Multimedya = Ahn jaePark hyung elimdeki notu çekerek okudu ve yüksek sesle sana nasıl güzelim der dedi. İmalı bir bakış atarak ciddimisin bütün konu bu mu şimdi dedim ve kağıdı alarak onu ittirdim. Kıskanmaları hoşuma gidiyordu aslında ama sanırım şuan küçük bir sorunumuz vardı bizi öldürüceklerdi. Evet evet küçüçük bir sorun bizimkilere döndüm ve ahn jae " güzel sıkılmıştım zaten hem dövüşürken çok ateşli görünüyorum" dedi göz kırparak. Şu çoçuğun şu egosuna ne kadar sinir olsamda beni çekiyordu kabul etmeliydim. Lee min ho onu ittirerek ne zaman ciddi olmayı öğreneceksin dedi bunu söylerken suratı inanılmaz ifadesiz park hyungta yapma abii sende çok ciddisin dedi. Onlara dönerek çünkü ciddi , farkındamısınız bilmiyorum ama bir sürü tür bize karşı ve biz bu kaosun ortasındayız farkında olmasanızda olacaksınız dedim . Hepsi bir anda ciddiliğe döndü çünkü bu önemliydi şaka değildi ve biz nasıl olmuşta bu olayın ortasına sürüklenmiştik . Eve geldiğimde odama çıktım ve hemen sıcacık köpüklü duşuma atlayıverdim, David'le saunaya gidicek ne morelim vardı ne de zamanım ama bunun acısını çıkarıcaktım. Duştan çıktığımda David'in odalarımıza bıraktırdığı kıyafetleri giydim bunları savaş için hazırlatmıştı her tarafı kalın siyah deriyle kaplıydı ve silahlarımızı koymamız içinde minik ceplikler vardı, vücudumun her tarafımı sarmış adeta kıçıma kadar belli ediyordu . İnanılmaz cool'dum hani şu filmlerde gördüğünüz gibi ama izlerken hiç düşünmezdik bunu tabi ama bir sır veriyim mi götümün içine kaçıyor be lanet olası ! Dudaklarıma bordonun en koyu tonlarında bir ruj sürmüş ve gözlerimede siyah buğulu bir makyaj yapmıştım. İşte şimdi olmuştum aynada kendime sulandıktan sonra derin bir nefes alarak aşağı indim solonda herkes kıyafetini giyinmiş beni bekliyordu. Bir anlık nefesim kesilmişti ama bu kesinlikle ve kesinllikle üzerini sımsıkı sarmış baklavalarını ortaya çıkaran ve koskoca aletlerini gözününe seren bu kıyafetle alakası yoktu. Gözleri güzel onların gözleri ah tanrım iyicene sapıklaştım kendine gel nej ahh bir dakka şuan dudaklarımımı ısırıyorum ben... Derin bir nefes alıp kendime geldikten sonra gözleri bedenimde dolaşan bizimkilere döndüm ve onlarda kendini düzelttikten sonra simülasyona girmeye hazırlandık. Ahn jae nerdeyse dibimde bitmişti nefesini tenimde hissediyordum ve o çapkın gülümsemesiyle ben seni korurum dedi. Lee min ho' da sen kendini koru gibisinden hımırtılar çıkarıyordu ve bende gülerek hepinizi koruyacak gücüm var sakin olun dedim . Nam joo'ysa tüm sinir bozuculuğuyla ekledi " tırnağını kırdın diye ağlamada".
Saatler sonra simülasyon bitmişti ve gram gücüm kalmamıştı. Yere yığılıp birkaç derin nefesten sonra toparlandım ve bizimkilerin yanına çardağa geçtim. Bizimkiler planı detaylıca işliyor ve eski kanalizazyondan yol haritamızı çiziyorlardı. Şuanlık herşey kusursuz görünüyordu ama aksilik durumunda b planını düşünmüş ve bir kaçış planı hazırlamıştık. Bu gece kimse stresten uyuyamamıştı ve herşet hakkında sohbet ediyorduk. Sonunda park hyung o soruyu yöneltti bize aranız düzeldimi ? İkimizde susmuş birbirimizin konuşmasını bekliyorduk ve sonunda Nam joo " Benim onla aram olmadıki düzelsin ama korkmana gerek yok babanın hatası yüzünden hıncımı senden çıkarıcak değilim " dedi. Beni herkesin arasında onun için bir hiç olduğumu söylemesi ağrıma gitmişti o kadar koymuştuki şuan sinirlenememiştim bile. Bağırıp çağırmamıza alışkan olan bizimkiler benim sustuğumu gördüğümde şaşırdılar benden birşey bekledikleri için konuşma gereği duydum ge buna devam etmiyeceğim dedim sessiz bir şekilde elimdeki çubukla oynarken. Gözlerim dolmuştu ama kendimi tutuyordum buraya geldiğimden beri hep ağlıyordum hiç ağlamayan biri olarak ama artık eskiye dönme zamanı gelmişti derin derin nefes alarak sakinleştim. Sabaha kadar havadan sudan konuşmuştuk, sonra catherine beni yanına çağırınca koşar adımlarla onun yanında bulmuştum kendimi . Buruk bir gülümsemeyle " Bugün zor bir gün olucak üstelik nerdeyse hiçbirşey öğretememişken üzgünüm bu kadar erken olmasını beklemiyordum. Yardıma ihtiyacımız olacak diye kardeşlerimi çağırdım ezheline ve selene onlara merhaba de " dedi. Sonra ne kardeşi diyecekken onlar birden önümde dikildi ve açık kalan ağzımı kapatmadan merhaba dedim.
Merhaba ben ezheline dedi elini uzatan simsiyah şaçları olan kadın . İri gözleri ve catherinin aksine daha kalıplı bir yapısı vardı şaçları küttü ve bu onu çok tatlı yapıyordu.
Merhaba bende selene dedi ezhelinin yanında duran kısa boylu sarışın kız. Bu kız o kadar güzeldiki bir an olsun lez olabilirim diye kendimden şüphe etmiştim. Gözleri ince ve hafif çekikti, burnu fındık gibi ve dudaklarıda burnunu irdelermişçesine çok dolgundu. Merhaba dedim gülümsyerek ve ikisde bana kuvvetli bir şekilde sarılmıştı. Nedense onları benim teyzelerim gibi hissetmiştim belkide hiç akrabam olmamasından onları bu kadar yakın hissetmiştim. Bahçede konuşarak yürüyorduk konu hayatımdan başlamış hoşlandığın var mı ?seni üzüyor mu ? Yoksa onu kurbağaya çeviririze kadar gitmişti, nerdeyse aradan bir saat geçmişti. Komikti ama biraz ürperticiydide sonunda onları hiç olmadıkları kadar ciddi gördüm ve ozaman başlıyoruz diyerek etrafa büyüler savurmaya başladılar. Şaşırmıştım ama pür dikkat onları dinliyordum Selene önündeki ağacı göstererek konuşmaya başladı şimdi sana dondurma büyüsünü öğreticeğim şurdaki ağaca odaklan ve onun donduğunu hayal et dedi ve o sihirli sözcükleri ağzından döktü " de Martâ" ağaca döndüm ve bir dakika bile geçmeden de Martâ demiş büyüyü yapmıştım. Ezheline gülerek catherine döndü ve çabuk öğreniyor demiştin ama bu kadarını beklemiyordum demişti gülerek. Bana dönerek hah ozaman bu çekilme büyüsünü yapta görüyüm dedi ve ağzından bir kelime çıkarmadan elleriyle dikiş diker gibi bir hareket yaptı ve önümüzdeki tavşanın kanı çekilmişti ve ellerini serbest bıraktığında geri gelmişti. Bu imge büyüsüydü bunu bir tavşana özellikle pofidik popolu bir tavşana yapmak istemiyordum ama polyanacılık oynuyacak zamanım yoktu. Tavşana odaklanarak sol elimi yuvarlak yaptım ve aynı iplik geçir gibi sağ elimin parmağıyla içerisinden geçirip halka yaptım. Aynı zincir modeliydi işte ve olmuştu ama geri nasıl çekiceğimi bilmiyordum bir an donup kalmıştım ve sona hemen ellerimi çekmiştim ama tavşan ölmüştü. Catherine omuz silkerek sana başlamayı değil durdurmayı öğretmeliyiz sanırım dedi. Ardı ardına büyüler öğreniyordum toprak kayması büyüsü , yakıcı asit büyüsü, ani kör olma büyüsü, ışınlanma büyüsü bile öğrenmiştim. Işınlanma büyüsü çok zordu ve üstünde Yarım saat uğraşmıştık ilk defa bir büyü için bu kadar oyalanmıştım çünkü nereye ışınlandığımı kafamda tüm ayrıntısıyla kurmassam kayboluyordum. Selene bana bu büyüyü en hızlı öğrenen sensin ama genede bu büyüy çok gerek duymadıkça yapma yoksa boşlukta kaybolursun dedi . Ezheline ekleyerek " Evet, nej en iyi büyücüler bile bazen kaybolabiliyor unutma ölmeye yakın olmadan bunu kullanma hayatım" dedi ve göz kırptı. Son olarak öğrenmem gereken büyü kapıyı tutmak için yapacağımız koruma büyüsü vardı. Bunun için dördümüz el ele tutuşmuş " Coverrâ santa este krata porta este talya elsyum miwrta ka westa irelyum de cilye" diyorduk en başta roman gibi nasıl okuyacağım diyordum ama kelimeler kendiliğinden akıyordu ağzımdan bu büyü çok zorluydu sanki içimden birşey çekiliyordu dört kişi olmamıza rağmen zorlanıyorduk düşünüyordumda ilki catheri'nin kardeşleri vardı. Sonunda yorgun argın bizimkilerin yanına döndüm dinlenmem gerekiyordu ,saat daha sabah sekizdi bu yüzden kendimi kasmayarak kendimi uykuya teslim ettim.
Saat uyandığımda birdi bizimkiler hiç uyumamıştı evet vampirlerdi ama kurt taraflarıda uykuya ihtiyaç duyuyordu. Saat öğlen beş olmuştu ama biz hala çalışıyorduk ben büyüleri tekrarlarken simülasyon öldürüyor bizimkilerde tekrar ve tekrar hiç durmadan dövüşüyorlardı. Saat dokuz olmuştu ve tam zamanıydı artık gitmeliydik hepimiz derin bir nefes aldık ve son bir kez birbirimize baktık ve evet gidiyorduk.Normalde savaşıda bu bölümde yazıcaktım ama inanın çok uykum var ve sırf sizin ısrarlanırınız üzerine yazdım bu bölümü ve ara bölüm gibi oldu. Bu yüzden yarın tam bölümünü atıp paylaşacağım buda benden size kıyak olsun.. :)) ozaman çerezlik ara bölüm şerefine ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melezlerin Arasındaki Melek
FantastikŞeffaftan gelen ışığa gömülecek, karanlıktan gelen siyaha bürünücek, biz kardeşler ise ölümle bir olup ölümü dirilteceğiz . Biz ışıkla doğduk, karanlıkta büyüyeceğiz . Geceyi aydınlatan ışığımız , ışığı boğan karanlığımız olacak. Siyah beyaza ,beyaz...