Yıldızlı Gece

10.9K 727 451
                                    

"Titreyen çocuğa bakıp 'Çok üşümüşsün, gel, yanıma otur!' demiş Kraliçe. Kraliçe'nin yanına oturup onun verdiği pelerine sarılan çocuğun üşümesi geçivermiş."

Bölüm 16

Boğazımı sıkan eller sertleştiğinde bacaklarımı kullanıp ateş gözlü kadına, Ferzin Adalı'ya, Emir'in annesine vurmayı denedim. İçinde bulunduğum konumu yeterli oksijene sahipken bile kavrayamazdım ama bunu düşünecek zaman yoktu, gözlerimin önünde siyah noktalar oluşmaya başlamıştı.

Kadın deli gibi dönüp duran gözlerini üzerimde gezdirip tısladı tekrar. "Uğursuzun kızı! Emir'i almana izin vermeyeceğim!"

Buradan sağ çıkarsam Gamze'ye onurlu tavrı için sarılacaktım. Ayrıca Emir'le bu kadar yakından ilgilenip annesini kıskandırmana gerek var mıydı babacığım?

Gücü çekilmiş ellerimle kendini kasmaktan eklem yerleri bembeyaz olmuş ellerini durdurmaya çalıştım. Yapamıyordum.

Ölmeden önce gördüğüm son şey, yanlış yerde duran gamze olacakmış demek. Sanırım geç kalmıştım ama sayın Tanrım, ismim yaşayanlar listesinden çıkmadıysa ve acil dilek postalarım sana hâlâ ulaşabiliyorsa; ölmeden önce göreceğim son gamzenin Emir'deki olmasını tercih ederdim, yanında bir de maviler...

Kapıya şiddetle vurulmaya başladığında bağırmak istedim ama boğazımı saran parmaklar buna pek izin vermedi. Ölüm siparişi vermenin pek sırası değildi galiba. Kadın parmaklarını hırsla nefes boruma bastırmaya devam ediyordu ve noktalar büyüyordu.

Önce odanın kapısından çatırdama sesi geldi, sonra biri ateş gözlü kadını üzerimden çekti. Dizlerim işlevini çoktan yitirmişti. Tüm bedenim, boğazımdaki acı ve ciğerlerimdeki oksijen feryadıyla yere doğru akarken bana doğru uzanan silueti zorlukla seçebildim.

Babam, beni yere düşmeden tutmuştu.

"Geldim Alin, bırakma kendini"

"İyiyim" demeye çalıştım ama sesim kayboldu.

Benim aksime boğazını yırtar gibi güçlü bir sesle "Bırak!" diye bağırıyordu Ferzin Hanım. Sarp ve bir kişi daha onu zapt etmeye çalışıyordu ama o kuvvetle direniyordu. "Uğursuzun kızı! Ölecek! Ölsün!"

"Ferzin kes sesini!"

Babamın korkunç sesi beni titretirken kolları etrafıma daha sıkı dolandı. Ferzin Hanım'sa yüzüne düşen kızıl saçlarının arasından kıvrana kıvrana, tıslayarak konuşuyordu.

"Oğluma değmeyecekti o kız Arslan! Bırak! Kızıma karşılık kızını alırım demiştim!"

"Emir'le Alin'i ben yan yana getirmedim!" Önümde ateş gözlü kadına siper olmuş, beni göğsüne sıkı sıkı bastırmıştı. Sesi bana uğultu şeklinde ulaşıyordu. "Ferzin sakin olmak zorundasın, bak, oğlun da hastanede, gelip seni böyle görmesini mi istersin!"

Panikle içim yandı sanki. Neden Emir'in burada olduğunu söylemişti? Ya Emir'e de bir şey yapmaya kalksaydı kadın?

"Oğlum... Emir'im, annem, kuzum... Emir..."

Sesi sayıklamaya döndüğünde etraftaki hareket de zayıfladı. Bir hemşirenin elindeki boşalmış minik iğne şişesi ve enjektöre aceleyle odadan çıktığını gördüm. Sakinleştirici mi yapmışlardı?

Başımı kaldırmak istiyordum ama babamın kolları bana engel oluyordu. Boğazım çok, çok acıyordu.

"Herkesi aldı... Her şey gitti... Emir'i almayacak... Emir'i de vermem... O kadın Emir'i de alamayacak... Uğursuzun kızı Emir'i alamayacak..."

NazendeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin