28. Bölüm |Ben Onu, O Başkasını|

205 10 1
                                    


İyi okumalar ‹•.•›

•~~~~~~~~~~~~•

Emre'ler, Hazar, Hande, Elmas ile aynı masada otururken kahkahalarımızla kafeyi inletiyorduk. Elmas'ı tesadüf eseri bir ara sokakta görmüştüm. Sert kızdı. O gece, o kara bulutlu havada ne yapıyordu öğrenememiştim. İkizi vardı, onunla da tanıştırmıştı. Ama Okyanus'un hep birlikte olduğu insanlar varken gelmek istememişti. Ve evet, konuşmam gereken O'ydu.

Kendini koruyacak her sporu yapıyordu. Bende onu Yeraltı'na davet etmiştim.

"Emre," Hazar seslendiğinde ikisi de ona baktı. Sırıttım.

"Hangimizden bahsediyorsun?" dediler aynı anda. Hande de güldü.
"Kafes'te olandan,"
"Yani benden,"
"İkimizde Kafesteyiz."
Hazar kıkırdadı.
"Tamam tamam, uzatmayalım. Alçin'in kuzeni olandan bahsediyorum."

Emre göz devirdi. "Bu soyad işini de halledeceğiz Alçin. Olmuyor böyle."

"Ne diyeceğimi unutturdunuz Emre'ler." deyip göz devirdi. Elmas da güldüğünde herkes gülmeye başladı. "Neyse, hadi bir şeyler yapalım." dedi Hazar kolunu omzuma atarak. Başımı salladım, "Aynen," Hande göz devirdi. "Sen hiçbir zaman böyle grup olarak takıldığımız zaman katılmıyorsun, ya-"

Telefonum çaldığında güldü alayla. "Ben dedim, kesin birşey oldu." Yankı'nın psikologu arıyordu.

Yankı her görüşmeyi bitirdiği zaman bana rapor veriliyordu. Malum, ailesi bilmiyordu ne olduğunu.

Ayağa kalktım ve dışarı çıktım. Bir süre konuştu. "Size bir şey sormak istiyorum..." bir süre kağıt hışırtısı geldi. "Yankı son haftalarda intihara teşebbüsü oldu mu?" Kalbim hızlanırken şuan neyi bildiğimden şüphe ettim. "Gördüğüm kadarıyla baya iyiydi. Dikişlerinden başka birşey yoktu. Bir sorun mu var?"

"Kollarına bir bakarsanız çok iyi olur, ısrarlarıma rağmen göstermedi. Bu arada, sorunlarının arttığından bahsetti. Çok yorulduğunu, bunun da tekrar ölme isteğine kapı araladığından bahsetti. Ayrıca arkadaşlarıyla sorunlar yaşadığını da belirtti. Onu samimi olduğu yada kendisine yakın bulduğu kişilerle birşeyler yapmasını sağlayın, gergin olduğu açıkça belliydi; hiç olmadığı kadar."

"P-pekala. Yankı'yla konuşurum. İyi günler." telefonu kapattığım anda yan tarafa dönmemle Hazar'ı gördüm. "Yankı'nın yanına gideceksen gelebilirim." kararsızdım. Ama zarar gelmezdi. "Okula gitmiyorum bir süredir. Yankı ve diğerleriyle ne yaşadığını biliyor musun?"

"Yolda anlatırım o zaman, bir sürü şey oldu." bekle işareti yapıp kafeye girdi. Kısa süre içinde geri döndü ve motorunu bıraktığı yere doğru ilerledik.

O motora bindiğinde bende arkasına geçip beline sarıldım. Bu tedirginlikle bile kokusunu hissederek gülümsedim. Motor çalıştığı gibi öne atıldı.

"Yankı, Uzay'la kavga etti. Konuyu tam bilmiyorum, sanırım bir konuda Uzay, Yankı'yı kıskandı ve bu kavgaya sebep oldu. Yumruk yumruğa girdiler. Tabi, ağabeyin pek bir hasar almasada Uzay'ın yüzü yamuldu." sesinde hafif bir öfke kırıntısı vardı.

"Sonra Hakan ve Ulun da Uzay'ın arkadaşlarına sataştı."

"Ne zaman oldu bu?" okula gelmediğim günlere lanet etmeye başlamıştım. "İki hafta önce."

"Ve intihara kalkıştığı bir şekilde öğrenildi. Bütün okuldan bahsediyorum. Dalga geçmeye başladılar. Ve... Bir çoğu da korkmaya başladı. Daha çok şey... Aynı sen gibi, 'Manyak bir sadist' olarak söylenti çıktı. Tabi sende biraz ifşalandın."

YERALTI'NIN MAZOŞİST'İ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin