Final: Seni Hep Seveceğim

1.2K 40 31
                                    

"Dolunay, hemen atla bir taksiye bana gel!" diyerek telefonda adeta çığlık atan Zeynep'in heyecanı karşısında, ufak bir kahkaha attım. "Ben seni sevgilin var bilirdim," diyerek sağ elimde tuttuğum dondurmamdan yerken karşı taraftan birkaç saniye boyunca ses gelmedi. 

"Sevgilim var zaten?" Soru sorarcasına kurduğu bu cümle, başımı onaylamazca sallamama neden olurken gülümsedim. "Telefonu açınca öyle bir çığlık attın ki, bu kadar mı yokluktasın diye soracaktım," dediğimde Zeynep sahte bir kahkaha attı. 

"Şakacı şey seni, hemen gel buraya!" Bağırarak telefonu kapattığında olanlara anlam veremedim. Hoş, hemen öğrenebilirdim, çünkü Zeynep'in eviyle benim aramda taksilik bir mesafe yoktu. Biraz dolaşmaya çıkmış, dönerken her zamanki gibi dondurma almış ve biraz dertleşmek için zaten Zeynep'in evinin yolunu tutmuştum. 

Adımlarımı hızlandırırken, çoktan bitmiş olan dondurmamı sokaktaki çöp konteynerına attım. Zeynep, Alp ile sevgili olduktan sonra ilk defa bu kadar heyecan içerisinde arıyordu beni. Sanırım bunun nedeni, konumuzun yalnızca Alp'i stalklayıp, çocuğun Bursa'da yaşayan amcasının plakasını bulması falan oluyordu. 

Hatta daha ileri giderek stalk yardımıyla bulduğu bilgileri, Alp'in ev adresine, küçük ama tatlı hediyeler eşliğinde gönderiyordu. Ertesi gün okula geldiğindeyse hayranlıkla Alp'in olanı anlatırken sinirden küplere binip gülmesini izliyordu. Evet, tam bir manyaktı ve benim kafa dengi olan tek dostum oydu. 

Çocuğun evine Bursa'daki amcasıyla birlikte arabanın önünde çektirdikleri fotoğrafı çerçeveletip, not olarak bir kağıda arabanın plakasını yazıp bir kutunun içerisinde göndermişti geçen sene. Eh, haliyle Alp sınıfta, benimle dalga geçen kimse bulacağım havalarında gezinirken Zeynep'in yaptığı tek şey bundan memnuniyet duymaktı.

Yaşadığımız bu güzel anıları Zeynep'in evinin önüne gelmemle aklımdan silip attım. Aşağı kapının açık olmasının verdiği rahatlıkla koşar adım içeri girdim. Dairelerinin zemin katta oluşu her zaman avantaj sağlarken zile bastım.

Aradan bir dakika geçmeden kapı usulca açıldı ve karşımda Eren belirdi, buruk tebessümüyle. Bir süre kapının önünde öylece durdum. İçeri girip girmemekte kararsız kalırken Eren eliyle içeri girmemi işaret etti. "Zeynep sen gelene kadar bize de söylemedi," dediğinde gözlerine baktım. Yakından bakarken içerisinde kaybolduğum o okyanuslara...

"Rahatsız olacaksan gidebilirim?" dedi sorarcasına. Başımı olumsuz anlamda salladım ve ayakkabılarımı çıkartıp içeri girdim. Seri adımlarla Zeynep'in odasına doğru yol alırken arkamdan kapının kapanış sesini, ardından beni takip eden adım seslerini işittim. 

"Ne var Zeynep?" diyerek odaya giriş yaptığımda hepsi birden bana döndü. Tuğçe, Berk ve Alp gülümseyerek, Zeynep ise kaşlarını çatmış bir halde bakıyordu bana. "Ne bağırıyorsun be, geç otur," dediğinde gözlerimi devirerek Tuğçe'nin yanına oturdum. Eren içeri girdiğinde bana doğru döndü ve öylece baktı. Ardından, hiçbir şey demedi ve kapının önüne bağdaş kurarak oturdu.

"Şimdi canlarım, Sinan abinin benden oldukça onur ve gurur duyduğum bir isteği oldu." Hepimizin tepkisini tek tek ölçmek için yüzümüze baktıktan sonra gülümseyerek önüne döndü. Oturduğu sandalyede duruşunu gururla dikleştirdi, saçlarını düzeltti ve boğazını temizledi. 

"Organizasyon işine giriyoruz!" diyerek coşkuyla bağırdığında, hepimiz anlamadığımızı işaret edercesine Zeynep'e baktık. "Yani hayatım, açsana biraz," diyerek gülümsedi Alp. "Organizasyon işine giriyoruz canım, bunun nesini anlamadınız?" diyerek bir soru yönelttiğinde Berk öksürdü ve Tuğçe araya girdi. 

Sevgili Manyak |Tamamlandı.| (DÜZENLEME)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin