25. bölüm

1.5K 118 211
                                    

Sınav zamanı ilham gelmesi çok zor bir durum ah ah...

Alec:

Enstitüye yeni bir gölge avcısı gelmişti ve eğitimini bana vermişlerdi.

Harika bir güne başlıyorum cidden.

Tanışmak için odamdan bile çıkmamıştım. Şimdi gelmiş onu çalıştırmam gerektiğini söylüyorlar bana.

"Çok yakışıklı olduğunu duydum." Diyerek yanıma geldi Izzy. "Keşke eğitimini bana verselerdi."

"İstersen alabilirsin."

"Çömezler ile uğraşmak istediğimi sanmıyorum, ayrıca silah yönetimi bende biliyorsun."

İç çekip sinirle yürümeye devam ettim. Salona girdiğim zaman beni bekleyen çömez ile göz göze geldik.

"Yeni gelen sensin sanırım."

"Evet, sen de Alexander olmalısın."

"Alec." Dedim keskin bir ses tonuyla. "Alec'i tercih ediyorum."

"Ama ismin Alexander?"

"Evet?"

"Alexander demeyi tercih edeceğim." Demesi ile elime yandaki sopayı aldım.

"Enstitü lideri olduğumu biliyorsun değil mi?" Dememle şaşkınca bana bakmıştı.

"Vay canına bu çok seksi."

Ona ters bir bakış attığımda yandaki sopayı eline alıp ayaklandı.

"Bu arada ben de Elliot."

Karşıma geçip hafifçe eğildi.

"Başlayalım o zaman çaylak."

...

Uzun süren bir eğitimim ardından onu altıncı kez yere sermiştim.

"Berbatsın."

"Dikkatimi toplayamıyorum çünkü."

"Neden?" Diye sorduğum esnada salonun kapısı açıldı ve kapı girişinde Magnus'u gördüm.

"Izzy burada olduğunu söyledi de."

"Çaylak eğitimi." Dedim ve elimi Elliot'a uzatıp onu yerden kaldırdım. "Birazdan biter."

"O zaman seni burada bekliyorum Alexander."

Küçük bir büyü ile yandaki sandalyeyi kendine çekip bizden biraz uzağa oturdu. O sıra Elliot'a dönüp yere düşen sopasını alması için gözümle ona işaret verdim.

"Alexander ismini kullanmadığını söylemiştin."

Sopamla onun sopasına vurup geriye sendelemesini sağladım.

"O ayrıcalıklı."

"Enstitüye elini kolunu sallayarak giren bir büyücü, ayrıcalıklı olduğu kesin."

Onu sopamla duvara itip boynuna sopamı dayadım.

"O benim sevgilim." Dediğimde gözleri şaşkınlıkla açıldı. Sonra suratında onu yumruklama isteği yaratan bir ifade oluştu.

"Yani seni beceriyor olsaydım sana Alexander diyebilir miydim? Gerçi buradan bakınca, sen baskın duruyorsun."

Sinirle onu yere çalıp sopasını tekmemle ileri ittim. Kalkmaya yeltenmesi ile sopayı göğsüne bastırmam bir olmuştu. Magnus bizi izlerken keyif alıyor gibi bir hali vardı. Nedense agresif yanımı sevdiğini düşünüyordum.

"Sözlerine dikkat etmezsen sana öğreteceğim tek şey dövüş olmaz. Benimle nasıl konuşman gerektiğini öğrenmelisin yoksa..."

"Yoksa ne olur Alexander." Alexander kısmını çok yüksek söylemişti, bastıra bastıra.

War Of Hearts (Malec)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin