32. bölüm

1.5K 95 125
                                    

Multi: Magnus'un hayali aghqjqkqkqsbms

Magnus:

Alec yanımda yarı çıplak halde uzanmış uyurken onu izlemekten kendimi alamıyordum.

Çok güzel uyuyordu, her şeyi çok güzeldi.

Uzanıp yanağına bir öpücük kondurdum. Sonra bir tane daha.

Teni çok yumuşaktı ve dudaklarım daha fazlasını istiyordu.

Dudaklarımı hafifçe dudaklarına bastırdım ve nemli dudaklarına küçük dokunuşlar bırakma işine giriştim.

Nefesi oldukça düzenliydi, onu çıldırtmak ve uykusundan uyandırmak istiyordum.

Bir bacağımı onun üstüne atıp iki bacağı arasına yerleştirdim. Hafifçe yerinde kıpırdandı.

"Ben ne yapacağımı biliyorum sana." Dedim ve parmağımı şıklatıp elime bir buz parçası gelmesini sağladım. Sonrasında buz parçasını onun göğüsüne koydum.

Birkaç saniye sonra titreyerek uyandı ve göğüsünde duran buz parçasına uykulu bir bakış attı.

Sonra da bacakları arasında duran bacağıma.

"Amacın ne?" Dediğinde parmaklarım ile buz parçasını hareket ettirmeye başlamıştım.

"Seni çıldırtmak." Dememle bileğimi tutup kalkmaya yeltendi ama ona engel olup tekrar yatağa sabitledim.

"Sabah sabah yapmasak." Demesi ile kasıklarına oturdum ve haince gülümsedim.

"Bunun sabahı akşamı olmaz." Dedim buzu hafifçe hareket ettirip boynuna doğru çıkararak. Bunu yapmamla altımda hareketlenmesi bir olmuştu.

"Ya da... devam et." Dedi hafifçe gözlerini kısarak. Parmaklarım arasındaki buzu mühürünün üstünde gezdirmeye devam ettim. "Havalar sıcak ya, serinledim biraz."

"Fantezi anlayışın anca bu olur senin." Dedim buzu yana koyarak. "Devam filan etmiyorum."

"Tamam tamam, devam et hadi." Demiş olsa da kucağından inip yana uzandım. Hep sen mi pislik yapacaksın.

"Sinirlendin mi sen?"

"Ne alakası var?"

"Sinirlenmiş gibisin." Dedi bana dönüp sırıtarak. "Sen sinirlenince çok tatlı oluyorsun ama."

Eliyle yüzüme dokunduğunda kedi gözlerimle ona baktım.

"Şunun daha çok tahrik ettiğini biliyorsun."

"Belki de bilerek yapmışımdır."

Uzanıp dudaklarıma bir öpücük bıraktı sonra da beni üstüne doğru çekti.

"Hadi devam et."

"Hevesimi kırdın Alexander."

"Senin hevesin kırılmaz kolay kolay, ikimiz de bunu çok iyi biliyoruz."

Yavaşça bacaklarını belime sardığında sessizce yutkundum. Beni iyi tanıyordu.

"Nefes alman bile beni tahrik ediyor nefilim." Deyip onun kasıklarına bastırdım kendimi. İnledi, inlerken dişlerini sıktı.

"Seviyorum, inlemeni. İnlerken nefesini tutmanı filan. Ahh, kafayı yedirttin yine bana."

Yavaşça eğildim üstüne, dudaklarımı omzuna doğru sürttüm, sonra boynuna doğru çıktım ve dilimle boynuna baskı yapmaya başladım.

"İlk zamanki gibi beni her dokunuşunun tahrik etmesi normal mi?"

Parmağımı oldukça yavaş bir şekilde kolunun üstünde gezdirmeye başladım. Dikkati oraya kaymış olsa da gözlerini birkaç saniye içinde tekrar gözlerime çevirdi.

War Of Hearts (Malec)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin