18; ''Sırlar Odası''

6K 435 154
                                    


Kaybetmek.

Kısa ama etkili bir kelimeydi. 

Geçtiğimiz iki hafta boyunca, 'kaybetmek' kelimesi ile sıkça karşı karşıya gelmiştim. Her duyduğumda kalbimde bir yerde artçılara sebep olmuştu. Her duyduğumda kaybettiğim dostlarım gözlerimin önünde canlanmıştı. İksir dersinden bu yana iki hafta geçmişti ve Kasım'ı bitirmemize az kalmıştı. Hogwarts, iki hafta öncesine göre daha soğuktu. Neredeyse her gün yağmur yağıyordu, yapraklar yavaş yavaş dökülürken çimenler ise sarı renge bürünmeye başlamışlardı. Tıpkı benim gibiydi çimenler; haftalar, günler, saatler, dakikalar geçtikçe yeşilliğini kaybediyorlardı. Geçtiğimiz iki hafta boyunca derslere gömülmüş, dış dünyadan uzaklaşmıştım. Kule, Büyük Salon, sınıf ve tekrar kule arasında geçen bu iki haftada Tom Riddle tekrardan gizemli bir hale gelmişti; sessizdi, iç dünyasına çekilmiş gibiydi. 

 İkimizde sessizliğimizi koruyorduk.

Ama bu sessizliğinde diğerleri gibi bir sonu vardı, olacaktı.

 Kafamı kitaptan kaldırmayı başardığımda düşüncelerimde yerle bir olmuştu. İki haftanın ardından ilk defa kütüphaneye gelmiş ve yaklaşık bir saattir aynı sayfada takılı kalmıştım. Kelimelerin arasında dolaşırken kendimi düşünürken buluvermiş, cümlelerle olan bağlantıya istemeden son vermiştim. Kitabın kapağını kapattıktan sonra sırtımı sandalyeye dayadım. Kütüphane fazla kalabalık değildi lakin sol tarafımda bulunan cadı grubunun aralarındaki fısıldaşmalar kütüphaneye kalabalıklaşmış etkisini veriyordu. Onları dinlemek için pür dikkat kesildim. "Louis Gray," dedi içlerinden bir tanesi. "Sizce aniden nereye kayboldu?" Başımı onlara çevirdiğimde dikkatlerini bana vermişlerdi. ''Louis kayıp mı?'' Diye sordum aniden. Hepsi onaylarcasına başlarını sallarken yaptığım gürültüyü umursamadan oturduğum sandalyeden kalktım. 

Sandalye yerle buluşurken kütüphanede bulunan bütün öğrencilerin gözleri beni bulmuştu. Çıkan tok sesin ardından kütüphane görevlisi Madam Rose bakışlarıyla beni uyarmıştı, özür dileğimi gösteren bir ifadeyle ona karşılık verirken yerden kaldırıyordum sandalyeyi. Sandalyeyi eski yerine koyar koymaz, cadıların arasına karıştım. "Siz ciddi misiniz?" İnanmadığım ses tonumdaki titreşimden anlaşılıyordu. "Sabahtan beri onu gören olmamış." Dedi sarı saçlı cadı. "Yeni bir saldırı olabilir mi?" Diye sordu içlerinden biri. Sesindeki tereddüt 'ben buradayım' dercesine belli ediyordu kendini. ''Ne saldırısı?'' Sorduğum sorudan sonra üzerimde hissettiğim rahatsızlıkla başımı çevirdim ve uzaktan uzağa gözlerini üzerimde dolaştıran Tom Riddle'ı fark ettim. 

  Gözlerim ondaydı, kulaklarım cadılara aitti.

''Myrtle,'' olabildiğince kısık sesle söylemişti bu ismi ve bütün dikkatimi tam anlamıyla Tom'a vermeme sebep olmuştu. ''Ama bu olamaz çünkü suçlu bulundu.'' Ellerimi masadan ayırdım ve bakışlarımı cadılara çevirdim. İçimdeki ses, suçlu burada, diyordu. Bunu bilmek ve buna rağmen susmak suçlu hissettiriyordu fakat geleceği tamamen değiştirecek bir harekette bulunamazdım, Harry ve Ron'u tamamen kaybetme ihtimalini göz önünde tutamazdım. "Ben," kitabımı alırken endişelerle çevrilmişti bedenim."Ben gitsem iyi olacak." Arkamı onlara döndüğümde Tom'un bakışları hala üzerimdeydi. 

Bakışları korkutucuydu. 

Ve kurtulamıyordum.

 Yürümeye başladım, kaçamak kaçamak ona bakarken o da kapıya yönelmişti. Durmak istedim fakat durduğum an bütün bakışların esiri olacağımızı biliyordum bu yüzden durmak yerine yürümeyi tercih ettim; hızlı, hızlı ve biraz daha hızlı. Kütüphaneden çıktığım zaman peşimden o da çıkmıştı. Yürümeye devam ettim, arkamdan geliyor olmasını bilmek beni daha çok gererken karşıma çıkan Antonin durmama sebep oldu. Yüzündeki ifadesizlik canımı iyice sıkarken arkamda ki Tom kalbimin dahada hızlı atmasını sağlıyordu. "Teşekkürler Antonin." Dedi Tom. Sesinde minnettarlık yoktu. Önüme geçtiğinde başımı hafifçe öne eğdim, ''Aklında bir şeyler var.'' Soğuk ve tiz sesinin üzerimdeki etkisi başlamak üzere çırpınırken boşta olan elimi yumruk yaptım. ''Louis,'' dedim korkusuzca. "Ona ne yaptın?"

zamanın ötesinde // tomioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin