Güney: Ne diyorsunuz siz? Şuan durumu nasıl? Hangi hastanedesiniz?
Hemşire: Durumu iyi. Ben adresi mesaj olarak atıyorum...
Güneyin eli ayağına karışmıştı. Telefonu kapattıktan sonra kızlara ve Serkan'a anlattı.
Serkan: Oğlum neler diyorsun sen? Hadi hemen gidelim.
Kızlar: Hadi hadiii.
Güney otobüslerde vakit kaybetmemek için 2 tane taksi çağırmıştı. Endişeden Serkan, Kader, Eylül aynı taksiye, Songül, Cemre, Güney başka taksiye binmişlerdi.
Takside Kader ön koltukta Eylül ve Serkan da arka koltukta oturuyorlardı.
Eylül: Serkan Meral'e birşey olmamıştır dimi?
Eylül o sırada ağlıyordu..
Serkan: Merak etme. Durumu iyiymiş. Ağlama artık!
Serkan o an boş bulunup Eylül'e sarıldı. Eylül de ona sarılmıştı. Aynı zamanda ağlıyordu.
Eylül durumun farkına vardığında Serkan'ın kollarından ayrıldı.
Hastane
Herkes hastanedeydi. Macide, Sadri dedenin yanındayken Harika hastaneye gelmişti. Kızlardan önce Mert hastaneye varmıştı bile. Meral'in yanındaki sandalyede oturuyordu.. Zaten torun meselesinde ona hep destek olmuştu.
Mert: Hoşgeldiniz arkadaşlar.
Eylül: Durumu nasıl? Olay nasıl olmuş?
Mert: Şuan iyi. Uyanmasını bekliyoruz. Olayın nasıl olduğunu bilmiyorum. Artık uyanınca onun anlatmasını bekleyeceğiz.
Birkaç saat sonra
Kimse hastaneden ayrılmamıştı. Herkes Meral'in uyanmasını bekliyordu ki Meral uyanmıştı.
Meral: Kader...
Kader: Efendim kardeşim. Ben hepsini unuttum tamam mı? Affettim seni. Ne olur aramıza dön...
Meral artık kendindeydi. Akşam taburcu olacaktı. Olayın nasıl olduğunu anlatmaya başladı.
Meral: Zehra abla ile tartışmaya başladık. Şu torun meselesi yüzünden.. Sonra 'sen nasıl herşeyi Kader'e anlatırsın' diye bagırdı bana. Çok sinirliydi. Masanın üstünde duran makası sapladı karnıma.
Songül: Nasıl yapar böyle birşeyi ya!
Serkan: Meral sen bunları polise anlattın dimi?
Meral: Evet evet.. anlattım. Tutuklandı zaten.
Güney: E bebek ne olacak?
Cemre: Merak etmeyin. Bebek kimsesiz degil. Songül reşit olduğu için ona verirler.
Meral: Kızlar şimdi bizim aramız iyi dimi?
Songül: Hayır! Kader seni affetti ama biz sana hâlâ kırgınız.
Eylül: Ben değilim! Bende affettim seni Meral.
Cemre: Eylül nasıl....?
Eylül: Ne Cemre? Sende Defne'yi affettin, Nazan hanımı affettin. Üstelik onlar sana zarar vermişken...
Cemre susmuştu. Hiçbirşey diyemedi.
O sırada Songül ve Cemre Eylül'ün söylediklerinden sonra hepsi birlikte Meral'e sımsıkı sarıldı.
Harika Meral'in tüm söylediklerini duymuştu. Içeri girdi..
Harika: Meral! Sen...
Meral: Harika lütfen kimseye birşey söyleme lütfen!
Meral'in bunu söylemesiyle Harika hızlıca odadan çıktı. Sadri dedeye herşeyi anlatacaktı.
Kader: E napıcaz?
Güney: Tamam ben peşinden gidip, durdurmaya çalışacağım onu.
Songül: Emin misin?!
Güney Harika'nın peşinden koşmaya başladı ve Harika'nın kolunu tuttu..
Güney: Harika lütfen kimseye birşey söyleme. Bırak Meral herşeyi kendi anlatsın.
Harika: Hayır! Ben anlatıcam!
Güney: Ne istersen yaparız lütfen!
Harika Güney'in suratına pis pis sırıtıyordu. Belli ki aklında hain planlar vardı...
Meral taburcu olmuş gayet sağlıklıydı. Sadri dedelerde kalıyordu. Harıka'yı Guney'in nasıl ikna ettiği soru işaretiydi...
SonGün evi
Songül: Güney sen Harika'yı nasıl ikna ettin?
Güney: Rica ettim o da kabul etti.
Songül: O bi çıkarı olmadan kabul etmezdi de şaşırdım..
Güney: Neyse kabul etti işte..
Yurt
Kızlar yemekhanede yemek yerken Cemre'nin aklına bi fikir geldi.
Cemre: Kızlar, üniversite yurda uzak dimi?
Kader: Evet ya. O yüzden kahvaltınızı sıkı yapın. Sonra yolda acıkırsınız falan olmaz yani.
Eylül: Kadercim sen karnını doyur da bize birşey olmaz.
Cemre: Ya kızlar ciddiyim. Diyorum ki üniversitenin oralarda bir yerde ev mi kiralasak?
Eylül: O nasıl olacak ki? Hem nasıl ödeyeceğiz kirayı?
Kader: Çalışırız Eylül. Hem eninde sonunda bu yurttan ayrılacağız biz.
Eylül: Haklısınız galiba.
Cemre: Kızlar o zaman yarın ilk işimiz bir ev aramak...
Zehra, birini kasten yaralama suçundan tutuklanmıştı. Sedef, akrabalarında kalıyordu. Ara ara Songüllere gelip Ecrin'i seviyordu. (Ecrin Songul'un kardeşinin ismi)
Ecrin'e Songül ve Güney bakıyordu. Ona çok alışmışlardı.
Güney: Songül sende kötü kokular alıyor musun?
Songül: Evet.
Güney: E bu koku nerden geliyor o zaman?
Songül: Ya Güney allah aşkına görmüyor musun? Ecrin'in altını değiştiriyorum.
Güney: Haa tamam anladım, anladım.
Güney o sırada burnunu tutuyordu.
Güney: Bayağı altına etmiş galiba.
Songül: Te allahım yarebbim ya.