Kar Küresi

9.4K 643 626
                                    


"Prensesin iki damla gözyaşı, prensin gözlerine akmış."  


Bölüm 24


"Peki mesela parmak ucumda durup Emir'in boynuna sarılmam, omurga egzersizi sayılır mı?"

"Tabii ki sayılır" dedi Sarp alayla. "Hatta bunu bu seneki bilgilendirme broşürlerine mi bassak yoksa kamu spotlarında mı kullansak diye düşünüyoruz."

Bizim evdeydik. Sarp babamın kütüphanesinde aradığı Latince kitapları bulmaya çalışıyordu, bense durgun hâlini gidermek için çırpınıyordum.

Sarp ve durgunluk, dudaklarımı sarkıtıp evrene küsebileceğim ender konulardan biri.

Evlilik meselesindeki sessizlik onu geriyordu. Birkaç gün sonra Leman Teyzeler Muğla'ya dönecekti ama kimse düğünden bahsetmiyordu. Sarp Derya'yla bu konuyu konuşmayı artık reddediyordu ve herkes benim bu konudan uzak durmamı istiyordu. Şimdiye kadar onları dinlemiştim ve benim coşkulu Sarp'ım sabahın 9'unda karşımda kahvaltı etmeyi bile erteleyip kendini çalışmaya vermiş bir hâlde duruyordu. Babamsı özellikleri aktive olmuştu. Bence yeterdi.

Oturduğum masada ayaklarımı oynatıp güldüm. "Kamu spotu çekin. Ben seve seve oynarım. Emir oynamayabilir gerçi." Başımı yana eğip parmaklarımla çenemde ritim tuttum. "Oynamasın, daha iyi. Gözleri mavi ya, nazar değer ona hemen zaten."

Sarp geniş bir kahkaha attığında içime sular serpildi.

"Mavi göz nazar değdirmiyor muydu ya?"

Geçen günlerde Emir ve Sarp'ın arası düzelmişti. Arada Sarp tüm Sarplığıyla Emir'e laf çarpıyordu tabii ama Emir sonsuz kabullenişle gülümsüyordu sadece.

Gözlerimi irice açıp bana dudak bükerek bakan Sarp'a döndüm. "Emir'in birine nazar değdirebileceğine inanıyor musun sen? Balık o!" Gözlerimi kısıp elimi kalbimin üstüne koydum abartıyla. "Ayrıca, teessüf ederim, şu dünyada Emir'den daha güzel gözlü biri var mı ki benim sevgilimin aklı kalsın?"

Birden yüzü düştüğünde sözlerimi yeniden düşünüp telaşla yanlış aradım. Ah, ne demiştim acaba?

"Var" dedi Sarp kitapları sakince üst üste dizerken. "Derya."

Ah.

Yutkunup hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya devam ettim. "Yalnız en güzel gözleri bizim ailenin gen havuzuna aldık, stratejik oynayıp yeni nesli hem güzel hem akıllı yapacağız. Bu fikri kesin babamdan almışızdır"

Sarp elindeki kitapları oturduğum masaya bırakıp burnumun ucuna vurdu. "Okulun yok mu senin ceviz içi? Sabah sabah sudoku gibi zihin egzersizi yaptırdın ya!"

"Açım da ondan."

Gülerek "Kütüphaneye değil mutfağa gidecektin, ilk adımın hatalı" dediğinde ona dil çıkardım.

"Sen yemezsen ben de yemeyeceğim mecburen." Gözlerimi tavana dikip iç geçirdim. "Midem karnıma yapışır belki... Ispanaklı börek de yapmışlardı bugün Roza seviyor diye..."

Küçükken ben babama kızıp yemek yemeyi reddedince Sarp da 'Alin yokken yemek sıkıcı' diye sofraya oturmazdı. Birimiz yemezse diğeri de yemezdi, protestomuz daima öteki tarafından destek görürdü. Ona gönderme yapıyordum. Ben senin yanındayım ve bu işi çözeceğim diyordum alttan alttan, böylece babam 'Haber vermeden adım atman çok yanlıştı Alin' diye kızamayacaktı. Değil mi?

"Alin sen ıspanaklı börek sevmezsin ki?"

"Evet ama olağanüstü bir durum var sofrada yani. Benim sevmediğim bir şey piştiği için kesin çok sevdiğim bir şey daha yapılmıştır telafi amaçlı."

NazendeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin