden doğruldu. "Hah, işte. Gözüne gözüne sok bunu. Hazar'la yakın falan ol. Hatta Kutlay'ın yakınlarında onu sevdiğini falan söyle." göz devirdim.

YERALTI'NIN MAZOŞİST'İ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin