Tanıtım;
Şeffaftan gelen ışığa gömülecek, karanlıktan gelen siyaha bürünücek, biz kardeşler ise ölümle bir olup ölümü dirilteceğiz . Biz ışıkla doğduk, karanlıkta büyüyeceğiz . Geceyi aydınlatan ışığımız , ışığı boğan karanlığımız olacak. Siyah beyaza ,beyaz siyaha karışıcak. Siyahın beyaza beyazın siyaha , yaratılanın yaratılana , üstünlüğü olmayacak. Güneşle ay bir olacak ufuktan bir çizgi belirecek işte o bizim umudumuz olacak.Öncellikle mükkemel bir yazar değilim sadece hobisi kurgulamak olan bir öğrenciyim. Yazım hataları olabilir türkçemde beş gelmediğine göre mazur görün :) ve de hikayeden ilk bölümler sıkılabilirsiniz ama inanın ilerde sizi saracak adrenealine doydurucak bölümler olucak o yüzden lütfen okumayı bırakmayın sizi seviyorum ve iyi okumalar diliyorumm. Öpüldünüz.
Alarmın sesiyle yatağımdan doğruldum , ahh işte başlıyorduk . Odam çok güzel dekore edilmişti ,yatağımın tam karşında bir boy aynası vardı ve her renk uyum içindeydi . Sol tarafa baktığınızda ise duvarlarım poster ve çizimlerle kaplıydı. Ehh tabi birde makyaj masam,masamın üstü kokulu mumlarla ve makyaj malzemeleri ile doluydu. Arkadaşlarım herzaman zevkimi çok beğenmiştir, neyse bu kadar kendimi övdüğüm yeter. Size biraz kendimden bahsediyim , ben Nej. Gözlerim kahvenin en belirgin tonlarıyla hayat bulmuşcasına iri ve burnum gözlerime karşılık olarak küçüçük, dudaklarımsa dolgundu. Fiziğim her erkeğin arzulayabilceği türdendi ince belli ve kırvımları olan bir kızdım. Genel olarak herkes beni beğenirdi ama benim pek bir işime yaramıyor açıkcası, aramızda kalsın daha önce hiç aşık olmadım . Annem ve Babam ben küçükken ölmüş, küçüklüğümden beri babamın çok yakın arkadaşı David bana bakar. Bende onu babam gibi seviyorum zaten, ahhh o olmasaydı halim perişan olurdu. Onun sayesinde bu kadar rahat bir yaşam sürüyorum zaten. David Kore'de ünlü bir şirketin sahibi ve beni küçüklüğümden beri onun yanında çalışabiliyim diye bana dil dersleri aldırıyor. Ah çok can sıkıcı 4 tane dil biliyorum ama evet tabi benim iyiliğim için..
İşte senelerce beklediğim gün gelip çatmıştı. Kore'ye gidiyordum ve üstelik yarın doğum günümdü budamı tesadüftü ? David amca yanına az eşya al demişti, dedi dedide tabikide bütün eşyalarımı yanıma almıştım. Kıyafetleri çok severim, üstelik çokta güzel bir tarzım var . Benden nasıl bebeklerimi bırakmamı istemişti ki ? ah neyse . İki bavul yanıma almıştım ve birde makyaj malzemelerim için koca bir çantada hazırlamıştım. Sanki bavullar benimmiş gibi değilde ben bavullara aitmişim gibiydi . Debellenerek bavulları aşağı taşımıştım İşte gidiyordum kapıyı kapattığım an aklıma tüp geldi , ve içeri girip tüpü kontrol ettikten sonra çıktım . Ee türklük kanınızda varsa her zaman tüpü kontrol edersiniz dimi? ahahah! Yani yarı türk diyelim ona ama 1 damla türklük 10 damla amerikanlığı bastırmaya yetiyor demekki .. Derin bir nefes aldım ve taksiye kendimi zarda olsa atabilmiştim. Beynimdeki onlarca düşünce ile dışarıyı seyrediyordum işte gidiyordum belkide burayı son görüşüm olacaktı. Her ne kadar tek olsamda buraya alışmıştım ve seviyordum burayı. Buradan gideceğim ve sürekli birşeylere hazırlandığım için pek arkadaş bulacak zamanım yoktu açıkcası olsada insanlardan pek hoşlanmazdım. Buğulanmış camın üstüne parmağımla şekiller çiziyor ve vedalaşırcasına bakıyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melezlerin Arasındaki Melek
FantasyŞeffaftan gelen ışığa gömülecek, karanlıktan gelen siyaha bürünücek, biz kardeşler ise ölümle bir olup ölümü dirilteceğiz . Biz ışıkla doğduk, karanlıkta büyüyeceğiz . Geceyi aydınlatan ışığımız , ışığı boğan karanlığımız olacak. Siyah beyaza ,beyaz...