1

10.3K 463 191
                                    

Multi: Karakterler

Sabah çalan alarmın sesine dünden açık kalan pencereden içeri giren güneş ışıkları da dahil olunca yorganı kafama kadar çektim. Bugün canım okula gitmek istemiyor sadece dondurma yemek istiyordu. 

Kapının açılmasıyla birlikte içeri manyak arkadaşım Zeynep girdi. Üzerinde okul kıyafeti vardı. Gözlerimi şaşkınlıkla aralayıp defalarca kırpıp tekrar açtım. "Zeynep!" dedim şaşkınlıkla.

"Efendim dondurma kraliçesi."

"Lan ben sana dondurma prensesi diyeceksin demedim mi?" Yüzündeki gülüşü daha fazla büyütüp dudağını büzdü. Bu hali karşısında sabır dileyip önüme gelen saçları kulağımın arkasına ittim.

"Üzerinde okul forman var ve erkenden buraya gelmişsin, senin cuma sendromunda olman gerekmez mi?" dedim onu sorgular bir şekilde. Yatağımın kenarına oturup gözlerindeki ışıltıyla konuşmaya başladı.

"Evet, normalde cuma sendromunda olmam gerekirdi çünkü Alp bebeğimi göremeyeceğim iki günün acısı bugüne yüklenirdi fakat bil bakalım ne oldu?"

"Yoksa çocuk sana evlenme teklifi mi etti? Oh Allah'ım sana şükürler olsun beni bu maldan kurtarıyorsun ya, başka ne isteyeyim? Düğününüzde bol bol dondurma yiyin hadi şimdi çık odamdan!" Yorganımı tekrar kafama kadar çektiğimde Zeynep kenarlarından kavrayıp yorganı üzerimde çekti ve yere attı.

"Allah'ın beyinsizi! Dondurma desenli olan yorgan yere atılır mı mal?" Sabır diler gibi bana baktığında duruşunu dikleştirdi.

"Şimdi kankiştom, bu benim meteorun en yakın arkadaşı hatta manevi kardeşi bile diyebiliriz bizim okula yazılmış ama görmen lazım o da bir taş ki anlatamam."

"Artık neticeye gelsene dondurma yemem lazım."

"Elbet fizikçi dersinin kurallarını anlatması için iki kişiyi görevlendirecek değil mi?" Aklından geçen şeyi anladığımda sırıtıp başımı olumlu anlamda salladım.

"Birinci kişi Alp olacağına göre ikinci kişide ben olacağım!" Yatağımda doğrulup bacağına ayağımla vurdum. Acı bir biçimde inleyip bacağını ovuşturmaya başladı.

"Ağzına sıçayım senin!"

"Sus lan, çık git odamdan üzerimi değiştireceğim!"

"Tamam Dolunay çabuk gel." Zeynep bana öpücük atıp hevesle odadan çıktı. Bende zor olsa bile yatağımdan kalktım. Hemen mal arkadaşımın yere attığı yorganımı alıp üç kere öptüm. 

"Affet onu Dodi!" Yorganımı hemen özenle yatağıma koyup lanet olası okul kıyafetlerimi giydim. Saçlarımı sadece tarayıp çantamı aldım ve odadan çıktım. 

Salona girdiğimde kahvaltı masası hazırlanmış ve herkes oturmuştu. Herkesten kastım annem, babam ve Zeynep. Bende kahvaltı masasına oturup önümdeki tabağa baktım. Tabakta maşallah her şey vardı ama bir dondurma yoktu!

"Anne." Annem elindeki çatalı masaya koyup bakışlarını bana çevirdi.

"Efendim kızım."

"Bu tabakta neden benim canım dondurmam yok? Anne, ağlar bak arkamdan beni yemedi bunları yedi diye!" Masadaki herkes sabır diler gibi bana bakıp kahvaltılarına geri döndüler.

...

Zeynep ile sınıfa girip her zamanki gibi duvar kenarında bulunan en arka sıraya oturduk. Çantamı yere koyup Zeynep'e döndüm. Aramızda bir sıra bulunan Alp'ı kesiyordu ve yanında sarışın bir çocuk oturuyordu.

"Kanka." dedim fısıltıyla. "Yanındaki çocuk kim?" 

"En yakın arkadaşı Eren Taş işte."

Sevgili Manyak |Tamamlandı.| (DÜZENLEME)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin