Olduğum yerdeydim, yıkıntıların ortasında.
Bakıyordum etrafıma; yıkıntılara, yıkılmak üzere olan anılarla dolu binalara.
Elimde bir saat vardı, 'tik tak' sesi çıkan ama çalışmayan bir saat.
Tıpkı zihnim gibi, tıpkı kalbim gibi.
"Burada kaldım," diye fısıldadım şöminenin başında. "Sonsuza kadar," ellerimi ateşe uzatırken umutsuzluğun esiri olmuştum. "Hermione Granger," burnumu çektim. "Sadece umutsuzluğun değil, 1943 yılının esiri oldun." Hafif hafif ısınan ellerimi geri çektim ve yanımda buruşuk halde duran kağıdı aldım avuçlarımın arasına. 'Tom Riddle' yazısı da karışmıştı siyahlığa. Burukça gülümsedim ve gözlerimi yanan ateşe çevirdim. İçim gibi yanıyordu; cayır cayır ama her an sönecekmiş gibi.
Avucumun içindeki parşömeni tereddüt etmeden alevlerin arasına attım. Parşömen alevin kurbanı olup, ona katılırken oturduğum yerden kalktım ve ortak salondan yatakhaneye çıkan merdiveni takip ettim. Uyumalısın, diyordu iç sesim. Yatakhaneye girdiğimde her şeyi geride bırakmayı umdum. Düşüncelerimi, duygularımı yatağın dışında bırakmayı umdum yorganın altına girerken. Sırt üstü uzanmak yerine cenin pozisyonuna büründüm. Küçük bir kız çocuğu gibi hissetmiştim kendimi; güçsüz, savunmaz ve sevgiye muhtaç.
Tıpkı Tom Marvolo Riddle gibi.
❅ ❆ ❄ ❅ ❄ ❆ ❅ ❄ ❅ ❄ ❆
"Merhaba çocuklar," Profesör Slughorn neşeli bir şekilde sınıfa girdiğinde düşmüş olan omuzlarımı dikleştirdim iyi görünmek adına. Masasının başına geçti ve ellerini yerleştirerek hafifçe eğildi. Düşünüyordu, düşündüğünden emindim çünkü bakışlarındaki anlam bunu gösteriyordu. "Çok özlü iksirin ne olduğunu bilen var mı?" Sorusu üzerine kendimi ikinci sınıfa, kızlar tuvaletinin ortasında buluverdim. Harry ve Ron ile birlikte şüphelerimizi cevaplandırmak için bu iksire başvurmuştuk lakin benimki kötü sonuçlanmıştı. Aklıma düşüveren bu hatırayı bir kenara ittirdi ve gerçeğe döndüm.
1943 yılına.
Zindanın orta yerine.
"Bu iksiri için kişi, iksirin içine katılan malzemeye göre bir başkasına dönüştürür." Diye açıkladı Eric ve gülümseyerek sandalyesine yeniden yerleşti. Profesör Slughorn hoşnut kalmıştı bu kısa açıklamadan. "Doğru," diyerek ellerini masasından ayırdı ve sırtında birleştirdi. Masaların arasında dolaşmaya başlamadan önce etrafa göz gezdirdi. "Yapımı oldukça zordur," dolaşmaya devam ediyordu. "Bu yüzden sizden bunu yapmanızı istemeyeceğim," yanımda oturan Diana derin bir nefes verirken rahatlamışa benziyordu. "Zaten uzun süren bir iksir," yeniden yerine geçtiğinde masanın üzerinde kazan ve birkaç malzemeye göz attı. Muhtemelen yapımı hakkında bilgilendirecekti bizi. "O yüzden, bu kadar bilgi yeter." Tahminim dışında bir cümleyle karşılaşmak beni içten içe üzmüştü. Önündeki kitabın sayfalarını karıştırmaya koyuldu yeni bir iksir ararcasına. "İşte buradasın," dedikten sonra parmağını kitaptan ayırıp iksirlerin bulunduğu dolaba yönelerek oraya da göz attı ve içlerinden bir tanesini seçerek bize döndü. "Doksifilit: Siyah sıvı, Doksileri sersemletmek ve onlardan güvenli bir şekilde kurtulmak için ihtiyacımız olan iksir."
Ders böylece başlamış oldu. Profesör bizleri kitaptaki sayfayı söyledikten sonra malzemeleri verdi ve malzemelerin ardından herkes kazanını yaktı. Kitaptaki listeye birer birer uyuyordu herkes. Diana, başlamadan önce derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalışmıştı. Bense bütün zihnimi boşaltarak ilk maddeyi uygulamaya geçtim. Dikkatim bir dağılır bir toplanırken dudaklarım arasından acı bir inleme döküldü ve bıçağı hızla masanın üzerine bırakıp, kesilen parmağımdan usul usul büyüyen kan damlarına baktım. "İyi misin?" diye sordu Diana kesiğe bakmaya çalışırken. Yanda bulunan beyaz mendil yardımıyla temizledim parmağımdaki kanı. "İyiyim." Diye cevapladım. Üzerimde hissettiğim rahatsızlıkla beraber başımı çevirdiğimde Tom Riddle'da başını önüne çevirmiş, önündeki malzemeyle ilgilenmeye koyulmuştu. Ona bakmaya son verip yarım kalan işimi devam ettirmek için bıçağı yeniden elime aldım ve daha dikkatli olmaya gayret ederek devam ettim iksirin yapımına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
zamanın ötesinde // tomione
Fanfic2 Mayıs 1998 gecesi zamanın oyununa yenik düşmüştü Hermione ve ansızın gözlerini açtığında gece değildi, yanan bir Hogwarts yoktu. Yalnızca bir çift yeşil göz ve 1943 yılının karanlığı vardı. "The Wattys2018 Longlist" "The Wattys2018 ShortList" "Wa...