Eve gelip duşa girdiğimde aklıma Catherinin söyledikleri geliyordu. , Bu büyüyü nerden biliyorsun ? Bunun bir sonucu olucak , bu kadar büyük bir gücü emmek bağımlılık yapacak ve sen kedini tutamayarak daha fazla güç isteyeceksin ve bunun bir çözümü yok, artık herşey için çok geç hepimizin sonunu getirdin, senin bu kadar sorumsuz olman yüzünden hepimiz ölücez. Yeterdi hiç bilmediğim bir hayata itiklenmiştim ve dünyayı kurtarmak benim ellerimdeydi ve herşey benim suçumdu. Ben böyle olmasını istermiydim ? Herkes benin yüzümdenmi ölücekti ve daha fazla güç istediğim iliklerime kadar doğruydu . Korkuyordum ben ben lanet olası büyüyü nerden bildiğimi bilmiyordum ve böyle bir sonuç doğurucağını. Kafamdaki seslere daha fazla dayanamayıp elimi karşıdaki aynaya geçirdim ve inanılmaz acımasına rağmen gülüyordum çünkü içim daha fazla yanıyordu. Ellerimden kanlar akıp giderken cam kırıklarına bakıyor benimle dalga geçen başka bir ben görüyordum. Sevdiğin adam seni sattı , seni ölüme itti ve san hala umutsuzca onu seviyorsun diyerek kahkahalar atıyordu. Evanda senin yüzünden öldü ve daha fazlasıda milyonlarcasıda senin yüzünden ölücek diyordu. Daha fazla dayanamayarak hir çığlık attım ve elimdeki can parçalarını elimde parçalamıştım. Yere oturmuş soluksuz ağlıyordum bu yük çok fazlaydı ben lanet olsun ben ne zaman mutlu olucaktım he ne zaman ? Acı neden yalnızlığı bu kadar seviyordu, sönmüş olan küllerimi tekrar alevlendiriyordu acıtıyordu hemde çok. İçimde koca bir boşluk vardı ve ben sadece ağlıordum.Ellerimi ince bir narinlikle açan Nam joo' ya baktım beni öldürmelerine göz yuman adama ne yaptın sen diyip ellerimdeki camları çıkartmaya çalışılıyordu bense sadece izliyordum. Beni sakinleştirmek için bana sarılınca çek şu elini lanet pislik dedim ve göğsüne sürekli vurdum . Annemi babamı bende alan hayat şimdide beni mi istiyor hahh dedim ve gülerek istediğin olucak lanet herif diyerek bir kere daha vurdum . Elleriyle saçlarımı geriye attı ve o meleğimsi sesi ile özür dilerim nej , bir daha asla ve asla sana zarar vericek birşey yapmayacağım seni kendimden bile koruyucağım söz veriyorum. Bak baban annemi öldürdü bu kolay birşey değil lütfen anla o benim annem ve ben seni seviyorum lanet olsunki kimseyi sevmediğim kadar seni seviyorum. Şu hayatta kimseye sevgi kırıntısı bile beslemezken annem kadar seviyorum seni dedi. Sözlerine kendimi bırakmak o meleğimsi sesinde sarhoş olmak istiyordum ama onun annesiyse benimde babamdı o yapmadı diye bağırdım o yapmadı seni man kafalı. "Tabi ya, sen benden iyi biliceksin nasıl olsa gözlerinin önünde annesi öldürülen sen değildin. Yoksa o it Cley'in dediklerinemi inanıyorsun" dedi. Yutkunarak evet dedim evet eğer öldürmüşsede haklı bir sebebi vardır. Benim babam karıncayı bile incitemez. Yaa öyle mi ama bil bakalım nej ortada hiçbir sebep yoktu .Ellerimi sarmaya devam ediyordu yüzsüz gibi git istemiyorum seni dedim ve son kez düşün bir daha asla gelmem gelemem dedi kapıyı tutarak hiç birşey söylemeyince suratıma bakmadan kapyı çekip gitmişti. İşte buda bitmişti sevdiğim adam ellerimin arasından kayıp gitmişti. Doğruca odama gittim ve yatağa uzandım karamel yanıma gelmiş beni motive etmek için tüylerini bana sürtüyordu. Kucağıma alarak ona sarıldım gergin olduğu her halinden belliydi oda benim gibi çok korkuyordu.
Bizimkiler evde yoktu o yüzden kendimi şanşlı var sayıyordum, güçlü durmalıydım en azından öyle gözükmeliydim. Yaram hızla iyileşiyordu ama ben iyileşmiyordum her zerrem güç istiyordu, daha fazlasını öldürmek ve daha fazla güç bu da demekti ki en başından beri karşı geldiğim Morgana'ya dönüşüyordum. Buna izin vermiyecektim ardı ardına darbeler vuran hayata karşı yıkılmıycaktım çünkü Evan'a bir sözüm vardı. Kapı çaldığında kan kırmızı kanatlarımla hızlıca kapıya uçtum ve elinde kitaplarla gelen bizimkilere baktım. Cley bana sarılarak bir daha seni bırakmayacağım dediğinde bir nebze olsun rahatlamıştım belkide haklıydı kaderlerimizde birbirimiz vardık. Ahn jae sertçe beni çekerek o herif bir daha sarılmayacaksın dedi tam karşılık verecektimki lee jong beni onların arasından kurtarmış bir büyüyü gösteriyordu. Nej bir çözüm bulduk sanırım ama bu çok riskli ölebilirsin ve buna asla izin vermeyiz. Neye çözüm buldunuz dedim yutkunarak Evanı geri döndürmek dediğinde gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Bunu beklemiyordum kendimden emin bir şekilde doğruldum ve söyle dedim ne gerekiyorsa yapıcağım. Olmaz dedi min ho elimi tutarak yapıcam dedim ittirerek cley gene arkadan bağırmaya devam ediyordu size ona söylemeyelim demiştim diye. Büyü elime aldım ve okumaya başladım onu geri getirmek için gereken şey en güçlü üç cadının büyüsüydü. Biri bendeydi ve ikisi kalmıştı onları zaten öldürücektim ama güçlerinide almak zorundaydım. Güçlere olan açlığıma yenik mi düşücektim yoksa hepsinini Evan için mi kullanıcaktım zaman göstericekti. Tek birşey biliyordumki onu kurtaracaktım artık kimse benim yüzünden ölmeyecekti. Hemde o benim ilk dostumdu bana yardım eli uzatan ilk dostum. " Min ho ona güçleri verirken kendi gücündende verebilirsin ve bu ölüme yol açar aptal kız " dedi .
Omuz silkerek ne zaman cadı avlamaya gidiyoruz dedim.
Bu bölümdü arkadaşlar bir sonraki bölüm bol aksiyonlu olucak gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melezlerin Arasındaki Melek
FantasíaŞeffaftan gelen ışığa gömülecek, karanlıktan gelen siyaha bürünücek, biz kardeşler ise ölümle bir olup ölümü dirilteceğiz . Biz ışıkla doğduk, karanlıkta büyüyeceğiz . Geceyi aydınlatan ışığımız , ışığı boğan karanlığımız olacak. Siyah beyaza ,beyaz...