Alec, Magnus için çok endişelenmişti.
Ruh kılıcı aktifleşip odadaki tüm aşağı dünyalıları öldürdüğü zaman Magnus orada mı diye düşünüp onu aradığı her saniye ölecek gibi olmuştu ama sonunda omzunda hissettiği hafif bir dokunuş ve tanıdık bir yüz ile içine bir kova buzlu su dökülmüş gibi rahatladı.Kollarını açıp onu sıkıca kendine çekti. Sanki... sanki mümkünmüş gibi... sanki onu içine sokup dünyada olan tüm o kötülüklerden korumak istermiş gibi onu sıkıca kendine bastırdı.
"Magnus seni seviyorum."
Baş büyücü duyduğu bu kelimeler ile içinde bir yangının çıkmasına izin vermişti.
"Ben de seni seviyorum."
Alec ikinci kez ona içine sokmak istercesine sarıldı. Kokusunu içine çeke çeke sarıldı hem de.
Sanki son kez sarılır gibi sarıldı.
Çünkü Alec biliyordu...
Her an bir sarılmaları son sarılmaları olabilirdi ve bunun bir saniyeni bile kaçırmak istemedi genç adam.
...
Izzy kayıptı ve Alec onu bulmak için Valentine'ı kullanıp şu Azazel denen şeytan ile anlaşma yapmak istiyordu.
Ama işler yolunda gitmedi ve Azazel onları alt edip oradan çekip gitmeyi başardı.
Yine de Valentine hala ellerindeydi ki bu iyiye işaretti.
Tabi Alec için durum buydu.
Magnus içinse...
Durum tamamen trajikti.
Azazel denen şeytan onu Valentine'ın içine hapsetmişti ve ne yaparsa yapsın kimse onun sözüne inanmıyordu.
Küçük sevgilisi Alexander bile.
Magnus hangisi daha kötü diye düşündü o an.
Izdırap mührü ile ona işkence etmeleri mi?
Yoksa Alec'in ona inanmaması mı?
Tüm bunların yanında Alec Azazel denen iblisi öldürmüştü, Magnus hakkında tuhaf davrandığı yönünde düşünceleri olmuş olsa da bunu son zamanlarda yaşadıkları şeylere verdi.
Ama asıl sorun...
Magnus asırlar önce çok çok derinlere gömdüğü karanlık anılarının tekrar gün yüzüne çıkmasını kaldırabilecek miydi?
...
Sonuç olarak Magnus tekrar eski bedenine dönmüştü.
Ama ruhu tekrar eskisi gibi olabilecek miydi?
"Magnus çok üzgünüm." Dedi Alec onun yanına çökerken. "Sadece ne yapmam gerektiğini söyle."
Magnus bile ne yapacağını bilmezken Alec'e ne yapması gerektiğini nasıl söyleyebilirdi ki?
...
Magnus kendini müziğe ve eğlenceye vermeye çalışıp tarzı ile oynayarak açığa çıkan gerçeklerle yüzleşmekten kaçarken Alec gölge avcısı ölümleri ile ilgileniyordu.
Ve enstitüde Magnus'ın adını aklamak yapacağı ilk şey olmalıydı.
Kendisi ondan bir saniye bile şüphe duymuyordu ama bunu diğerlerine kanıtlama ihtiyacı hissediyordu.
Neden bunu istedi kendi de bilmiyordu içten içe ama Magnus'tan saç telini istediği zaman pek de iyi bir tepki ile karşılaşmamıştı.
"Alec git buradan"