Alec:
Eşyalarımı Magnus'un evine taşırken Jace, Clary ve Izzy de bize yardım etmişlerdi.
Jace ve Izzy gitmemem için çeşitli yalanlar söylemiş olsalar da beni pek ikna edemediler.
Özellikle Jace'in çabaları takdire şayandı.
Alec bence Magnus'u makyajsız filan görürsen ondan soğursun bence taşınma yani ne gerek var.
Alec siz zaten sürekli aynı evdesiniz daha çok aynı evde kalırsanız kavga etme oranınız artar.
Bak ben onla aynı evde kaldım sürekli gürültü yapıyor filan, çekilmez hiç bence.
Kedileri de çok rahatsız edici.
Evlenmeden aynı eve taşınmak da ne bileyim... bu yaşımda namusumu kirletme.
Çok muhabbet tez ayrılık getirir demişler sürekli bir arada olmanız hiç iyi olmaz bence.
Magnus geceleri horlar.
Evet bunların hepsini söylemişti, bir ara beni odaya zincirleyecek diye çok korktum.
En son Magnus ona kedi gözleriyle bakıp "üstüne dünyadaki tüm ördekleri salarım Jace" deyince korkup geri çekildi.
"Kıyafetlerini dolaba yerleştirmeye başla, senin için bir bölümü ayırdım."
Orta boy valizimi sürükleyerek dolabın yanına ilerlemiştim. O sıra Magnus da bizimkilerin yanına döndü.
Kıyafetleri Izzy ve Clary özenle katlamışlarda, hatta yanlarına gidip "Clary gitmemi bayağı istiyorsun sanırım." Diye dalga geçmiştim. O da "Aslında hiç istemiyorum ama Magnus ile aynı evde yaşamanız nedensizce hoşuma giden bir düşünce." Deyip gülmüştü. Magnus'un bu kızı niye bu kadar çok sevdiği belli oluyor.
"Sizinkilere senin diğer eşyalarını nerelere yerleştireceklerini gösterdim. Senin işler nasıl gidiyor?"
"Güzel işte yerleştiriyorum."
"Büyümle iki saniyede yapabilirim."
"Yok hayır, kendime göre bir düzenim var." Dediğimde yanıma gelip dolaba yaslandı.
"Nasıl bir düzen o? Daha az koyudan daha çok koyuya doğru mu diziyorsun?"
"Aslında... pek bir düzenim yok. Pantolonlar arkaya, tişörtler öne. Ama şu an... bir şeylerle uğraşasım var."
"Sorun olan ne Alec, çok düşüncelisin."
"Ben... bilmiyorum." Deyip ayaklandım ve ona döndüm. "Yani sence... doğru kararı mı verdik? Erken mi oldu?"
"Alec neredeyse bir yıldır beraberiz, inan bana geç bile kaldık."
"Ya enstitü bir saldırı altına girerse ben buradayken. Ve ben yetişemezsem."
"Alec, bir portal ile saniyeler içinde orada oluruz, endişe etme."
Gergin bir şekilde kollarımı göğüsümde birleştirdiğim zaman sakince bana yaklaştı ve kolumun üstüne elini koyup diğer elini de yüzüme yerleştirdi.
