Düşman

152 17 5
                                    


Notta " hoddixie krolyos el porta " yazıyordu . Hiçbirşey anlamamıştım ve bizimkilerde hiçbirşey anlamamış gibiydi . Ne yazdığını kimse anlamasada herkes ürpermişti , kim niye böyle bir şey yapmıştı ki ? Bu bir şaka olamayacak kadar ciddiydi ve havada ucuşan ölüm harfleri dumana dönüşmüş ve süzülerek yok olmuştu. Büyü olduğu besbelli ortayadı aklıma bayıldığımda üstüme yapılan büyü geldi aynı kişiden olmalıydı. Haberi almış olacakki catherine telaşlı bir şekilde içeri girdi ve bu sefer yalnız değildi yanında oldukça genç ve güzel bir bayan duruyordu,.  Gözleri yeşilin en koyu tonlarındandı  ve bembeyaz tenine yaraşır uzun turuncu saçları vardı. Catherine bize dönerek bu  Maret  , Maret jonsdotter kendisi kadim büyücülerdendir , bize yardımcı olucak.  Bayan jonsdotter kağıdı eline aldı ve okuduğunda yüzünün gerildiği açıkca ortadaydı bize dönerek bu kadim büyülerdendir  bu büyüyü çok kişi bilmez ancak durumunuz tehlikede olabilir bu ciddi bir mesaj bu ölüm büyüsüdür ve ancak cok güçlü cadı ve Melekler tarafından yapılabilir. Catherina onu çekiştirerek terasa sürüklemişti ve durumun ciddiliğini kavrayınca sabahki basit büyütü yapanlar olmadığını anladım . Aklımdan türlü türlü düşünceler geçiyordu acaba ailemi öldürem bu kişimiydi şahidim eğer oysa onu öldürücektim nasıl yapıcaktım bilmiyorum ama yapıcaktım. Catherine geri geldiğinde sakin olmamızı durumu kontrol ediceklerini söylüyorlardı herkes gergindi ama bir nebze olsun rahatlamıştık.

Ah işte gene o lanet alarm  herdefa çaldığında bunların hala rüya olduğunu düşünüyorum, sanırım buna hala alışamadım . Bugün bizimkilerin izinli günüydü bu yüzden ister istemez  yüzümde gülümse oluşmuştu. Onlara o kadar çok alışmıştımki itiraz etsemde öyleydi işte üstüme uzun bir sweat giydim ve dünden örgülü olan saçlarımı açık bıraktım . Normalde dalgalı saç sevmezdim ama böyle yapımca doğal bir hava katıyordu be hoşuma gidiyordu. Son kez kendime aynadan bakıp iç çekmiştim o menajer bozuntusu kızla tanıstığımdan beri kendimi çirkin hissediyordum . Kepaze şey güzelde sayılmaz işte de neyse kendimi bunlarla avutarak aşağı indiğimde hepsi bana köpek yavrusu gibi bakıyordu. Ahh tabi filmlede değiliz bende demiştim belki yemek hazırlarlar iç çekerek mutfağa gittim . 

Ahn jae : Günaydın, güzelim . Ne hazırlıyorsun bakalım biricik yakışıklı mı yakışıklı bu çoçuğa

-  Egondan kör olmuşsun canım , bence aynaya vir daha bak ahahah 

Lee jong:  İşte benim kızım . O değilde Nej cidden açız. 

Park hyung: çekilin size bu marifetli parmaklarımla bizzat yemek yapıcağım.

Herkes aynı anda hayır diye bağırmıştı bende onlara katıldım çünkü geçengün bize makarna yapmıştı ama birşey eksikti. Imm nasıl desem su evet su koymadan yapmış ve bütün tencereyi yakmıştı. İçten bir gülümsemeyle ben yaparım aen yeterki otur dedim.  Lee min ho bana dönerek "Nej, akşam grup yıldönümüz ve parti veriyoruz itiraz istemiyorum . Kurucudan kamerena kadar herkes orada olucak. Hazırlanman için catherine birleyler hazırlıcakmış bu arada dersinide unutma küçük hanım. Ahh ders tabii onu tamamen unutmuşum da partiye gelmek zorundamıyım cidden ?  Nam joo donuk bir ifadeyle " tabiki sen bizim koruyucumuzsun ama bekle keyfin istemezse gelmezsin" gözlerini devirerek gitmişti. Ah tanrım bu herzaman böyle gıcıkmıdır diye söylenerek üst kata çıktım .  Bugun catherine ile hayvanımı almaya gidicektim çok heycanlıydım her gözümü kapadığımda aklıma o geliyordu . Odama girio hemen üstümü değiştim ve derin bir nefes alıp catherine' nin yanına çıktım. Amcam bizi gözetsin diye ona burda bir oda bırakmıştı bu beni rahatsız etmemişti ama nedenae garip hissediyordum. Odadan çıktığında  simsiyah giyinmişti açıkcası şaşırmamıştım . Catherine gülerek "evet Nej hazırmısın bügün hayvanını almaya gidiyoruz" .Elimden tutarak beni çekti ve gözümü açtığımda başka biryerdeydik ahh bu çok havalıydı kitaplara hep böyle şeyler okurdum ama gerçek olacağını kim bilirdi ki ? Biraz midem bulanıyordu ama olsundu herpahasına değerdi. Önümüzde siyah demirlikleri olan korkunç bir kulube duruyordu. Catherine 'i takip ederek kapıdan geçtiğimde yanıldıgımı anladım içersi kocaman ve rengarenkti. Yaşlı bir adam yavaş adımlarla bize doğru yöneldi ve etrafımda turlar atıyordu evet görüyorumki yanınızda kadim vir melek var kim bu catherine dedi muzip bir gülümseme ile catherine de ona dönerek uzun konu sonra anlatırım baba demişti . Çok şaşırmıştım babasıydı demek ha ama catherine oldukça büyüktü aklımdan yarımyamalak matematiğimle bu adamın kaç yaşında olduğunu tahmin etmeye çalışıyordum. En sonunda vazgeçmiştim topöama cıkarma bana göre değildi, bizi üst kaya çıkardığında her türden hayvan vadı . Nutkum tutulmuştu burda onu nasıl bulucağım derken bana doğru yönelen o gördüğüm kurt karşıma çıkmıştı. İstemsize ona doğru yaklaştım ve ona sarılmıştım sanki onu hep tanıyormuş gibiydim .Catherine gülerek sordu ismini ne koyuyorsun bakalım . Karamel dedim gülümsyerek neden demesine fırsat vermeden karamel tipi var diyip başını okşadım bilirisniz işte o bir karamel ahh karameli çok severim.   Yaşlı adam bana doğru mor bir kolye uzattı ve al bunu eğer karamele takarsan onu senden başkası görmeyecektir herkezin onu görmesinini istemeyiz diyip uzaklaşmıştı. Şimdi anlamıştım catherine kime çekmişti gülüsemesi tamamen aynıydı. Catherine hadi gidelim bu akşam seni hazırlıyoruz prenses . Ah gene unutmultum parti vardı yani partileri severdimama insanların araaınsa dolaşmaktan pek hoşlanmam bilirsiniz işte yeni insnalara tanışmak çok şey şey işte bilemiyorum. Eve vardığımızda karamel hemen odama geçmiş bir köşede uyuyordu ne kadae akıllıydı bunlar catherinin dediği gibi normal evcil hayvan gibi değillerdi . Yatağımın üatünde  üstü kahve tonladı ve altı beyaz tül bir elbise vardı , üstü minik taş ve incilerle bezenmiş derin bir dekoltesi vardı. Elbiseyi üstüme geçirip aynaya bakttığımda feels geçiriyordum elbise çok güzeldi. Hevesle aynanın karşısına geçio elbiseme uyan kahve siyah tonlarında göz makyajı yapmış ve şaçlarımı salmıştım . Min ho' nun hesiye ettiği parfümüde üstüme bocalayıp odadan çıktım . Çok heyecanlanmıştım acaba beni beğenilceklermiydi. Aşağı indiğimde hepsi bana ağzı açık bakıyordu,  o kadae utanmıştımki kaçasım gelmişti Hepsi gevelereyerek çok güzel olmuş demişti bizim ukala prens Nam joo bile bunu dediyse cidden güzel olmştum sanırım . Tanrım hepsi birbirinden yakışıklı görünüyordu nutkum tutulmultu ah ukala prensimiz nede yakışıklı olmuştu gözleri adeta ahh ne diyorum ben kendine gel Nej . Hepimiz salona ilerlemiştik herkes danslar ediyor ve sohbet ediyordu bizimkilerde şirketin temslcileri ile sohbete dalmışlardı ve biraz soluklanmak için bahçeye çıkıyordum. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yanıma gözleri koyu mavi yakışıklı bir çoçuk yakşaşmıştı , içeri girdiğimden beri birçok kişi beni kesiyordu ve bu çoçuk onlardan biriydi. Elini uzatarak ben Adam şirketin temsil direktörüyüm peki siz bana isminizi bahşedermisiniz dedi tam cevap verecektimki belimde bir el hisettim ve döner dönmez  Nam joo 'nun gözleriyle buluşmam zor olmadı. Şaşkındım uyarı verircesine öksürdü ve adam denilen çoçuk anlamış olmalıki hemen uzaklaştı .  

kendimi ondan çekerken teşekkür ederim ama kendimi kollayabilirim üstelik kimle konusmam gerektiğinede kendim karar  Verebilirim . Hiçbirşey  söylemeden gözlerime bakıyordu istemsizce karnımda kelebekler uçusmaya başlamıştı ve bana böyle bakması garibime gitmişti. Ne var diye üstüne tıskarken beni belimden kendine doğru çekti ve nerdeyse aramızda boşluk bile yoktu ve beni şok edicek o kelimeler dökülmüştü ağzından "Nej, ben senden çok hoşlanıyorum".


Bir bölümün daha sonu 🙄 Geç yazdım diye uzun bir bölüm oldu birdaki bölüm pazartesi gelicek.


Ee ne diyorsun  yeni aşklarmı doğuyor yoksa düşmanlıklarmı? 

Shiplediğiniz biri varmı?

,

Melezlerin Arasındaki MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin