İnsan sevdiklerinin, değer verdiklerinin mutlu olmasını ister ama Mete'nin bana değer verdiğini de söyleyemeyeceğim. Yoksa Çınar gözüne beni kestirip bana yakınlaşmak için Mete'yi mi kullanıyordu? İyice paranoyaya bağladığımın farkındaydım ama sinirim bozulmaya başladı.
Mete'yi neden bu kadar merak ediyordum? Bunu bir türlü çözemedim. O belkide Umay'ın çocuğunun babası olacaktı.. Bunları düşündüğüme ve bu kadar çabuk hazmedebildiğime inanamıyorum. Zaten geçen yazdan sonra bende anlayamadığım bir rahatlık vardı. Fazlasıyla sinirsiz oldum. İnsanlara karşı çıkmayı bırakıp başka bir İmge olmuştum ama şuan düşünmem gereken daha önemli şeyler vardı.
Çok saçmaydı... Umay 10. sınıf ama hamile mi yani? Ama Mete... Tüm sorularımın cevabı Mete'de.. Belkide Umay tarafından iğrenç bir oyuna gelmiştik. O kıza güvenmiyordum. Çünkü Mete farklıydı. Aslı'nın anlattığı kadar kötü değildi. Yani kabul ediyorum, belki kötü bir çocuk olabilirdi ama o kadar değildi.
Kapı çaldı yine ama bu seferki de Utku olamazdı heralde... Ses çıkarmadan aşağı indim. Delikten baktım... Offf bu çocuk benden ne istiyor! Tam arkamı döndüm, odama çıkacakken kapıdan bir bağırma sesi geldi.
"Elimde Mete hakkında her türlü bilgilerin olduğu bir kağıt var, istersen açma kapıyı ama bence ilgini çekebilir." Bu gerçekten sorunlu olmalıydı. Kapıya yöneldim. Tam açtım ki üzerime atlayıp beni duvara yasladı. Yüzüm duvara dönüktü ve kollarımdan da tutmuştu.
"Ne bok yediğini sanıyorsun sen!" Bide bana hesap soruyodu ha?
"Utku! Beni bırakmak için 3 saniyen var. 3-2-1" 1'i biraz geciktirerek söylememe rağmen tepki vermemişti. Hızla arkamı döndüm ve ona sağlam bir tekme attım. Neye uğradığını anlayamamıştı. Bir kızdan dayak yemeyi hazmedemiyor olmalıydı. Sonra da ben onun yüzünü duvara çevirdim. Kolunu da aynen onun benim kolumu tuttuğu gibi tuttum. Babamdan dövüş dersleri almanın faydalarıydı bunlar..
"Asıl sen ne bok yediğini sanıyorsun Utku!" Onun bana yaptıklarını bende ona yapmıştım..
"Bırak beni İmge"
"Immm seninde benim gibi yeteneklerin olduğunu düşünmüyorum. Bırakmam için bir neden söylesene"
"Az önce bahsettiğim kağıtlar yerde" Bozuntuya vermeden yere baktım gerçektende kağıtlar vardı ama onu bu kadar erken bırakmayacaktım.Öncesinde sinirimi atmalıydım.
"Ne yapayım yani" umursamaz görünmeye çalışmıştızm ama anlamıştı işte!
"Hadi ama İmgee... Ondan hoşlandığını biliyorum ama bana yardım etmen gerektiğini de biliyorum." Kolunu daha çok sıktım.
"Sana yardım etmicem Utku! Bunu söylemiştim."
"Ama... bana yardım etmezsen Mete'ye nasıl yakınlaşacaksın?" Soru beynimde yankılanmaya başladı. Yavaşça kolunu bıraktım. Geriye doğru gittim. Haklıydı. Aklıma okuduğum bir kitaptaki sözler geldi
'Ve bazen tek bir doğru insan, koca bir hayatı baştan yazar.Senden bir şey almadan, sana binlerce şey katar. Doğru insan çok ve beklemeye gerek yok sanki... O sana gelmiyorsa sen ona git. Yolun açık olsun"
Yolum açık olsun. Onu sevdiğimi artık kabullenmiştim. Hiçbir şey diyemedim Utku'ya öylece baktım.
"Onun neden bu kadar sevildiğini anlayamıyorum. O cocuk da ne var! Zengin mi? En az onun kadar param var. Yakışıklı mı? Ondan daha iyi olduğum fazlasıyla açık. Güvenilir olduğunu mu düşünüyorsun? Onun kadar bencilini görm..." Lafını bitirmesine izin vermedim ve ben lafa girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U-KA-LA
RomanceBence her şeyin en kötü yanı onu kaybetmem değildi. Kendimi kaybetmemdi.