Duyduklarım karşısında gerçekten uzun süre kendime gelemedim. Beynimi kurcalayan bir çok soru vardı.. Acaba Meteyle Umay nerden tanışmışlardı? Utku neden benden yardım istiyordu? Umaya şimdi ne olmuştu?
Daha sorulacak bir çok şey varken ben susmayı tercih ettim çünkü Utku gerçekten çok üzgün, sinirli ve acımasızca bana bakıyordu. Biraz daha düşündükten sonra Utkunun "hadi amaa kabul et" imasında bulunduğu sesiyle irkildim resmen
"Eee ne diyosun" dedi tekrar
"neye ne diyorum?" evet, cevaplayış şeklim fazla safça olmuştu ama ağzımdan başka bi laf çıkamamışdı o an.
"Yardım edicek misin?"
"Evet" dedim...
Ne!! Kabul mü etmiştim!! Kendime gerçekten inanamıyorum, ama biraz düşününce... Bence buna ihtiyacım vardı. Annemler öldüğünden beri yaşamayı unuttuğum bile söylenebilir. Ve bu yüzden böyle bir ekşın yaşamaya ihtiyacımın olduğunu düşündüm.
Bana teşekkür etti ve hesabı ödeyip oradan ayrıldık. Beni evime -daha doğrusu teyzemin evine- bıraktı ve tekrar teşekkür etti. Eve geldiğimde kimse yoktu.
Teyzem akşam 7 gibi evde oluyordu ve saat daha 4 e geliyordu. Teyzemi mutlu etmeyi planlıyorum çünkü o beni nedenini bilmediğim nefretlere rağmen evine aldı.
Bu yüzden dolapları karıştırdım ve hazır çorba yaptım bir de bulduğum makarnayı pişirdim. Yemek yapmakda pek iyi değilim ama kötü olduğumda söylenemez.
Hem zaten önemli olan düşünmekti, değil mi?
Saate baktım ve henüz 6 olmuştu.. Teyzem gelene kadar neler olduğunu düşünmek için odama çıktım.
Kendi kendime sorular sormaya başladım..
Teyzem annemden nefret ettiği hâlde neden beni evine almıştı, acaba aralarındaki sorun neydi, Utkunun planları neydi, Mete gerçekten bu kadar kötü görüşürüz miydi, Aslı Mete hakkında çok konuşuyordu ve acaba ona karşı bi şeyler mi hissediyordu, Umay şimdi nasıldı? Kafamdaki deli soruların en can yakıcısı; ben salak mıyım? Evet bu soruyu gerçekten büyük bir içtenlikle sormuştum kendime. Çünkü eski sevgilimin tek lafıyla onun intikam oyununa dahil olmuştum. Gerçekten salaktım. Çocuk beni aldatmıştı ama ben bi türlü ona kızamıyordum. Nedenini bilmiyorum... kızamıyorum işte..
Düşüncelerimle kafayı yemek üzereyken teyzemin bana seslendiğini duydum. Koşarak aşağı indim
"İmgee, sen harika birisin.. Biliyor musun çok yorgundum ve nasıl yemek yapacağımın derdindeydim.. çok teşekkurler hayatım." evet, sesi içten geliyordu.
"Rica ederim" deyip tebessüm etmekle yetindim. Yemek yerken bana çok sık soru soruyordu ama ben kafamı toplayıp cevap veremiyordum. Hemen yemeğimi bitirdim ve odama çıktım. Telefona baktığımda iki cevapsız arama vardı. Şaşırmıştım. Beni kim arardı ki?
Merakım daha da artmadan Utkunun aradığını gördüm ve onu geri aradım.
"Alo" dedi.. Onunla ilk defa telefonda konuşmuyordum ama sesi her zamankine göre durgundu.
"Aramışsın" kısa kesmek istediğim için direk lafa girdim.
"evet imge.. Senden bir kaç isteğim olacak. Ve öncelikle sana bir şey sormak istiyorum. Benimle GERÇEKTEN VE HER NE OLURSA OLSUN bu intikam oyununa var mısın?" dedi. Gereğinden fazla vurgu yapmasına şaşırmıştım doğrusu.
"Umay için evet" dedim çünkü bunu Umay için kabul ettiğimi anlamadıysa anlamalı
"Güzel" sesi çok imalıydı "o zaman" bi an duraksadı ve "Yarın en sexy kıyafetlerini giy Mete Beyin dikkatini anca öyle çekersin.. Seni dersin başlamasına bir saat kala evinden alırım. Her şeye hazırlıklı ol, görüşürüz."
Tüm bunları hıphızlı söyledi ve telefonu yüzüme kapattı. Çünkü biliyordu.. Ben istediği gibi giyinen bir kız değildim...
Evet mini etek giyerdim ama onun daha da gösterişli giyinmemi istediğinden de adım gibi emindim. Ona bu yüzden kızmıştım ama salaklık yapıp ona yine EVET demiştim. Onu öldürmek istiyorum!! Bir dakika...
Her şeye hazırlıklı ol derken??
Kalktığımda saat 6 oluyordu. Erken kalkmaya çok fazla alışmıştım. Özellikle şu son 2,5 aydır. 1 saat sonra Utku beni alacaktı.. Hemen yerimden fırladım ve dolaba koştum.. Bir not vardı...
"Canım. Bugün bir kaç işimi halletmem gerektiği için erken çıktım. Akşamda geç geleceğim haberin olsun
Teyzen".
Teyzem neden erken çıkıp geç gelicektiki.. Bir işi olmalıydı mutlaka.. Önemli bir iş.. Hatta bu benim hoşumada gitmişti çünkü beni o giyeceğim kıyafetler içinden görmemesi daha iyi olacaktı.
Dolabımı açtım ve garip düşüncelere daldım.. Madem Utku benden sexy olmamı istiyordu, bende onun dudağını uçuklatacak şekilde sexy olup onu sinir etmeliydim. Evet, bu harika bi fikir :D
Dolabım çok karışık.. Ne giyicem ki ben şimdi?
. Üzerime ip askılı siyah bi atlet tarzı bluz alta yine siyah ve son derece mini eteğimi ve siyah conserve'lerimi tam uydurmuştum..
Tek sorun biraz fazla siyahtım ama siyah bana kesinlikle yakışıyordu. Eteğimi bluzumun üstüne çıkardım. Saçlarımı sıkı bi at kuyruğu yaptım.. Eyeliner ve rimelle yetindim.
Aynadan kendime baktığımda gerçekten taş gibi olduğumu gördüm. 7 ye 5 vardı ve ben aşağı inip bir şeyler atıştırdım..
Utkuyu beklettigimi biliyorum ve bu hoşuma gitmişti.. Çünkü biz sevgiliyken ben onu hiç bekletmezdim.. Bu kadarı yeterli diye düşündüm -birazda bekletmeye alışık olmadığım için- saat 7 yi 9 geçe dışarı çıktım. Bir elini ensesine koyup kapının kenarına yaslanan Utkuyu gördüğümde ister istemez güldüm. Çünkü çok sevimli duruyordu.. Kapıyı kitlerken
"Kusura bakma, beklettim" dedim ama sesim hiç de mağçup çıkmıyordu..
"Evet, bekledim ama iyiki de beklemişim.. Senn... Ne güzel olmuşsun.." Dedi. Etkilendiği her halinden belli..
"Eee teşekkür ederim" dedim ve yürümeye başladım.
"Bugün yanımdan hiç ayrılmicaksın"
"Yaa... Nedenmiş"
"Çünkü gereğinden fazla güzelsin ve seni o abazalara bırakıcak kadar salak değilim" bu sözlerine sadece güldüm.. Çünkü o zaten kendi salaklığı yüzünden beni bırakmak zorunda kalmıştı
Vee okula geldik. Kapıdan içeri girdiğimde...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U-KA-LA
RomanceBence her şeyin en kötü yanı onu kaybetmem değildi. Kendimi kaybetmemdi.