Mühür

71 10 12
                                    

Ufak bir hatırlatma:Makses  ırkının kökeni vampirlerden geliyor ama onlar büyü yapabiliyor. Bliyorsunuzki vampirler filmlerdeki gibi ölümsüz değil ama yaşam ömürleri uzun ama genede bunla yetinememiş olacaklarki  yıllarca kendilerini  ölümsüz yapmaya çalışmışlar  ve ölümsüzde olmuşlar ama her karabüyünün bir sonucu olacağını hesaba katamamışlar. Büyü onlardan üreme yetilerini almış evet ölmüyorlar ama çoğalamıyorlarda bu yüzden bu kadar güçlü ve ölümsüz olamalarına karşı sayıları az olduğundan bir egemenlik sağlayabilmiş değiller. Elsisler ise tamamen başka bir konu kimse nasıl ve nerden geldiklerini bilmiyorlar bir nevi zombi türünün evrişmleşmis hali gibi Zombilerin aksine yavaş ve beyinsiz değiller aksine çok akıllılarmış. Haklarında birçok varsayım var kimisi insanların bir vürüs yada kara büyüyle bu hale geldiğini savunuyorlarmış ama elde kesin bir kanıt henüz yok. Sayılarının çok fazla olmasına karşın onlara pek rastlayamıyoruz çünkü insan etlerine olan ilgileri odak noktalarını insanla çekiyor.

Susun! Birileri burada dedim fısıldayarak. Hepsi pür dikkat kesilmiş çevrelerine bakıyordu bir anda daha önce hiç görmediğim korkunç görüntülü canavarlar çıkmıştı ortaya. Maksisler ve elsislerdi bunlar  birden donup kalmıştık eğer Clay şuan büyü yapıp bizi korumasaydı ölü olabilirdik. Diğerleri sesimizi duymuş olacakki anından toplanmışlardı lanet olsun bekleyin diğer bağırdı lee jong ve doğruca eve koştu. Arkasından maksisler ona büyü yapmış onu boylu boyunca yere sermişti. Kırpırdamıyor ve felç olmuştu hemen karşı büyü "sitelyum" demiş ve onu düzeltmiştim. Cleyle uyum içinde çalışıyor maksislerin büyülerini kolaylıkla engelliyorduk zaten sayıları az olduğu için zorluk çıkmamıştı. Elsisler ise lee jong attığı et kokusuyla uzaklaşmış ve gitmişlerdi. Aslında biraz garibe gitmişti çünkü bu kadar kolay bitmemesi gerekiyordu. Sonra başları gibi olan bir elsis üstüme beklenmedik birşekilde atlamış ve kolumu ısırmış ve anında yok olmuştu. Cley bağırıyordu lanet olsun Nej kim bilir kanını ne için aldılar bil bakalım Morgana için dedi. Gözlerim şok olmuşcasına açıldı ve ben kekeleyerek ben bir an büyü yapamadım dedim ve Cley bağırarak evet biliyorum çünkü İris burdaydı zamanı durdular ve ben hiçbirşey yapamadım, lanet olsun dedi.  İris kim dedim titrek bir sesle " Morganın üç kardeşinden biri zamanı kontrol edebiliyor. Kehanete göre onun uyanmasıyla diğer iki kız kardeşte bir gün arayla uyanacak" dedi  . İçime burkan o sözleriyle devam etti fazla zamanımız yok lanet olsun diye bağırıyordu. Kolumdan tuttu ve gidiyoruz dedi nereye dediğimde kaçmalıyız sen ve ben biraz daha zaman lazım dedi ve beni kucaklayarak tam havalanıcakken Nam joo koça bir atlayışla onu tutmuş ve yere indirmişti kolumdan tutarak o hiçbiryere gitmiyor ama çok istiyorsan sen gidebilirsin dedi. Ah gene oluyordu kalbim delicesine atıyordu onun için bana ihanet eden bu adam için . Ahn jae gene çoçukla kavgaya başlayacakken Min ho sert bir sesle " yeter!! Çoçukluklarınızla uğraşacak vaktimiz yok , iki günümüz var " dedi. Haklıydı Cley pişman olucaksın nej diyip doğrudan eve doğru gitmişti. Nam joo' ya bakmayarak elimi kolundan sıyrılttım ve böylemi yapıcaksın dedi. Ne yapmamı bekliyorsun benim canım acımıyormu sanıyorsun he ! Sevdiğim adamın bana ihanet adam olmasını ben mi istedim dediğimde şok olmul bir şekilde bana bakıyordu siktirr pot kırmıştım. Kanım bedenimde son hızla çalkalanırlen kolumdaki derin acıyla  inledim. Bizimkiler başımda toplanmış ve doğrudan koluma bakıyorlardı, birşey çiziliyordu kanlar yerini siyaha bıraktığında yerini mühür almıştı. park hyung kolumdan tutatak bu dedi bu Evan'ın bedenindeki mühürle aynı. Siktir çekmişti lee joong . Nam joo'nun kollarında doğruca catherinin evine yönelmiştik. İlerdeki boş kulübede ezheline ve seline ile kalıyorlardı. Kapıyı açtığında Ezheline endişeli gözlerle bana bakıyordu ve hemen bağırdı abla çabuk buraya gel. Başım dönüyor , vücüdumu saran soğuk kanımı adeta donduruyordu. Bronz tenim beyazın en açık tenine bürünmüş ve danalarım kanlanarak ortaya çıkmıştı. Catherine koluma bakarak siktir çekti bu öühür dedi  ve park hyung konuşmasını bölerek evet bu dedi .

Melezlerin Arasındaki MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin