Sonunda hayran kaldığım bu yere tekrar gelebilmiştik,içeriside dışarısı gibi güzeldi daha çok kahve tonları hakimdi duvarlardan masalara kadar herşey süt kahvesiydi ve oturma koltuklarının açık mavi olması buraya ayrı bir hava katmıştı .Raflarda bizimkilerin küçüklük fotoğrafları duruyordu parmaklarımı resimlerin kenarında adeta dans ettiriyordum.Elime bulaşan tozu önemsemeden kitaplarla dolu rafa ilerledim biribirinden kalın herşey hakkında kitap bulunuyordu. Bir kitap kurduysanız sizi buradan bir ay çıkmayacağınıza temin edebilirdim. Kendimdem geçmiş bir şekilde kitapları incelerken solumda duvara yaslanmışş bir şekilde beni İzleyen joo;yu fark etmemiştim bile. Utancımdan kafamı parmaklarıma gömmüş ve onlarla oynuyordum sonra o güzel gözlerine dönerek onların iyi olduğunu eminmisin demiştim. göz devirerek evet iyiler unutmaki onlar benimde arkadaşım üstelik iki günlük değil diyede imada bulunmuştu bende gözlerimi devirmekle yetinmiştim. Sonunda kapıdan gülerek giren bizimkileri gördüğümde üstlerine atıldım ve hepsine sarıldım nasıl şuan gülebiliyosunuz çok korktum dedim kafalarına vurarak. Park hyung ''korkma bitanem ben hep seninleyim'' dedi ve göz kırptı. Bende dilimi dışarı çıkararak iğrençsin dedim ve sonra eminemden daha hızlı bir şekilde soruları yağdırmaya başladım. Onlar kimdi,geçenkilerle aynı kişimiydi? David nerde,neden hala gelmedi? Cadı meclisi olayını napacağız? Ahn jae yanıma yaklaştı ve parmağıyla dudağıma bastırdı ve devam etti güzelim eğer böyle konuşmaya devam edersen şimdi bayılcağım dedi. Bizimkiler yaptığı harekete imalı imalı bakmıştı ve bende kendimi beni arkadaş olarak gördüğünü ve sadece şakalaştığımızı düşünüyordum yani öyle olmak zorundaydı.Omzuna dokunarak tabi sevgilim bilmezmiyim fazla hassasındır dedim gülerek. Arkamdan bittin sen kızım dediğinde rahatlamıştım belkide sadece oda benle dalga geçiyordu. Min ho ciddiliğe ilk bürünen kişi olarak devam etti '' David aşağıdaki güvenli odada merak etme onu bulamazlar bulsalar da giremezler ne aradıklarını öğrenmek için orada kaldı, Catherin'de zaten uçarak kaçmıştır '' dedi gülerek.Uzun bir süre plan yapmıştık ve harika bir planda bulmuştuk,enstitüsülerine sızacak ve sistemlerini çökerterek içerideki cadıları hapis edecektik. Ben ve catherinde büyü yaparak çıkamasınlar diye bir büyü yapacaktık onları orada ne kadar tutabilirdi bilmmiyordum ama biz vampirleri ve kurtadamları halledene kadar tutsa iyiydi. Vampirlerin desteğini alacaktık onlar kendi türlerini haklarken bizde kurtadamları ve diğer türleri haklayacaktık. Diğer türlerden kastım Maksesler veElsislerdi. Makses ırkının kökeni vampirlerden geliyor ama onlar büyü yapabiliyor. Bliyorsunuzki vampirler filmlerdeki gibi ölümsüz değil ama yaşam ömürleri uzun ama genede bunla yetinememiş olacaklarki yıllarca kendilerini ölümsüz yapmaya çalışmışlar ve ölümsüzde olmuşlar ama her karabüyünün bir sonucu olacağını hesaba katamamışlar. Büyü onlardan üreme yetilerini almış evet ölmüyorlar ama çoğalamıyorlarda bu yüzden bu kadar güçlü ve ölümsüz olamalarına karşı sayıları az olduğundan bir egemenlik sağlayabilmiş değiller. Elsisler ise tamamen başka bir konu kimse nasıl ve nerden geldiklerini bilmiyorlar bir nevi zombi türünün evrişmleşmis hali gibi Zombilerin aksine yavaş ve beyinsiz değiller aksine çok akıllılarmış. Haklarında birçok varsayım var kimisi insanların bir vürüs yada kara büyüyle bu hale geldiğini savunuyorlarmış ama elde kesin bir kanıt henüz yok. Sayılarının çok fazla olmasına karşın onlara pek rastlayamıyoruz çünkü insan etlerine olan ilgileri odak noktalarını insanla çekiyor. Tabi bunlara karşı insanları korumak adına Melekler avcıları yaratmış oyüzdende melekler ve elsisler sürekli çatışırmış. Bu savaşta onlarda varmıydı bilmiyorduk ama genede temkinli olmak adına Lee jong yapay et kokusu yapacak ve onları bizden uzak tutucaktı. Bu serseri Rapperin ardından bir dahinin çıkıçağını kim kestirebilirdiki. Sonra konua dahil oldum herşey iyi güzelde Maksisler ölümsüzse onları nasıl alt edeceğiz dedim . '' Onların en zayıf noktaları tiz sesler belli bir frekansta verildiklerinde felç geçiriyorlar bununda nedeni belli değil ama senin şarkı söylemen onları felç etmeye yetecektir ''dedi Lee jong hepsi gülüyordu ve bende komik mi diye kızmıştım ama sonunda bende kendimi tutamayıp güldüm iyi ozaman dedim ve ünlü şarkımı söylemeye başladım . Kırmızı don kırmızı don '' Ah bak gene başladı yalvarırım sus her istediğini yaparım'' dedi kulaklarını tıkayarak. Sahi dedi Min ho o şarkının hikayesini bize ne zaman anlatacaksın dedi,omuz silkerek korktuğumda söylerim küçüklükten kalma birşey işte dedim. Bizimkiler peki neden bu şarkı deyince anlatmaya üşendiğimden dolaba koştum ve sonra anlatırım dedim. Dolaptan meyveli yoğurt ve birde kaşık kaparak bahçedeki salınncağa atlıyıvermiştim. Sohbet akıp gidiyor biticeği yoktu ve ben uyuya kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melezlerin Arasındaki Melek
FantasiŞeffaftan gelen ışığa gömülecek, karanlıktan gelen siyaha bürünücek, biz kardeşler ise ölümle bir olup ölümü dirilteceğiz . Biz ışıkla doğduk, karanlıkta büyüyeceğiz . Geceyi aydınlatan ışığımız , ışığı boğan karanlığımız olacak. Siyah beyaza ,beyaz...