15. Bölüm |Cehennemde Görüşeceğiz|

448 24 5
                                    

İyi okumalar ‹•.•›
⭐️⭐️⭐️⭐️

ALÇİN SOYKIRAN

Yattığım yerde doğruldum. Uykum kaçmıştı bile. Seri bir şekilde numarayı aradım. Kısa sürede açtığında Deniz'in acı dolu sesini duydum. "Kimseye dokunmayacaktın!" diye bağırdım odamdan çıkarken. Babam ve eşi telaşla bana bakarken Altay'ın yanına, bahçeye geçtim. "Altay, Deniz elinde." diye fısıldadım gözlerimden yaşlar akarken. "Bırak onu." diye fısıldadım. Gülüşünü duydum sonra.

"Hazar'a dokunmamamı isteyen sendin. Ve kimseye zarar vermeyeceğimi söylemiş olsam da, buna dair bir kanıt vermedim." Altay telefonu elimden alıp konuşurken ağlamaya başlamıştım bile. Babam yanımıza gelirken karısı da arkasından telaşla geliyordu. Altay bana bakıp dışarı çıkarken babamı umursamadan hızla peşinden koşup dışarı çıktım. "Adi şerefsiz! Sesin soluğun çıkmıyordu senin! Ne değişti de tekrar karşımıza çıkıyorsun?!" Motoruna geçerken ayakkabılarımı zorla ayağıma geçirerek arkasına bindim. Şiddetle ağlıyordum. 

"Seni bulmazsam şerefsizim ben!" deyip kapatırken telefonu bana verip motoru çalıştırdı ve hızlandı. Nereye gittiğimizi bilmiyordum ama tahminleri olacak ki gidiyorduk bir yere. Sakin olmaya çalışıyordum. Derin nefesler alıp verirken dudaklarım ve ellerim titremeye başlamıştı. Hayır, şimdi bir krize giremem. Lütfen. Altay bir yerde durunca hemen indim. Önünde durduğumuz depoyu görünce yutkundum.

Altay demir kapıyı itip açarken içeride kimse yoktu. Motorun önüne geçip gözlerimi sildim ve Altay'ı çağırdım. Sinirlice bana bakıyordu. "Arkaya geç Alçin." yutkunup başımı iki yana salladım. "Gideceğim yeri bilmiyorsun. Bırak süreyim." nefesini verip küfürler ederken arkama geçti. Hızla motoru sürdüm ve gideceğim yerin yolunu aklımda tutmaya çalıştım.

YANKI DENİZ SOYKIRAN

Ağzımda biriken kanı tükürdüm. Yüzünde maske olması, onu görmemi engelliyordu. "Alçin çoktan seni hayatından çıkarttı. Değer verdikleri arasında yoksun sonuçta, beni sadece değer verdikleri için uyarmıştı." dediklerinin doğruluğunu bilmiyordum. Ama emin olduğum bir şey varsa, Alçin beni görmek istemese de, hala sevdiğini ve aslında istediğini biliyordum. Arazide eliyle yaptığı işaretle bana bunu kısa yoldan anlatmıştı zaten. 

Yüzüm yediğim yumrukla sağa döndü. "Senin ondan istediğin ne? Bize neden bulaşıp duruyorsun?" diye fısıldadım acıyla. Kısa bir kahkaha attı. Acı çeker gibi çıkmıştı ama burada asıl acı çeken bendim! Yutkundum zorlukla. "Beni hayatından silip çıkardı. Ondan daha yakındım ben Alçin'e! Ama o beni dostu yerine koyup bir anda unuttu! Hande'yi bile unutmadı ama beni unuttu! O bana acı verdiyse ben ona misliyle ve çevresine fazlasıyla vereceğim!"

Bağırdığı zaman yüzümü buruşturdum. Kulaklarım da dahil her uzvum acıyordu. "Unuttuysa hatırlat o zaman. Zarar vermenin bir faydası yok." fısıldarken kendimi serbest bırakmıştım. Zincirleri çekiştirmekten ve darbe almaktan felaket derecede yorulmuştum. Yutkundum boğazımda olan acıyı geçirmek için. "Hatırlamayacak. Ne yaparsam yapayım hatırlamayacak. Sevgime karşılık vermeyecek. Onun gözünde sadece psikopat manyağın tekiyim. Öyle kalmak daha iyi." Bacağıma yediğim darbe sadece vücudumun uyuşmasını sağlıyordu.

"Bunu denemeden bilemezsin," karnıma yediğim tekmeyle nefesim kesildi. "Bu günlük sana yeteceğini umuyorum." Bir eve gelmiştik. Yada, dışarıdan terk edilmiş gibi gözüken bir evdi ama içeri girince siyah ve gri bütün eve hakimdi. Merdivenlerden çıktığına dair sesini duydum. Burayı hayatta bulamazlardı. Bir şansım varsa bulurlardı ama imkansız derecesinde zordu. Vücudumda olan acı artarken inledim.

YERALTI'NIN MAZOŞİST'İ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin