Doğum Günü

360 27 11
                                    

Yeni bir gün yeni olaylar...

Feride Hanımlara yerleşen Eylül'ün doğum günüydü bugün... Feride hanım herkesi o akşam eve çağırdı... Serkan, Kader, Cemre, Ali, Güney, Bora, Songül ve  Meral... Herkes oradaydı..

Ecrin yürümeye, Metin konuşmaya başlamıştı... Serkan'ın kalbinde hâlâ Eylül vardı... Eylül'ün kalbinde ise başka biri... Kader ve Bora iyi gidiyorlardı... Songül ve Güney de aynı şekilde... Feride ve Toprak ise onlara örnek olmaya çalışıyordu...

Serkan: Eylül'e ne alsam acaba?

Cemre: Bilmem... Kalbinden ne geçiyorsa onu al.

Cemre ve Serkan Eylul'e hediye almaya çıkmışlardı.

Meral, Songül ve Güney hediyelerini almıştı. Feride Hanima yardım ediyorlardı... O sırada Eylülün evde olmaması gerekiyordu. Onu oyalayan kişi Ali idi...

Ali Eylül'ü deniz kenarına getirdi.

Ali: Hava çok guzel dimi?

Eylül arkadaşlarının doğum gününü unuttuklarını düşünür. Bu yüzden dalgındı.. Ali de bunun farkındaydı.

Eylul: Bir şey mi dedin?

Ali: Neden dalgınsın bu kadar?

Eylül: Boşver.

Ali: Hadi gel bisiklet kiralayalım. Ormana doğru süreriz.

Eylül: Benim canım hiçbirşey yapmak istemiyor. Eve gitsek?

Ali: Olmaz!.. Yani şey gitmeyelim eve... Emin ol bu sana da çok iyi gelecek..

Ali Eylül'ün kolundan tutup bisiklet sürecekleri yere götürdü.

Ali: Bisiklete binmeyi biliyorsun dimi? (Gülerek)

Eylül: Tabiki biliyorum. (Gülümseyerek)

Ali ve Eylül bisiklete binip orman yolunda ilerlemeye başladılar.

Kader: Şu saat nasıl sence?

Bora: Çok güzel canım.

Kader: Alsam mı acaba?

Bora: Sen onu Eylül'e al. Ben de sana bunu alayım.

Bora, Kader'e kalpli bir kolye gösterdi.

Kader: Bu çok güzel..

Bora: Aslında bu senin boynunda duracağı ıçin çok güzel...

Eylül: Fazla ilerlemesek.

Ali: Neden? Korkuyor musun yoksa?

Eylül: Ne korkması canım. Sadece kayboluruz diye...

Ali: Merak etme ben varken kaybolmayız. (Göz kırparak)

Eylül: Ukala!

Ali: Ukala mı? (Gülerek). Çok açık sözlüsün gerçekten.

Eylül: Özür dilerim. Kalbini kırmak istememiştim.

Ali: Özür dilemene gerek yok. Ayrıca kalbimi de kırmadın. Tam tersine tamamladın...

Eylül: Nasıl yani?

Ali: Boşver...

Cemre, Serkan, Kader ve Bora hediyelerini aldıktan sonra Feride Hanımlara gittiler.

Serkan: Eylül nerde?

Güney: Ali onu oyalamak için dışarı çıkardı.

Serkan: Nereye gittiler?

Güney: Bilmem.

Serkan'ın içi içini yiyiyordu. Nereye gitmişlerdi? Ne yapıyorlardı? Neden Ali yerinde o değildi?

Feride: Toprak pastayı kakolu al canım. Eylül öyle sever.

Toprak: Tamam canım.

Songül ve Güneyde evi biraz süslemek için balon almaya çıktılar.

Güney: Bizde artık kendimize mi vakit ayırsak Songül?

Songül: Ayırıyoruz ya işte aşkım.

Güney: Böyle değil Songül...

Songül: Nasıl?

Güney: Anla işte karıcım. Anne baba olma zamanı gelmedi mi sence de?... (göz kırparak)

Songül: Güneyy! Saçmalama! Daha çok erken..

Güney: Ne erkeni karıcım. Biz daha öpüşmedik bile...

Songül: Güney sen benimle bunları yaşamak için mi evlendin?

Güney: Hayır tabiki.. Ama insan karısıyla bireyler yaşamak istiyor.

Songül: Te allahım yarebbim ya. (Gülerek)

Herkes Feride Hanımlara gitti. Ali ve Eylül hariç herkes oradaydı.

Serkan: Nerde kaldılar?

Cemre: Kimler?

Serkan: Eylüller!

Cemre: Gelirler birazdan heralde.

Ali ve Eylül'de yorulmuştu. Bisikletleri aldıkları yere bıraktıktan sonra arabaya binip evin yolunu tuttular.

Eylül: Herşey için teşekkür ederim.

Ali: Rica ederim. Gülmek seninde hakkın... Biraz da olsa umarım keyfini yerine getirmişimdir.

Eylül: Fazlasıyla... (gülerek)

Ikiside araban indi. Eylül kapıyı çalmadan önce Ali'ye döndü.

Eylül: Sen de mi Feride Hanımlara geleceksin?

Ali: Evet ama sen istersen anahtarınla gir içeri.

Eylül: Neden ki?

Ali: Evde küçük çocuk var ya ondan dedim.

Eylül: Doğru söylüyorsun aslında.

Eylül anahtarı ile içeri girdi. Ev karanlıktı... Işığı açtığında ise heryerde balonlar olduğunu gördü..

Cemre: Sürprizzz!

Herkes alkışlıyordu.

Feride: Iyi ki doğdun güzel kızım benim.

Eylül: Ya çok teşekkür ederim... Unuttunuz sanmıştım..

Serkan: Tabiki unutmadık.

Serkan Eylül'e sarılırken Ali de onları izliyordu. Ali biraz kıskanıyor gibiydi...

Serkan: Iyi ki doğdun.

Eylül: Teşekkür ederim...

Pastayı üflemeden önce herkes hediyesini verecekti.

Bora&Kader: Bu da bizden.

Eylül: Çok teşekkür ederim...

Ali: Bu da benden...

Eylül: Ne gerek vardı... Bugün zaten çok şey yaptık...

Ali Eylül'e güzel bir bilezik almıştı.

Eylül: Bu çok güzel. Teşekkür ederim...

Eylül, Ali'ye sarıldı... Ali, Eylül'ün kollarından ayrılmak istemiyordu...

Ali: Rica ederim...

Bu Ali ve Eylül'ün ilk sarılmasıydı...

Ihanetten Geri Kalan 💔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin