Sabah olmuş Eylül ve Feride kahvaltı hazırlıyordu.
Feride: Eylulcüm şu ekmeleri keser misin?
Eylül: Tabi ki.
O sırada kapı çalar.
Eylül: Ben bakarım.
Eylül kapıyı açmaya gider.
Eylül: Hoşgeldin.
Ali: Hoşbuldum. Şey ben yumurta isteyecektim de.
Eylül: Kaç tane?
Ali: Bir tane yeterli.
Feride: Aa hoşgeldin Ali. Geçsene içeri.
Ali: Yok hayır ben şimdi rahatsızlık vermeyeyim.
Eylül: Ne rahatsızlığı.. geçsene..
Feride: Sen geç otur. Hem tek başına kahvaltı yapmamış olursun.
Ali: Peki...
Kahvaltılarını yaptıktan sonra Toprak, Ali ve Eylül eşyaları toplamak için yola çıkarlar. Ama önce Kader'i almaya giderler.
Kader: Zaten ben birçok eşyayı almıştım. Sen sadece kıyafetlerini falan al.
Ali: Koltuklar falan ne olacak?
Eylül: Onlar burda kalsın.
Toprak: Ya Eylül baksana bunlar daha çok yeni.
Ali: Aynen.
Eylül: Alıp nereye koyacağız ki?
Toprak: Ali senin evinde eksik ne var?
Ali: Çok birşey yok. Sadece bazı mutfak eşyaları ve çalışma masam eksik.
Eylül: Tamam o zaman. Senin ne eksiğin varsa al burdan.
Toprak: Aynen. Geri kalanlarıda birine veririz.
Ali: Olur.
Eylül: Gel mutfağa gidelim.
Ali ve Eylül mutfağa giderler.
Eylül: Kahve makinan var mı?
Ali: Hayır yok.
Eylül: Tamam.. Şurdaki koliyi verebilir misin bana?
Ali koliyi Eylül'e verir.
Eylül: Bu kolinin içine koyduklarım senin. Eksik birşey varsa söyle.
Ali: Olur.
Eylül eşyalarını kolilere koydu. Şimdi sıra bunları arabaya taşımaktı.
Ali: Ne kadar çok eşyan varmış Eylül. Bunlar eve sığacak mı? (Gülerek)
Eylül: Hepsini götürmesem mi acaba?
Ali: Şaka yapıyorum Eylül.
Toprak: Eylül sen istersen Büşra'nın toplantısına git.
Eylül: Aynen. Hadi gel Kader.
Kader: Nereye?
Eylül: Büşra'nın veli toplantısına.
Kader: Olmaz. Ben gelemem. Bora ile buluşucaz. Hadi görüşürüz.
Kader arkasına bakmadan gitti.
Eylül: Aa gitti.
Ali: Insanın sevgilisi olunca böyle oluyor demek ki.
Eylül: Ben hiç böyle değildim yani.
Ali nin suratı düşer. Daha önce kaç sevgilisinin olduğunu merak ediyordu.
Eylül: Ben tek mi gidicem?
Toprak: O zaman siz Ali ile gidin. Ben götürürüm bunları.
Eylül: Olmaz. Şimdi Ali nin bir işi falan vardır.
Ali: Aslında yok. Gelebilirim. Tabi istersen.
Toprak: Neyse gidiyorum ben. Görüşürüz.
Eylül: Görüşürüz.
Ali ve Eylül veli toplantısına giderler.
Büşra okulda arkadaşları ile birlikte Eylul'ü bekliyordu. Eylül ve Ali geldiğinde ise Büşra Eylül'ün kolundan tutup öğretmeninin yanına götürdü.Büşra: Hocam!
Öğretmen: Büşracım. Merhaba siz Büşra'nın anne ve babasısınız galiba. Bende Büşra'nın Matematik öğretmeniyim.
Öğretmenin bu sözlerinden sonra Ali ve Eylül birbirlerine baktıklar. Ali gülerken Eylül bu yalnış anlaşılmayı düzeltmeye çalışıyordu.
Eylül: Ben Büşra'nın ablasıyım. Ali de benim bir arkadaşım.
Öğretmen: Öyle mi? Çok özür dilerim.
Ali: Önemli değil. (Gülümseyerek)
Ögretmen ile Eylül'ün görüşmesi biter.
Ali: Ben eve bırakayım sizi.
Eylül: Biz gideriz. Sağol.
Ali: Olur mu öyle şey Eylül... Zaten aynı yere gidicez. Hadi binin... Gidelim.
Eylül: Peki.
Ali ve Eylül yola çıkarlar.
Kader ve Bora da bir cafe de buluştular.
Kader: Selam. Nasılsın?
Bora: Iyiyim. Sen?
Kader: Bende iyiyim. Ben birşey sorucam.
Bora: Sor.
Kader: Biz şimdi neyiz?
Bora: Nasıl yani?
Kader: Anla işte.
Bora: Hee anladım. Sen ne olmamızı isterdin?
Kader: Bilmem. (Utanarak)
Bora Kader'in elini tutar. Kader de kafasını kaldırıp Bora'ya bakar.
Bora: O gün arabada söyleyememiştim. Ben seni seviyorum Kader.
Kader: Ben de seni seviyorum.
Bora: O zaman biz sevgiliyiz.
Kader: Evet. (Gülerek)
Bora Kader'in elleri tutarak öper.
Cemre ve Serkan da birbirlerine eskisi gibi yakın değillerdi. Aynı evde yaşıyorlardı ama fazla konuşmuyorlardı.
Cemre: Keşke böyle olmasaydı dimi?
Serkan: Evet...
Cemre: Biz nasıl böyle bir şey yaptık? Resmen kardeşimle sevgili oldum.
Serkan: Yapacak birşey yok artık. Olan oldu... Şimdi sıra bu yaşananları düzeltmek.
Cemre: Nasıl olucak bu? Ben Eylül'ün suratına bakmaya utanıyorum...
Serkan: Bende... Böyle birşey yaptığım için kendimden nefret ediyorum... Eylül'de artık sevmiyor beni...
Cemre: Nasıl sevmiyor?
Serkan: Sevmiyor işte. Ali denen o polisi seviyormuş...
Cemre: Ne? Gerçekten mi?
Serkan: Evet... Eylül'ü kaybettiğim için o kadar pişmanım ki...
Cemre: Sen hâlâ seviyorsun Eylül'ü...
Serkan: Hem de çok...