İyi okumalar ‹•.•›
•~~~~~~~~~~•ALÇİN SOYKIRAN
Kutlay motoru durdurunca hemen atladım ve kaskı çıkardım. Kaskı verdim ve saçlarımı geri ittim. "O hız neydi öyle? Sanki havada oturarak gidiyor gibi hissettim." dedim sırıtarak. Kahkaha atıp cevap verdi. "Senin anlatma şekline hayranım. Ama buraya gelmemiz için değdi, değil mi? Her yer ayaklarının altında." dediğinde ileri baktım.
Uçuruma gelmiştik. Ormanın sonunda olan bu uçurumu herkes bilmezdi. Bende bilmiyordum ve Kutlay getirmişti. Uçurumun dibine ilerledim. "Değdi tabii. Burayı bilmediğime lanet ediyorum. Çok güzel." gülümsedi ve yanıma geldi. "Bu uçurumun altı da var. Bir kaç çizik almak sorun yaratmazsa biraz burada durup sonra aşağı ineriz." dediğinde dibe oturmuştum.
Yanıma oturdu. "İyi de, altı hep kayalık ve dalgalar sert. Nasıl altı var?" güldü ve kolunun altına çekti. Saatlerce gezip en son buraya gelmiştik ve gün batımında fabrika arkasında değil, uçurum kenarındaydım. İlk kez. "Mağara gibi. Ama çok sağlam. Emin olabilirsin, taş bile düşmüyor." kolumu beline sardım.
"Burayı nasıl öğrendin?" dediğimde derin bir nefes verdi. "Ailem çok baskı yapıyordu küçükken. Bende ormana kaçtım. Hatta küçük bir göl bulmuştum. O zamanlar buradan o küçük göle su akıyordu. Suyu takip edip burayı buldum. Bir kaç sene sonra da yol kurumuştu. Ama izi hâlâ var. Göl su dolu." dediğinde gülümsedim.
"O göle de gider miyiz?" başını salladı. "Ama başka zaman. Bu gün değil." mırıldandım. Bir kaç dakika oturduk. Dizlerinde olan saçlarımı okşarken uykum geliyordu. "Altına bakalım mı buranın? Sonra evine bırakayım seni?" başımı kaldırmadım.
"Alçin, uyudun mu?" derin bir nefes verdi. Uykunun etkisiyle ne dediğimi bilmeden konuştum. "Adımı çok güzel söylüyorsun, bir daha söylesene." dediğimde güldü.
"Alçin," gülümsedim ve kalktım."Altına sonra bakarız, şimdi gel eve bırakayım seni." beline sarılıp başımı göğsüne yasladım. "Uykum var burada kalalım." homurdandı. "Abin siksin beni sonra. Kalk kız hadi. Evde uyursun." dediğinde başımı göğsünden kaldırıp yanağını öptüm.
Kasıldı. "Kalalım ya, ayağa kalkacak durumda değilim." dediğimde derin bir nefes verdi. Abine mesaj falan at. Dayak yemek istemiyorum." gülümsedim ve telefonumu çıkartıp ona verdim.
"Deniz, ben Kutlay'ın yanındayım, gece onun evinde kalacağım, annemlere de Hande'nin yanına gitti dersin, yaz." başını sallayıp dediklerimi yazdı. Tekrar dizlerine yattım. Eli saçlarımı buldu. "Kutlay," dedim. Ses vermedi. "Kutlay?" mırıldandı. "Dizlerin çok rahat, göğsün de öyle. Yastığım olsana." dedim dizlerine sarılırken.
"Kendinde misin sen?" dediğinde güldüm. "Uykum olunca böyle oluyor. Ama hala yastığım olabilirsin." dediğime gülüp kendine çekti. "Bir ağaca falan yaslanalım. Düşersin burada." dediğinde zorla ayağa kalktım. En yakın ağacın dibine uzandı ve beni çekti.
Direkt üstüne yayılırken kendimi yanına attım ve beline sarıldım. Derin bir nefes verdi. "Beni sevmeni isteseydim, yapar mıydın?" diye mırıldandı. Güldüm. "Ben aşka inanmıyorum. Yapamazdım yani." bir şey demeyip bana sarıldı.
"Bir kez olsun bencillik edip beni sevmeni istiyorum Alçin." cevap vermedim. Yüzümü boynuna koydum. Elini belime sardı. "Kokun çok güzel, biliyor musun?" dediğimde güldü. "Sen aşka benimle inanacaksın Alçin." dediğinde yine cevap vermedim.
Saçlarıma öpücük kondurdu. Daha çok sarıldım. Kasıldı. Umursamadan yatmaya devam ettim.
Uyku sersemliğinden yararlanmak gerek. İşe yarıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERALTI'NIN MAZOŞİST'İ
Teen FictionYAYINLANMA ARALIĞI BELLİ DEĞİL •~~~~~~~~• "Sadist ve mazoşist kız Alçin. Öfkesini insanlardan çıkartan Alçin. Hep sinirli olan Alçin." ~~~ Elimi kalbine getirdi, eli, elimin üzerindeydi. "Burası, burası çok kırık. Parçalandı. Göğsüme batıyor. Ama şu...