"ve tüm okul seni konuşuyor" Ne!
"Aslı senn... Ciddi misin" gerçektende anlayamamıştım. Eski okulumdayken, biraz da Utku'nun sayesinde, tanınan biriydim ama bu okula geleli daha 2 gün olmuştu ve böyle bir durum sinirlerimi bozabilecek güce sahipdi.
"Evet" tekrar onayladı. Şaşırdığımı anlamış olacak ki "Sana dememiş miydim Mete'nin başından bela eksik olmaz diye? E öyle bi başbelasınında okulda tanınması doğal. Bugün bağçedeyken yani kavga sırasında yanınıza geldiğinde tüm okul sana bakıyodu.. Neyse.... Bunları geç de aklıma takılan bi şey var" diye açıklama da yaptı. Meraklı ve şaşkın gözlerle ona bakıyordum. Anlatmaya devam etmesi için 'evet' anlamında başımı salladım. Devam etti
"Mete normalde kimseyi umursamazken neden gelip orda seni kurtardı? Doğru söyle bak, yoksa tanışıyor muydunuz?" Ben hâlâ tüm şaşkınlığımla ona bakıyordum. Eskiden bu kadar saf ve düşünceli değildim ama annemleri kaybettiğimden beri ben, ben değildim.
"Tanışmıyorduk" dedim ama ona yalan söylemiş oldum. Çünkü biz onunla çarpışmıştık. Ama o bir tanışma sayılmazdı ki.. Off şuan düşünmem gereken son konu bu! Anlamadığım acaba neden yanıma gelmişti.. Haince gülmeye başladım.. Sanki bi an için eski İmge geri geliyor gibi oldu.. Herkes içeri girmeye başladı.
Aslı'nın yanından ayrıldım ve dünkü sırama geçtim. Acaba Utku Bey geldiğinde ne olacaktı! Bana yaptıklarının hesabını verebilecek miydi. Sınıfa girdi. Bana göz kırptı ve o da dünkü yerine -önüme- oturdu. Bu çocuğa işkence çektirmek istiyorum. Nasıl oluyorda bu kadar değişken ruh haline sahip olabiliyordu!
İşin kötüsü ne zamadır sevgiliydik ve ben bunu yeni anlıyordum. Ne diyorum ben ya sanki çocukla sevgiliyken onun her bokuna dikkat ediyodum da bir ruh hali eksikti.
Sınıfa yeni bi hoca girdi. Bu kadını ilk defa görüyorum. Burcu Hoca kadar iyi giyinmese de kıyafetleri idare ederdi. Hiii kıyafet demişken benim üzerimde hâlâ şu saçma sapan şeyler var.. Eve gidene kadar neler yaşayacağımı düşünmek bile istemiyorum. Bu kadının ne hocası olduğunu çözememişken konuştugu şeylerden çıkardım ki bu kesinlikle tarih hocası olmalıydı. Sıkıntıdan dışarı bakmaya başladım. Kafamı bi türlü toparlıyamıyprdum. Bir düşüncedir almıştı beni. Acaba Meteye aşık mıydım? bunun cevabını öylesine merak ediyordum ki.. Çocuk gereğinden fazla yakışıklıydı. Üstelik korumacı da. Ama ya Aslı'nın anlattıkları doğuysa? Ki yüksek ihtimalle hepsi doğru. Ne yapacağıma bir türlü karar veremezken zil çaldı.
Utkuyla her ne kadar konuşmam gerekse bile içimden gelmiyordu. En iyisi mesaj atmaktı çünkü zaten yanına gitsem 'sabah kavga ediyolardı şimdi ne oldu' diyeceklerdi. "Bugünün umarım mantıklı bi açıklaması vardır" diye mesaj attım ve cevap bekledim. "Çıkışda buluşmicaz ama saat 3 gibi evine gelicem,haberin olsun" bu da ne demekti!
İnsan bi sorar dı müsait misin diye.. Utkunun rahat tavırlarına iyice sinir olmaya başlıyordum. Ya da ben fazlaca rahatlığımı kaybetmiş durumdaydım. Aslı'yla bahçeye çıktık. Bu kızı gerçekten seviyorum. Özellikle uzun saçlarını kıskanmaya bile başlamıştım. Yani benim saçlarımda uzundu ama onunkiler.. Çok farklı ve güzeldi. Bugün hatta az önce bir karar aldım.
Mete'yi tanımaya çalışacaktım ve onunla konuşmamız başlamadan onun gibi olacaktım. Belki böylelikle ilgisini çekmeyi başarabilirdim.
"Onu ne kadar tanıyosun?" Birden sorduğum soruya şaşırdı. Meteyi kastettiğimi anlamadı
"Kimii"
"Meteyi!"
"Aslında pek tanımıyorum. Sadece söylentiler.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U-KA-LA
RomanceBence her şeyin en kötü yanı onu kaybetmem değildi. Kendimi kaybetmemdi.