Arkadaşlar biliyorum geç bir bölüm oldu hem sınavlarımdan dolayı hemde okunmanın biraz artmasını istemiştim. Keyifli okumalar🐥
Kaderimiz tüm heybetiyle bize doğru yaklaşırken aklımda ve kalbimde tek bir soru vardı şimdi ne yapacaktık ?
Korkmuyordum ondan evet çünkü artık bıkmıştım bu kovalamacadan ama korktugum birşey vardı . Ya yenemezsem ve bütün ırkların benim yüzünden sonu gelirse ya bizimkilerden birine birşey olursa işte o zaman ölüm benim için en kolay ceza olurdu.
" Hadi nej, kendine gel, hemen gizli barınağa sığınmalı ve plan yapmalıyız . Fazla zamanınız yok yakında ilk kandan yağmur damlası yeryüzüne inicek" dedi clay beni çekiştirerek. Dur dedim bağırarak kaçıcak yerimiz kalmadı plan mı söylesene herhangi bir plan kurgulasak bile sadık kalabilecekmiyiz ? Cley sıkkınlıkla nefesini verdikten sonra İnan biz umudun kardeşleriyiz ve ufuktaki çizgiyi biz belirliyeceğiz dedi elimi tutarak. Her ikisi farklı renkte olan gözlerine baktıktan sonra onunda gücünü emerek güçlü bir büyü yapmaya başladım.
Bu büyü antik roma'dan kalma şeytanla anlaşma üzerine yapılmış bir büyü. Tabi bu büyünün yasak olmasının sebebide şeytanla anlaşmaya girmek. Bu büyü iki tane varlığı belirlenemeyen bir canlıdan oluşuyor. Bu canlılar kişinin bedenine girerek içten içe onun büyü gücünü emmeye başlıyor ve onu öldürüyor. Bunun en güçlü kara büyülerden olmasının sebebi ise büyü gücünün tamamını ruhuna kadar emmesi yani bir daha asla diriltilemeyecek şekilde ölmesi. Bunun en tehlikeli ve yasak listeninde olmasının bir önemli sebebi daha var tabi. Bu anlaşmanın şartı büyü yapıldıktan sonra isteniyor yani senden ne isteyeceğini bilmeden bu anlaşmaya giriyorsunuz. Sanırım neden bu kadar riskli olduğunu kavrayabilmişsinizdir. Canınızı istese bile vermek zorundasınız işte buda bizi bu lanet duumun ortasına sokuyordu
Büyük bir gök gürültüsü ile şimşikler birbirine çarpışıyordu ve ilk kandan yağmur tanesi yeryüzüne düşüyordu, gölgelerin ardından saçları ölümden siyah gözleri kan damlasından kırmızı biri beliriyordu .
Morgana.
Gülüşüyle bile yüreğimi dipsiz bir korku ile saran o kadın karşımda duruyordu . O benim türümdendi neden di onca güce sahipken neden daha fazlasını istiyordu. Bizden ne istiyorsun diye bağırdım ve kulaklarımda çınlanan "Güç" deyişini duydum. Bunu söylerken ağzını hareket ettirmiyor zihnindeki cümleler zihnimize akıyordu.
Büyü tamamlanana kadar onu oyalamam gerekiyordu ve Cleye bakıp başımı salladım. İkimiz ellerimizi birleştirip "la rara puntus" diye tekrarlıyorduk . Bu eski cadı dilinde kardeşlik demekti ve ikimizin gücü birleştiğinde ellerimizden güneş saçılıyordu. Ufuğu aydınlatmak için doğan güneş bizdik ve sonucu ne olursa olsun bunu başarıcaktık.
Ellerimizden parlayan bir ışık çıktıgında ikimizde aynı anda ellerimizden fışkıran ışığı Morgana'nın suratına tutuyorduk. Büyük bir inlemeyle gözlerini kapatıyordu. Ellerini aynı anda birleştirip bize devasa bir alev kütlesi fırlatmıştı. Canım o kadar yanıyorduki çığlık bile atamıyordum her hücrem yanıp kayboluyordu tekrar ve tekrar. Yerde sızlanırken bizimkileri zehirli bir sarmasık ile bağlamıştı. Bu sarmaşıık hiç görmediğim türdendi dikenlerinden sapına kadar heryeri kankırmızıydı. Ayağa zar zorda olsa kalkmış ve sarmaşıkları çözmeye çalışıyorduk ama bir türlü başaramıyorduk.
Sadece gözlerimi kapamış dikenlerin tekrar yeşile döndüğünü hayal ediyordum. Kulağımda Min ho'nun bağırışlarını duyuyordum,"Nej, yardım et park Hyung ölüyor" diyordu. Gözlerimi kapattım ve tamamen yeşile döndüğünü hayal ettim. Sarmasıklar birerbirer açılırken Oraya doğru koştum. Morgana Beni adeta toz tanesi gibi tutup yere yapıştırmıştı , felç olmuş kıpırdayamıyordum . Neyseki Cley ve amcamın tuttugu cadılar onu birazda olsa oyalıyordu. Etkisi geçip yerden kalkıp Park Hyung 'un yanına gittiğimde zar zor nefes alıyordu ve morarmıştı. Hertürlü iyileştirme büyüsünü yapıyordum ama birişe yaramıyordu bizimkiler bana hadi Nej diye bağırıyordu ama ben hiçbirşey yapamıyordum. Ağlayarak başını ellerimin arasına aldım özür dilerim Park hyung ben yapamıyorum olmuyor. Kendini sıkarak derin bir nefes aldı ve zorca " şş önemli değil "dedi. Gözleri yavaş yavaş kapanırken hayır lütfen dayan ölme lütfen ölme diyerek hıçkırıyordum. Yapacak hiçbirşey yoktu o ölüyordu. Mutsuz olduğumda beni güldüren benim için ölümü göze alan bu saf çocuk ölüyordu. Gözlerini kapatıp kendini bıraktığımda vücüduma titreme yayılmıştı. Bizimkiler yerde Morgana'nın büyüleri ile can çekişiyordu, onlara veda etme imkani bile sağlamamıştı. Annemi kaybettiğimdede böyle hissetmiştim,bir insanı kaybedinceye kadar onun değerine anlam veremiyorsunuz. Ben ona seni seviyorum bile diyememiştim, aileme diyememiştim. Benden ,bizden ne istiyorlardı bu kadarı yeterli değilmiydi onlar için? Bunca yıl yalnız büyümüşken minik bir aile bulabilmem mi onlara çok gelmişti ? Dişlerimi sıkarak yerimden kalktım artık birini daha kaybetmeyecektim , onların kanını yerde bırakmayacaktım.
"Esilyum da lira vera" diyip oluşan portalın içinden atladım . Portalın bir ucunu Morgana'nın arkasından çıkarmıştım. Böylece Morgana yaklaştığımı görmeyecekti büyüyle onu kapana kıstırıcak ve babamın günlüklerin içinden bulmuş olduğum bir tür kutsal sembole hapsedicektim onu. Bu sembolün içine giren her tür canlı güçlerini kullanamıyordu. Bunu yıllarca cadı meclisi en güçlü tutsaklara uygulamışlar ve başarılı olmuşlardı. Ancak karşı büyü oluşturulmuş ve günümüzde artık kırılabilir hale gelmişti genede bize zaman kazandırıcaktı az bir zaman bile olsa yeterli olucağını düşünüyordum. Portalla tam arkasından ışınlanmış ve beklemediği gibi onu sembolün içine hapsetmiştim. Cleyle göz göze geldik ve hemen elimizi birleştirip Güneş'in tüm gücnü üstünde kullanıyorduk. Çığlıklar atıyordu ama onu öldürmeye yetecek herhangi bir güç bile uygulayamıyorduk. Kahkalar atıyor beni bunlamı öldürüceksiniz diye gülüyor sembolden çıkmak için uğraşmıyordu bile aksine egosunu tatmin ediyordu ama bilmediği birşey vardı bunların hepsi bir oyalamacaydı.
Morgana kan kusmaya başladığında zaferin verdiği hisle kahkaha atıp güle güle orospu diye bağırdım.
- Bana ne yaptın küçük cadı , bana ne yapıyorsun seni lanet !!
+ Seni cehenneme yolluyorum ölmeden önce bir selfie çekinmek istermisin ?
- Beni öldürebilceğini düşündüren ne!! Sen küçük bir cadısın ne hakla beni öldürebilceğini düşünebilirsin?
+ ahh evet belki küçüğüm ama antik büyüleri bilecek kadar büyüğüm sanırım. Yoksa unuttunmu bu büyüyü sen hazırlamıştın hem yanılıyormuyum ?
- lanet olsun Cehennem köpekleri
+ Evet doğru bildin buna sen zorladın beni- Eslee , dur . Ben senin kardeşinim bana bunu yapamazsın . İnan bana o lanet küçük köylü annen ve baban yüzünden bu saf melek genlerini nasıl alabilceğini düşündün ? Onların gerçek ailen olduğuna mı inandın yoksa?
+ Ne saçmalıyorsun senn ?
- Hadi ama sende biliyorsun, şimdi şu lanet büyüyü sonlandır ve ablana sarıl küçük kardeşim.
+ Bu yalanlarına inanacağımı düşünmüyorsun değil mi ? Shahaha ne oldu elinde koz mu kalmadı ?
- Bana inanmıyorsan neden Nam joo'ya sormuyorsun benim küçük Eslee'im ?Nam joo ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melezlerin Arasındaki Melek
FantasiaŞeffaftan gelen ışığa gömülecek, karanlıktan gelen siyaha bürünücek, biz kardeşler ise ölümle bir olup ölümü dirilteceğiz . Biz ışıkla doğduk, karanlıkta büyüyeceğiz . Geceyi aydınlatan ışığımız , ışığı boğan karanlığımız olacak. Siyah beyaza ,beyaz...