Eylül: Feride Hanım.
Feride Hanım: Canım benim.
Feride Eylül'e sarıldı.
Büşra: Ablaa.
Eylül: Ablacım çok özledim sizi.
Eylül Feride Hanımları içeri aldı.
Cemre: Toprak hocam, Feride Hanım! Ne güzel bir sürpriz.
Toprak: Hem sizi özlemiştik. Hemde Eylül kardeşlerini görsün.
Eylül'ün kucağında Metin yanında da Büşra vardı.
Eylül Metin'i öpüp kokusunu içine çekiyordu. Çok özlemişti onları.
Feride Hanım: Burda kalıyormuşsunuz.
Cemre: Evet. Okula uzaktı yurt. O yüzden bizde burayı tuttuk.
Feride Hanım: Anladım. Peki rahat mısınız burda?
Eylül: Yurttan daha rahat olduğu kesin. (Gülerek)
Toprak: Kader nerde?
Cemre ve Eylül bakıştılar.
Cemre: Hocam o işler biraz karışık.
Feride Hanım: Ne oldu? Yoksa birşey mi oldu?!
Feride biraz telaşlandı.
Eylül: Feride Hanım sakin olun. Kader'e bir şey olmadı. Şimdi nasıl anlatayım bilemedim ki.
Cemre: Ya hocam şey... Kader... Kader Sadri dedenin gerçek torunuymuş...
Feride&Toprak: Ne!
Eylül ve Cemre olanları Feride Hanım'a ve Toprak'a anlattılar.
Feride Hanım: Meral böyle birşeyi nasıl saklar ya?
O sırada kapı çaldı. Gelenler Güney ve Songül'dü.
Cemre: Gelin gelin. Bakın bakalım içerde kimler var?
Songül ve Güney içeri girdiler.
Songül: Feride Hanım?
Güney: Hocam?
Sarıldıktan sonra hepsi birlikte oturdular.
Feride Hanım: Nasılsın Songülcüm? Herşey yolunda dimi.
Songül: Iyiyim Feride Hanım. Herşey yolunda merak etmeyin.
Toprak: Belli zaten.
Güney: Nasıl belli?
Toprak Güney'in kulağına giderek sessizce;
Toprak: Baksana. Evlenir evlenmez çocuk yapmışsınız. (Gülerek)
Güney: Haa. Siz Ecrin'i diyorsunuz.
Feride Hanım: Hakikaten Songül. Bu güzel bebek kim?
Songül: Kardeşim Ecrin.
Toprak çaktırmadan gülmeye başladı.
Güney: Evet benim en küçük baldızım... Cemre, Serkan nerde bu arada?
Cemre: Evine döndü o.
Songül: Niye ki? Hani kalıp size göz kulak olacaktı?
Feride Hanım: Serkan da mı burda kalıyordu?
Eylül: Evet.. Bize goz kulak olmak için..
Feride Hanım: Hımm.. Anladım.
Eylül: Ablacım? Alıştın mı oraya?
Büşra: Evet evet.. Çok güzel bir yer.
Feride Hanım: Sizi de en kısa zamanda ya da tatillerde bekliyoruz. Tamam mı?
Cemre: Tamam Feride Hanım.
Güney: Neyse ben bi Serkanı arıyım.
Güney Serkan'ı aramak için mutfağa gitti.
Nazan: Oğlum işin nasıl?
Serkan: Iyi anne. Zaten fazla yorulmuyorum. Sadece gitar çalıyorum bazen de şarkı söylüyorum.
Nazan: Hımm iyiymiş.
Defne: Belki gerçek ailemiz zengindir Serkan. O zaman çalışmak zorunda kalmazsın.
Nazan'ın yüzü düştü.
Serkan: Defne saçmalama. Ben halimden gayet memnunum. Ayrıca benim bir tane annem var. O da karşımda oturuyor. Sende şu zengin aile şeylerinden vazgeç. En son başına ne geldiğini unutma!
Defne: Öf be tamam.
O sırada Serkan'ın telefonu çaldı.
Serkan: Efendim Güney.
Güney: Oğlum nerelerdesin ya. Sesin soluğun çıkmıyor. Evden de ayrılmışsın.
Serkan: Evet.. Öyle oldu. Cemreyle de ayrıldık zaten. Nasıl kalıyım orda?
Güney: Ayrıldınız mı? Ne ara?
Serkan: Ayrıldık işte. Zaten doğru düzgün sevgili olamadık ki.
Güney: Neyse bu konuyu sonra uzun uzun konuşuruz. Sen Eylüllere gelsene. Toprak hocalar da burda. Bi sen yoksun.
Serkan: Aa öyle mi? Tamam geliyorum hemen.
Serkan telefonu kapattı.
Nazan: Ne olmuş oğlum?
Serkan: Anne Toprak hocalar gelmiş. Ben bi gideyim.
Nazan: Hımm. Eylül çok sevinmiştir kesin.
Serkan: Tabiki sevinmiştir. Kardeşleri sonuçta.
Serkan evinden çıktı.
Güney: Serkan da geliyor.
Songül: Meral'e haber verdiniz mi?
Cemre: Ben arıyorum şimdi.
Serkan da gelmişti.
Serkan: Hoşgeldiniz hocam.
Toprak: Hoşbulduk koçum. Ee okul nasıl gidiyor?
Serkan: Iyi..
Serkan Büşra'nın yanına oturdu.
Serkan: Büşracım sen nasılsın?
Büşra: Iyiyim Serkan abi.
Serkan: Dersler nasıl?
Büşra: Çok iyiiii!
Eylül ikisine bakıp sadece gülümsüyordu...
Toprak: Diyorum ki bu gece hep birlikte ormana gidelim.
Feride Hanım: Ne yapıcaz ormanda Toprak?
Toprak: Çadır kurarız, ateş yakarız, Serkan şarkı söyleyip gitar çalar...
Serkan: Olur.
Cemre: Güzel fikir aslında.
Toprak: Tamam o zaman herkese haber verin. Bir iki saate çıkarız.
Meral ve Kader de gelmişti. Herkes çantasını falan hazırlıyordu. Erkeklerde çadır almaya gitti.