malecxmalec al bebeğim
Alec:
"Magnus siyah tişörtüm nerede?"
"Hangi siyah tişörtün?"
"Herhangi bir siyah tişörtüm işte!" Dememle sinirle bana baktı.
"Miami'ye tatile gidiyoruz o yüzden siyah tişört giyemezsin!"
"Tişörtlerim nerede Magnus?"
"Sakladım, geri gelene kadar saklı kalacaklar. Renkli tişörtlerini al yanına."
"MAGNUS BENİM EN RENKLİ TİŞÖRTÜM GRİ."
"UMRUMDA DEĞİL!" Dedikten sonra parmağını sıklaşttı ve önüme her renkten tişörtler dizildi. "İçlerinden seçersin."
"Sen çok kötü bir sevgilisin."
"Bak anlaşalım Alexander, eğer bu tişörtlerin içinden on tane renkli tişört seçersen yanına bir tane siyah tişört almana izin veririm. Ama o tişörtü sadece bir gün giyebilirsin."
"Biz orada 3 gün kalacağız ama."
"Um rum da de ğil." Dedi her heceyi ayıra ayıra söyleyerek. "Seçmeye başla."
Pes ederek tişörtlerin yanına ilerledim. Koyu mavi olan bir tişörtü yana ayırdım sonra da koyu yeşil olan bir tanesini da ayırdım. Ama geriye kalan her tişört çok renkliydi.
"İlla ki koyu şeyler seçeceksen eflatun ve bordo sana yakışır."
"Bilmiyorum."
"Bilmiyorum mu? Benim zevkime güvenmiyor musun?"
"Hayır o anlamda demedim. Eflatun ve bordo rengini bilmiyorum. Neye benziyorlar?"
"Bekle? Sen ciddi değilsin dimi?" Demiş olsa da gayet ciddiydim. Benim için ana renkler vardı, gerisi onların koyusu, açığı vs işte.
"Sen ciddisin." Dedi son derece şaşkın bir yüz ifadesi ile. Sonradan eline bir tişört alıp bana gösterdi. "Bordo bu işte. Bu renge ne diyorsun sen?"
"Koyu kırmızı diyorum."
"Peki bu?" Dedi başka bir tişört göstererek.
"Mor bence o."
"Bu eflatun Alec, eflatun." Eline seçtiğim tişörtü aldı. "Peki bu?"
"Koyu mavi."
"Lacivert bu! Ah ciddiyim sen insanı deli edersin." Durdu ve bir şeyler düşünüyor günü saçını kaşıdı. "Bej? Füme? Lila?"
"Füme yemek ismi değil mi?"
"Sana öğretmek zorunda olduğum çokça şey var anlaşılan. Herneyse seçme işine devam et. Bordo ve eflatun tişörtleri de al yanına."
"Yani koyu kırmızı ve mor olan renkleri diyorsun."
"EVET ALEC ONLARI DİYORUM." derin bir nefes alıp vermişti. Nedense bu hali beni aşırı eğlendiriyordu.
Her neyse şimdi yapmam gereken başla önemli şeyler var. MESELA 6 TANE RENKLİ TİŞÖRT SEÇMEK GİBİ.
...
Otel odasına vardığımız zaman Magnus valizleri taşıyan adama yüklü bir bahşiş verip odadan gönderdi. Sonrasında pencere kenarına doğru ilerleyip perdeyi açtı ve dışarıyı izlemeye başladı.
"Manzara çok güzel öyle değil mi Alec?"
Yanına gidip kollarımı arkadan ona doladım ve boyun çıkıntısına çenemi dayadım.