İyi okumalar ‹•.•›
•~~~~~~~~~~•ALÇİN SOYKIRAN
kızın yanına gittiğimde bana baktılar. Elimi kaldırıp şirince gülümsedim. Ah bu sırıtışımın altında şeytan uykusundan kalktı. "Ben Alçin. Şey diyecektim. Şu ağacın orada duran üç kişiden bir tanesi çok yakışıklı değil mi? Hani mavi saçlının yanında duran." kumral cevap verdi hemen.
Abartıyla konuşmasına göz devirmemek için kendimi tuttum. "Ay evet ya, çok yakışıklı." yapmacık gülümsememle sarışını dürttüm. "Adını biliyor musun onun?" diye sordum. Gülümseyerek ona bakıyordu. "Ortak dersimiz var. Adı Yankı. Bugün yanına gittim. Sinirliydi, yardım etmeye çalışırken bağırıp yanından kovdu."
Sırıttım. "Hah, burada devreye ben giriyorum. O çocuktan uzak duruyorsun." güldü. "Şu kötü kız tavırlarını çekemem." güldüm bende. "O Yankı dediğin benim abim. Ve yanında seni bir daha görürsem sikerim seni. Ayağını denk al. Yüzüne bir bak onun hele. Ben gittiğim zaman birşey yap ona. Bekâretini ben alırım senin." tehditvâri konuşmama gözlerini kocaman açtı.
"Tam-tamam. Birşey yok. Y-yaklaşmam bile. Hadi kızlar. Gidelim." deyip arkadaşlarını aldı ve gitti. Arkasından hareket çektim ve abimin yanına ilerledim. Sırıtıp elimi beline sardım. "Bir metre ötenden geçemez. Göt korkusudan altına sıçtı. Kokuyu aldım orada." dediğimde Hakan'la kahkaha attılar.
Uzay'a döndüm. "Bu aşk yada öyle bir sevgi değil. Senin bir kardeşin var mı yok mu bilmiyorum. Ama biz sadece ikimiz varız ve aramızda öyle birşey olmaz. Kardeşin varsa da bizim gibi ol. Koru, sahiplen. Bu yanlış bir düşünce yada eylem değil. Rahat bırakınca iyi abi olmuyorsun. Umursamaz abi oluyorsun. Abim olsaydın seni istemezdim."
Dediğimde bana döndüler. Uzay bana baktı. "Hep yanlış anlaşılır diye ondan uzak durmam yanlış mı yani? Beni istemiyor mu?" diye saf saf sorunca gülümsedim. "Kendinden uzaklaştırırsın. Dediğim gibi. Bu yanlış değil. O senin kardeşin. Bizim aramızda kan bağı yok diye kardeş olmayacağımız anlamına gelmez." dediğimde gülümsedi.
"Ulan! Koduğum. Sana aylardır bunu anlatmaya çalıştım. Şimdi o diyince mi anladın? Yuh be!" dediğinde güldüm. Sonra karnına vurup kolumu belinden çektim inledi ve konuştu. "İnsafsız! Niye vuruyorsun?" sinirle baktım. "Eve geleyim mi deyip gelmiyorum dediğin içindi. Ben birşey diyemeden arkadaşım çağırdı deyip kapattığın içindi."
Sonra canının acıdığını düşünüp karnını ovdum. Kolunun altına çekti. "Salaksın falan ama seviyorum be! Sen olmasan ailem beni dışlayacak." dediğinde güldüm.
"Artık gideyim ben. Annemden dayak yiyordum bu saatte çıktım diye. Hasiktir! Kafeye de gitmedim ben! Hadi kaçtım." deyip yanağını öptüm ve koşarak motora ilerledim. Kaskı takıp motora bindim ve kafenin yolunu tuttum.
YANKI DENİZ SOYKIRAN
Üçümüz de arkasından bakarken motora bindiği gibi gitti. "Kız haklı Uzay. Sonuna kadar haklı." Uzay Hakan'ı takmadı ve kampüsün girişine bakmaya devam etti. Elimi önünde salladım. "Kendine gel lan," gözlerini kapatıp açtığında bana baktı. Anlamsız anlamsız bakmaya devam etti. "Kanka," başımı ne var anlamında salladım. "Kardeşin çok," deyip sustu. Bir şeyler geveledi. "Doğru düzgün söylesene salak ne diyorsun?" güldü ve cevap verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERALTI'NIN MAZOŞİST'İ
Novela JuvenilYAYINLANMA ARALIĞI BELLİ DEĞİL •~~~~~~~~• "Sadist ve mazoşist kız Alçin. Öfkesini insanlardan çıkartan Alçin. Hep sinirli olan Alçin." ~~~ Elimi kalbine getirdi, eli, elimin üzerindeydi. "Burası, burası çok kırık. Parçalandı. Göğsüme batıyor. Ama şu...