Magnus'tan:
Telefonumdan Alec'e mesaj atıp yanıma gelmesini, ona bir sürprizim olduğunu söylemiştim.
Birkaç dakika sonra, akşama doğru gelebileceğini belirten bir mesaj attı. Ben de o sırada hazırlıklarımı bitiririm diye düşünüp hafifçe gülümsedim.
Yanda duran pikapa doğru yaklaştım ve Alec hangi tarz müzik sever diye düşünmeye başladım.
Ama aklıma hiçbir seçenek gelmedi.
Kesinlikle hızlı bir parça sevmez.
Yavaş bir parçada da dans etmez.
Harika, cidden harika.
En iyisi Vivaldi'den bir şeyler açmak.
Sonrasında ona, hazırladığım kolyeyi verecektim.
Büyülü bir kolyeydi, onun nerede olduğunu hissetmek için yaptığım bir şeydi.
Eğer kaybolursa ona bu sayede daha rahat ulaşacaktım.
Ucunda da, onu temsil eden küçük bir ok ve beni temsil eden iksir şişesi vardı.
Bunu ona verecektim.
Sonra eğer isterse onunla pikaptan yükselen müzikte dans edecektim ve de...
Gece sonunda güzel bir seks bizi bekliyor olacaktı.
İçimde oluşan heyecanı bastırmaya çalışıp mutfağa yöneldim ve akşam için güzel bir şeyler hazırlama işine giriştim.
...
Kapı çalmaya başladığında hızlıca kapıya yöneldim.
Kapıyı açtığım anda Alec "Şu sürprizin ne merak ediyorum." Diyerek içeriye giriş yapmıştı.
"Sabırsız olma Alexander." Onu içeriye davet ettiğim sıra hazırladığım yemek masasını görüp sırıtmıştı.
"Sen harikasın, resmen açlıktan ölüyorum." Hızlıca masaya yöneldi ve beni de elimden çekip peşinden sürükledi.
"Evet senin için özel soslu makarna, buharda özenle pişmiş biftek, Rus salatası ve chesscake hazırladım." Bana yaklaşıp dudağıma küçük bir öpücük atmıştı.
"Teşekkür ederim, sen olmasan ne yapardım bilmiyorum."
"Büyük ihtimalle çoktan ölmüş olurdun"
Başını olumlu anlamda salladıktan sonra masaya geçip oturmuştu. Ben de hızlıca yanına oturdum.
Onu yemek yerken izlemeyi seviyordum, özellikle benim yaptığım yemeklere ne tepki verecek diye merak ettiğimden bir saniye bile gözümü ondan ayırmıyordum.
"Nasıl olmuş?"
Hoşuna gittiğini belirten birkaç mırıldanma sesi yükseldi dudaklarından.
"Her zamanki gibi harika olmuş. Senin gibi..." Elindeki çatalı bana uzattığında ucunda duran kesilmiş bifteği dişlerim arasına alıp çiğnemeye başladım. Gerçekten de harika yapmıştım.
Alec cidden acıkmış olmalı ki masada ne var ne yoksa dakikalar içinde silip süpürmüştü.
"Pekala yemek bittiğine göre sürprizim gelsin." Dedim ve ona yaklaşıp elimi boynuna doğru attım.
