İyi okumalar ‹•.•›
•~~~~~~~~~•
Uykum yavaşça açılmaya başlarken gözlerimi araladım. Aynı pozisyondaydık uyuduğumuzdan beri.
Bir süre gözlerim açık öyle kaldım. Hazar'ın düzenli nefes alıp verişleriyle birlikte benim başım da göğsüyle yükseliyordu.
Gülümsedim. Hiçbir şey düşünmeden. Aklıma saat geldiğinde telefonumun nerede olduğunu düşünmeye başladım. Masada duran telefonumu gördüm sonra. Derin bir nefes alıp verdim ve Hazar'ın kolunu belimden çektim. Homurdanarak bana dönüp tekrar sarıldı. Dik dik yüzüne baktım. Bunun bir anlam ifade etmeceğini anladığımda derin bir of çekip kolunu aramıza bıraktım. Hemen doğrulup yere bastım ve ayağa kalktım. Masaya ilerleyip telefonumu aldım ve saate baktım.
10:04
Anca çıkarım hesabı yapıp başka bir şeye bakmadan ekranı kapattım ve cebime attım. Odadan çıkıp tuvalete girdim ve yüzümü yıkayıp saçımı taradım. Gözüme Hazar'ın pek sık kullanmadığı, ama kullandığında muhteşem kokusu olan parfümü takıldı.
Vanilya ve vişne gibi kokuyordu. Parfümü elime alıp burnuma götürdüm. Valla o parfümdü. Tuvalet kapısı açılırken hemen cebime attım parfümü. Çınar girdi içeri. Bir ben bile olmayan yüzünden anlamıştım.
"Çok şükür basmadım." deyip derin bir nefes verdi. Göz devirdim. "Ne zaman kalktın sen?"
"Şimdi. Bekle beni iki dakika da kahvaltı falan hazırlayalım. Hazar şimdi kalkmaz." başımı sallayıp tuvaletten çıktım. Mutfağa ilerlerken üzerimi düzeltiyordum. Buzdolabının kapağını açıp kahvaltılık herşeyi tezgaha çıkarttım.
()
Çınar'la beraber kıymalı yumurta ve sosis yapıp herşeyi masaya taşıdık. Ekmeği de dolapları karıştırarak buldum ve masaya bıraktım. Çınar hemen çöküp eline çatalı almıştı ki onu durdurdum. "Beklesene be! Hazar'ı çağırıp geliyorum."
Mutfaktan çıkıp Hazar'ın odasına ilerledim. Kapıyı açıp içeri girdim. Hazar hala yatıyordu ve saat on bire geliyordu. Dürtükledim omzunu. Homurdanarak sırtını döndü. "Hazar,"
"Hazar,"
"Keseceğim şimdi onu." diye homurdandım. Yatağa oturup dürtmeye devam ettim.
Bir iki dakika sonunda sırtüstü yattı ve gözlerini açıp bana baktı. "Gözlerinle yeterince kesiyorsun. Hiç gerek yok."
Alayla baktım ona. "Kalkmayı düşünüyor musun?"
"Sana da günaydın." diye homurdandı. "Hı hı evet. Kalk hadi. İkizin masayı sömürecek yoksa."
Başını yan çevirip elini yanağına koydu. "Öp önce." göz devirip güldüm. "Hazar, kalk hadi."
Omuz silkti.
"Gelirsin o zaman." deyip ayağa kalkarken geri oturmak zorunda kaldım. "Seni de bırakmam ki."
İçimden sövmeye devam ettim. Tamam, seni seviyor olabilirim. Sende beni seviyor olabilirsin ama ne bu ani değişiklik?
"Hadi ya, alt tarafı bir öpücük yani."
Homurdandım tekrardan ve yanağına eğildim. Başını aniden çevirmesiyle dudaklarını öpmem bir oldu. Hızla geri çekildim. O kahkaha atarken ben yataktan kalkmış mutfağa geçiyordum.
Saate bakmaya telefonumu çıkarttığımda mesaj geldiğini fark ettim.
Gönderen: Renan
Yankı abi bizim eve gelip seni sordu. Sonra da bir şeyler aldı sanırım. Hareketleri korkutmaya başladı. (09.44)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERALTI'NIN MAZOŞİST'İ
Teen FictionYAYINLANMA ARALIĞI BELLİ DEĞİL •~~~~~~~~• "Sadist ve mazoşist kız Alçin. Öfkesini insanlardan çıkartan Alçin. Hep sinirli olan Alçin." ~~~ Elimi kalbine getirdi, eli, elimin üzerindeydi. "Burası, burası çok kırık. Parçalandı. Göğsüme batıyor. Ama şu...