"Hocam bize bunu yapmayın!" diye feryat ettim matematikçiye. Alayla sırıtıp eliyle koca sınıfı gösterdi. Lanet olsun senin gibi hocanın vereceği nota!
"Eğer ekstra not istiyorsanız sınıfınızı temizlemeniz gerek." dedi Eren, Zeynep, Alp ve bana bakarak. Şu an gözlerimden ateş çıkarıp şerefsiz matematikçiyi yakmayı öyle istiyordum ki! Alt tarafı not istedik, ne bu kıç kalkmaları?
"Tamam hocam tamam, o iş bizde." Gözlerimi şaşkınlıkla aralayıp Zeynep'e döndüm. Hani son ana kadar dayanacaktık vicdansızın kızı? Zeynep, inek öğrenciler gibi sırıttı. Matematikçi gözlüğünü düzeltip bize bakmaya başladı.
"Şimdi işe başlayabilirsiniz, tüm okul dağıldı sonuçta." Başımızla onayladık. Arkasını dönüp havalı havalı koridorda yürümeye başladı.
"En sevdiğin yemeği yerken içerisinden tırnak çıkarda yutarsın onu inşallah!" Eren bu cümleme gülüp Alp'e döndü.
"Koş aşağıdan malzemeleri al gel kanka." Alp bu cümle karşılığında yalandan gülümsedi. Yaslandığı duvarda hiç istifini bozmadan sağ elini cebine soktu. Cool çocuk!
"Siktir git kendin al oğlum." Eren duyduğu cümleyle kaşlarını çattı. Alp'i süzüp ufak bir kahkaha attı. Bunu neden yaptığını bilmiyorum kusura bakmayın gençler.
"Yürü lan yürü alıp gelelim işte, kızlara mı taşıtacağız ibne?" Alp derin bir nefes çekip duvardan iki adım uzaklaştı. Eren'e kısa bir bakış atıp merdivenlere ilerlemeye başladı.
"İltifat için sağ ol kanka, hadi alıp gelelim." Eren sabır diler gibi gözlerini kapattı. Dört veya beş saniye sonra açıp merdivenlere ilerledi. "Geri zekalı, küfür yemekten hoşlanıyor." diye mırıldandı merdivenlerden inerken. Zeynep'le bu söze gülüp sınıfa girdik.
"Şimdi temizle şu koca sınıfı!" Zeynep suratını asarak bana baktı. Bu bakışları öldürün beni kurtulayım der gibiydi. Gözlerimi devirip tahtanın önüne kadar ilerledim. Gözüme öğretmenler masasının üzerindeki tahta kalemi çarptı. Muzipçe sırıtıp seri adımlarla ilerledim ve kalemi aldım. Ardından tahtaya hızla yazı yazdım.
"Bak." dedim Zeynep'in omzunu dürterek. Hızla olduğu yerde sıçrayıp bana döndü. Kardeşim ne oluyor?
"Lan tikim var tikim!" Elimle tahtayı işaret ettim. Zeynep çatmış olduğu kaşları düz çizgi haline getirirken tahtaya doğru döndü. Zaten dönmesiyle tiz bir çığlık atıp bana sarılması bir oldu.
"Abi çok güzel!" dedi benden ayrılırken. "DolEr, ZeyAl." dedi ardından kıkırdayarak.
"DolEr mi? Sevdim." dedi aşırı tanıdık gelen bir erkek sesi. Sizce kim olabilir? Evet doğru, Eren bebeğim!
"Sevdiğim için yazdım." dedim gülümseyerek. Elindeki paspas ve bezi yere bırakıp yanıma yaklaştı. Ellerimi tutup minik birer öpücük kondurdu. Biliyorum çok güzeliz hatırlatmanıza gerek yok.
"Neyse." dedim ciddileşerek. Eren'den gözlerimi kaçırıp sınıfın kapısına çevirdim. Ve çevirmemle sağ elinde kova, sol elinde ise çöp poşetleri olan Alp'i görmem bir oldu. Bu hali komik olduğu için kıkırdadım. Eren, bakarak kıkırdadığım yere hafifçe dönerek baktı. Tepkisini görmek için bakışlarımı yüzüne çevirdim.
"Taşı taşı, boşuna mı yaptın o kasları?" Zeynep, bu söz üzerine sevgilisini korumak için Eren'e döndü.
"Senin kasın yok mu enişte, kendin taşı!" Dünyanın en haklı isyanı, tşk. Eren, omuz silkip sıralara yaklaştı. Tuğçe ve Berk'in oturduğu yere gelip sıranın üzerlerine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Manyak |Tamamlandı.| (DÜZENLEME)
HumorNot: İlk kurgum olması nedeniyle birtakım hatalar mevcuttur. "Ben de özledim," diyerek sağ elini saçlarıma yerleştirip okşamaya başladı. Bu davranışı karşısında gülümseyip gözlerimi kapattım. Olmak istediğim yer onun yanıydı, tam burasıydı. Sol göğs...