Diriliş

55 9 3
                                    

Korkudan deli gibi atan kalbimin uğultusu ile hayat bir an durmuş gibiydi . Sadece uğultular vardı ve gözlerim kararıyordu. Üstüme gelen büyü ile sarsılmam bir olmuştu Cley beni hemen kendine çekip kolları arasına almış ve diğerlerine kaçmalarını söylüyordu.

Bu kadar kolay mı olucak sandın ufak kız ! Ne cüretle kardeşimin gücünü alırsın. Biz Morgananın kardeşleriyiz ve sana son bir kez bizim ile ölümsüzlük teklif ediyoruz eğer kabul edersen bu dünyayı biz yöneticeğiz. Bu dünya herşey bize kalıcak bu pis insanlar ve diğer yaşamlar olmadan. Diğer pis yaşamlar bu dünyayı artık lekeleyemiyecek ve biz çoçuğum biz hüküm süreceğiz .

  Elini bana uzatmış ve en iğrenç gülüşünü ortaya sermişti .Tamam ama ancak bir şartla dedim ve o anki şaşkınlıklarından zaman kazanarak bir barikat örmüştüm aramıza . Bunu yapmam pek bir işe yaramamış ve onları dahada kızdırmıştı. Hiçbir duvar önümüzde duramıyordu ve hepsi büyük bir kolaylıkla yıkılıyordu. Cley ile bildiğimiz bütün büyüleri yapıyorduk ama nafileydi bizimkilerde bizim kopyalarımızla savaşıyorlardı. Bu hiçte kolay değildi onlar için ,ardı ardına üstümüze saçılan büyülere engel olmaya çalışılıyorduk her an bırakmak istiyor ve başıma inanılmaz sancı veren bu olayın bitmesini diliyordum. Burnumuzdan kan geliyordu ve artık dayanıcak gücüm kalmamıştı. Atılan ateş büyüsü ile Cley'in çığlıkları kulağımda yankılandı yanına koştuğumda vücüdü alevler içindr kavuruluyor ve çığlıklar atıyordu dayan seni kurtarıcam dedim benim bile zor duyduğum ses tonu ile . Ama napıcağımı bilmiyordum bizimkilerin çığlıkları kulağıma doluyordu gözlerimi onlara döndürdüğümde yutkunmakla yetindim. Ahn jaenin göğsü yarılmış ve  beş kişi tarafından saldırıya uğruyordu Nam joo ile min ho önlerindeki klonlarıma karşı savaşıyor pekte başarılı olamıyorlardı. Büyülere  karşı yapıcak hiçbirşeyleri yoktu ve acı cekiyorlardı. Park hyung ve lee jongsa büyü ile dönüşüme zorlanıyordu kemikleri tek tek kırılıyordu. Birşeyler yapmalıydım benim yüzümden bu acıları çeliyorlardı derin bir nefes aldım ve hadi nej birşeyler yapmalısın dedim ve titreyerek bildiğim güç emme büyüsünü okumaya başladım Eliana ve Samantha bunu anlayınca korkudan bütün büyülerini bana odaklamışlardı. Çığlıklar atıyordum her hücrem ateşte kavrulup sonra aşırı soğukta can veriyordu . Bu his bana o kadar tanıdık geliyorduki ona rağmen bedenim bu acıya alışamamıştı. Bizimkilerle uğraşmayı bıraktıkları için Ahn jae ve lee jong koşarak bana yardıma gelmişti ama nafileydi. Yapıcak hiç bir şeyim yoktu ve büyünün son sözleri dudağımdan çıktığında Eliana yere bayılmış ve Samanthada Nam joo'yu havada kaldırarak esir almıştı.

Sen ! Buna nasıl cüret edersin ahmak kız . İhanetinin sonucu bu arkadaşının ölümü ve senin sonsuz itaatinle son bulucak ! Sonsuza kadar Morganamızın emrinde olucak onun gölgesi olacak , dördüncü gözü , dördüncü kulağı olucak ve onun silahı olucaksım. Yeminli kandan içicek ve sonsuz bir acıya hapsedileceksin.

Gözlerimdeki öfke ateşe dönüşmüş beni bile kül ediyordu. Hayır olmayacağım dedim bağırarak ve o da hiçbiryere gitmeyecek . Biliyor musun haklısın dedim parmağımı ona doğru sallayarak evet sizin Gölgeniz olucak sonsuza kadar ölüm nefesiniz olucam her daim ensenizde olucam ve gölgenizden daha gizli sizi izleyecek ve bir gün bile huzur vermeyeceğim. Beni fazla hafife aldınız dedim  sırıtarak ve aklımda uzay kadar devasa cehennem kadar sıcak bir güç hayal ettim ve onu bir dikenin  içine  içimdeki bütün kırgınlıkları ve öfkemi hapsettim . "Kiesta" dedim ve aklımdaki imgeyi serbest bıraktım . Bir gül ağacı oluşmuş ve önünde bir diken belirmişti. Samantha'nın yarasaları bile korkutan gülüşünü atmış ve  "Beni bu dikenlemi öldürmeyi planlıyorsun " dedi. Burnumdan gelen kanın sıcaklığı ile sarhoş olmuş bir halde evet dedim ve dikeni ona doğru ittirdim. Gözlerim buğlanırken Samantha'nın acı dolu çığlıkları kulağıma doluyordu. Onu sonsuz bir acıya dahil etmiştim ve artık biliyordum güçlü olduğumu korkmuyordum. 

Melezlerin Arasındaki MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin