"Karne, karne, karne!" diye bağıran Zeynep'e çevirdim başımı. Hoca onun ismini okuduğu an hızla tahtanın önüne koşup karnesini aldı. Ne aldığını merak ederken gözlerini şaşkınlıkla araladı. İlk önce fizikçiye sıkıca sarılıp teşekkür etti, ardından koşar adımlarla yanımıza ulaşıp sırasına oturdu. Ben ve Eren duvar kenarında üçüncü sırada, Zeynep ve Alp arkamızda, onlarında arkasında Tuğçe ile Berk oturuyordu. Eren ile birlikte Zeynep'in neye bu kadar şaşırdığını görmek için arkamıza döndük.
"N'oldu lan, neye şaşırdın bu kadar?" Benden önce bu soruyu soran Eren'e teşekkür bakışlarımı gönderip gözlerimi yeniden Zeynep'e çevirdim. Zeynep ilk önce Alp, sonra Eren ve en son bana bakarak mutlulukla gülümsedi.
"Takdir ve onur belgesi almışım gençler, ortalamam seksen yedi!"
"Kimin sevgilisi?" Alp, Zeynep'in alnına minik bir öpücük kondurduktan sonra kulağına bir şeyler fısıldadı. Tabii ben dinlemek için yaklaştığımdan ne söylediğini duymuş bulundum. "Geçen beni öptüğün gibi öpmek isterdim fakat okuldayız."
"Oğlum var ya ben lisede takdir, üstüne onur belgesi alsam annem üç ayrı kurban kesip üç ayrı mahalleye dağıtır!" Eren'in bu sözüne karşılık bakışlarımı ona çevirdiğimde fizikçi ismini okudu. "İşte ecelimle yüzleşmeye gidiyorum." Eren sıkıntıyla sıradan kalkıp isteksiz olduğunu herkese belli eden bir şekilde fizikçinin yanına ilerledi. Karnesini eline alıp fizikçiye sarıldıktan sonra teşekkür etti. Tahtanın önünden ayrılmadan göz ucuyla karesine baktığında kaşlarını merakla çattı.
"Hocam ben mi yanlış görüyorum yoksa buraya teşekkür ve onur belgesi mi koymuşsunuz?" Fizikçi dudağının kenarını kıvırıp sağ elini Eren'in omzuna attı. Bu çocuk öğretmenlerine karşı gelen, hele hele fizikçiyi sinir eden tiplerin birinci sırasındaydı. Sınıfta tek Eren kalsa hoca ona onur belgesi vermezdi.
"İki gün önce okulun önünde soğuktan tir tir titreyen bir yavru köpek gördüğün zaman ben oradaydım oğlum. Havanın soğukluğuna aldırmadan üzerine giydiğin deri ceketi çıkartıp köpeğin üzerine örttün. Sadece kısa kollu bir tişört ve atkıyla kalmana rağmen atkıyı da köpeğin boynuna doladın. Karşı marketten köpek maması alıp yedirdin, sonra kucağına alıp ilerledin. Bir kere bile söylendiğini duymadım. Muhtemelen barınağa götürdün. Demem o ki sınıfta olan durumundan ziyade bu davranışın için sana bu belgeyi laik gördüm."
Sınıftaki herkes duyduklarından sonra Eren'i alkışlarken bu yaptığından hiç övünmedi. "Barınağa götürdüm hocam." Fizikçi, Eren'e yaptığı olumlu davranış için teşekkür ettikten sonra seri adımlarla elindeki karnesiyle sıraya oturdu bizim sarı saçlı. Ona gülümseyerek baktım ve dudaklarımı araladım.
"Demek ki geçen gün biraz öksürmen bu yüzdendi." dediğimde başını olumlu anlamda salladı.
...
Berk, Tuğçe, Alp ve ben karnelerimizi aldıktan sonra herkes evlerine dağıldı. Ben teşekkür, Tuğçe teşekkür, Alp yarım puanla takdiri kaçırdığı için teşekkür, Berk ise takdir almıştı. Eh, zeki çocuktu Berk. Kendisinden çok karşısındaki insanları düşünürdü. Zaten geri zekalıca intihar fikri bu yüzündendi.
Salonda oturan abilerim, annem ve babama son bir bakış attıktan sonra yanlarına koşup karnemi Oğuz abime verdim. "Elden ele gezsin." dedim gururlanarak. Abim güzide sözümden sonra seni yaptıkları güne lanet olsun bakışları atarken umutsuzca karneye baktı. Teşekkür belgesine göz ucuyla bakıp direkt notlarıma geçti.
"Fizik elli dokuz." derken suratıma baktı. Vallahi buna şükredin, kalmadım sonuçta!
"Ben bu kadar anlıyorum fizikten." dediğimde karneyi Sinan abime verdi. Elden ele gezdikten sonra herkesten tebriklerimi ve karne paralarımı zorla alıp odama çıktım. Oğuz abim otuz, Sinan abim otuz, babam kırk, annem ise yirmi lira vermişti. Hadi annem tamam, babam tamam ama abilerim size hiç yakıştıramadım! Biriniz ünlü avukat, diğeriniz ünlü beyin cerrahı olacaksınız! Meslek yapışlarına tükürdüklerim!
Yatağımın üzerinde ne güzel bağdaş kurup oturmuşken telefonumun titreme sesi odamı doldurdu. Kaşlarımı çatıp komodinin üzerinde duran telefonuma zorla olsa da uzanıp bizimkilerin dakika bir gol bir olarak konuşmaya başladıkları gruba girdim.
6 DELİ Adlı WhatsApp Konuşma Grubu
Alpetito: Hayaller yalan, yarım her şey.
Bay Taş: Başlama Allah aşkına Alp! Okuldan bu yana dır dır dır yarım puan diye kafamı yedin!
Berkgamzeli: Oğlum üzülme, ikinci dönem alırsın.
Alpetito: Senin için kolay! Yakışıklı adamsın, takdir aldın, gizliden gizliye çizdiğin resimlerin güzelliği almış başını gidiyor!
Tuğçesütü: Berk, sen resim mi çiziyorsun?
Dolunay: Vay anasını seyirciler, ben şoketto!
Ceminnoşu: Berk beni de çiz!
Telefonumun çalmasıyla sohbete devam edemedim haliyle. Arayanın kim olduğunu gördüğümde derin bir nefes alarak telefonu açtım. Ben sanırım gerçekten geri zekalıyım. Meşgule atıp sohbete devam edebilirdim!
"Eğer iki dakika içerisinde konuya girmezsen bu telefon kendisini imha edecek." Telefonun öbür ucundan gelen kahkaha sesi öfkelenmeme sebep olurken ağzımdan aldığım derin nefesi verdim. "Bu ne acele böyle Dolunay?"
"Acele değil Kıvanç. Sadece evren üzerinde boşuna yer kaplayan birisi ile fazla konuşmak istemiyorum o kadar."
"Fazla yer kaplayan mı? Peki konuya giriyorum o zaman, şu an ben ne yapıyorum biliyor musun?"
"Eğer aradığını öğrenirse seni kesebilecek olan bir çocuğun sevgilisiyle konuşuyorsun." dediğimde tiz bir kahkaha daha attı. Bu, sinirlerimin tamamen bozulmasına sebep olurken umursamamaya çalıştım. En iyisi suratına telefonu kapatmak ve bir daha ararsa Yaprak tipi beddua edip kapatmaktı, değil mi? Kulağımdan telefonu çekip Kıvanç'ın yüzüne büyük bir mutlulukla kapattıktan sonra yatağıma uzandım.
Lanet olasıca telefonumun titremesiyle ekran kilidini açıp mesaj bölümüne girdim.
Kıvançtan gelmişti. Eh, kendisi asla ama asla WhatsApp uygulamasından mesaj atmazdı.Gönderen: Ruh Hastası
Sanırım bahçeye çıkmazsan adınla bağıracağım, aşk içerikli hitaplar eşliğinde.
Evet, bölümümüz uzun bir aradan sonra geldi! Karneleriniz nasıl gençler? Umarım bölümü beğenmişsinizdir, iyi kötü yorumlarınızı esirgemeyin lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Manyak |Tamamlandı.| (DÜZENLEME)
HumorNot: İlk kurgum olması nedeniyle birtakım hatalar mevcuttur. "Ben de özledim," diyerek sağ elini saçlarıma yerleştirip okşamaya başladı. Bu davranışı karşısında gülümseyip gözlerimi kapattım. Olmak istediğim yer onun yanıydı, tam burasıydı. Sol göğs...