"Cin, parmağının bir hareketiyle büyüyü bozup sarayı görkemli bir düğüne hazırlamış. O günden sonra sonsuza dek mutlu yaşamışlar."
Bölüm 26
"Sarp! Seni bulduğum yerde on parçaya ayıracağım Sarp! Seni önce evlendirip sonra öldüreceğim Sarp!"
Yirmi dakika sonra bir yandan ayakkabımı giyerken diğer yandan telefondaki Sarp'a söyleniyordum.
"Erken haber verdin ya çocuğunuz olunca birden söylerdin!"
"Ceviz içi amma konuştun be... Derya senin kadar sorun etmedi. İki 'evet' diyeceğiz, bitti gitti. Ne diye telaş yapıyorsun?"
Sesindeki rahatlıkla gözlerimi sıkıca yumdum. Yok, delirtmek istiyor beni!
"Sana bir 'evet' derim, karşı kıtadan duyulur Sarp! Neden bu kadar acele ediyorsunuz ya bari iki gün sonra evlenseydiniz!"
"İki gün sonra senin doğum günün. Özel günlerin tek güne toplanmasını sevmiyorum."
"Yarın?" dedim bir ümit. Emir'in mutfaktan elinde termosla çıktığını gördüğümde ona bir öpücük attım ve evin kapısını açtım.
"Bugün dedim Alin. Gelin ve damada karşı gelemezsin herhalde?" Birden güçlü bir kahkaha patlattı Sarp. "İlk kez gelin ve damat oluyorum kızım ya çok heyecanlıyım. Neyse hadi, kapatıyorum ben, nikah memuru ayarlamam lazım. Bunun için de belgelere ihtiyacım var ve sen hâlâ oyalanıyorsun ceviz içi. Hadi ceviz içi!"
Küçük bir sinir çığlığından sonra derin bir nefes aldım.
"Nikahı nikah salonunda kıyarsanız şuracıkta can veririm, hayaletim de size dadanır Sarp."
"Kızım, anlasana" dedi Sarp ciddiyetle. "Arslan Amca'yla Leman Teyzeler bile gelmeyecek. Saray mı tutalım kendi kendimize? Hem de iki saat içinde?"
Kalbimin içindeki minik sızıyla yutkundum. Babam Sarp'ın evliliğini kaçırırsa çok üzülürdü. Sarp da babamı orada göremeyince eksik hissedecekti. Tabii bu karşı taraf için de geçerliydi; Leman Teyze ve Gökhan Amca kızlarının yanında olmak isterdi. Derya da anne ve babasını isterdi, şüphesiz.
Derin bir nefes aldım, oksijene ihtiyacım vardı.
Birkaç saat içinde bugünü Derya ve Sarp için özel bir hâle getirebilir miydim?
Getirecektim.
"Bak, ben halledeceğim, tamam mı? Öylesine bir şeymiş gibi yaşayamazsınız. Sen öğleden sonraya ayarla nikahı. Hatta 6'dan önce olmasın. Şimdi sana belgeleri getireceğim, ondan sonrası bende."
Telefonun ucundan Sarp'ın buruk gülüşü duyuldu. "Zorlama kendini. İleride güzel, büyük bir düğün yaparız. Bugün ne kadarı olursa artık... Yarından sonra Derya'yı alıp yurtdışına gideceğim zaten bir iki gün. Balayı niyetine kafasını dinlesin."
Sarp'ın sözlerine yüzümü buruştururken, yanımda sessizce beni takip eden Emir'le birlikte asansöre bindim.
"Ajitasyona başlama hemen, üff! Oyalama beni! O nikaha kadar telefonlarıma iki saniye içinde cevap vermezsen ve isteklerimi on dakika içinde yerine getirmezsen nikahta itiraz edip Derya'yla kardeş olduğunuzu söylerim. Hadi, öptüm!"
Telefonu kapatırken asansörün aynasından kendime baktım. Emir'in açık gri tişörtlerinden birinin beline düğüm atmış, altına da burada bıraktığım siyah pileli deri eteğimi giymiştim. Yüzümü buruşturdum. Neyse ki kabanım uzundu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nazende
Teen Fiction"Ayakkabılarımı elime aldığımda, işlerin asla iyi gitmeyeceğini anlamıştım."