"Mete, bak, ben ne yapacagımı bilemiyorum."
"Hangi konuda?"
"Teyzem"
" Bu konudaki vereceğin karara karışmak istemiyorum. Sadece istediğin kadar burada kalabileceğini bil."
"Teşekkür ederim"
"Teşekkür etme!" Gülüşmemizden sonra uzunca bir sessizlik oldu.. Ama bugünü elime geçen bir fırsat gibi değerlendirip Mete'yi tanımak istiyordum.
"Ben..Bide... Yaa, şöyle başliyim konuya, ben seni hiç tanımıyorum ve nelerden hoşlanıp neleri sevmediğini bilmiyorum." Garipti. Acı acı güldü sadece.
"Bir şey demiyecek misin?"
"Ben bile kendimi tanıyamazken sen nasıl beni tanıyacaksın?"
Soru soran gözlerle bakıyordum ki devam etti.
"Daha önce bir çok sevgilim oldu ama hiçbirine kendimi açmadım. Senin kadar olmasa da içlerinde gerçekten sevdilerim vardı ama yine de beni tanısınlar istemedim. Şimdi, gerçekten bir kız beni tanısın istiyorum. İmge, bunu gerçekten çok düşündüm ama ben bile kendimi tanıyamazken sen nasıl beni tanıyacaksın?"
"Ben... Çabalarım, gerektiğinden daha fazla.." Daha acı bir şekilde gülmeye başladı, deliriyor gibiydi..
"Çabalamak mı? Ben çabalıyorum da ne oluyor? 7 yaşından beri böyleyim İmge. Hiç mi fark etmedin değişen ruh halimi?"
"Ben.." tam 'hayır' diyecektim ki birden kaşlarım çatıldı. Haklıydı, fark etmiştim.
"Dua et ki sinir krizlerime rastlamadın. Halâ atlatamadığım bir şok var üzerimde. Küçüklüğümden beri amcam tarafindan psikiyatristlere götürülüyorum.
Babamın yanına gidemiyorum çünkü her ne kadar belli etmemeye çalışsa da annemin ölümünden beni sorumlu tutuyor.
Tedaviyi bırakmıştım ama... Bisiklet olayında da hemen hemen aynı şoku yaşayınca tekrar başlama kararı aldım. Sen olmasaydın, sevgin olmasaydı.... İmge, eğer göze alamıyorsan.. Benim gibi bir hastayla olmaya dayanamazssan, seni anlarım ama bunu lütfen çok geç olmadan söyle."
Yanına gittim ve sarıldım sevgilime. Şuan da küçük bir çocuktan farksız gibi görünüyordu.
"Hepsini atlatıcağız.. Birlikte.."
.
.
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Halâ sarılıyorduk.
"Şimdi sıra sende, anlat hadi.." istediği olmazsa ağlayacak çocukların baktığı gibi bakıyordu.
"Ben... Mutlu bir hayatım vardı, 9. sınıfta Utku diye bir çocukla tanıştım. Sevgiliydik ama onu.. Kendime sadece iyi bir arkadaş gibi görüyordum. Bir kaç ay önce beni aldattığını öğrendim ve ayrıldık. Nedenini hiçbir zaman sormadım, ona doğru dürüst kızamıyordum bile. Sonra... 3 ay kadar önce ailemi trafik kazasında kaybettim ve teyzemin yanıma taşındım. Yeni okulumda Utku'nun da olduğunu gördüm ve yetmezmiş gibi aynı sınıftaydık. Sonra.. Bana bir intikam oyunu teklif etti, bende seni tanımıyordum ve sırf kız kardeşi için kabul ettim.
Ama... Herkes bana seni kötülüyordu.. Ben ise savunmaya geçtim. Bir gün Uyku'yla kavga ettik sanırım geçen Çarşambaydı ve ona bu işten vazgeçtiğimi söyledim.
Sonra evime geldi ve 'vazgeçersen ona nasıl yakın olabilirsin' dedi. Tekrar kavga ettik ve bana oyun dışı kaldığımı söyledi. İşin kötü yanı seni sevdiğimi kendime daha yeni söylerken o çoktan anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U-KA-LA
RomanceBence her şeyin en kötü yanı onu kaybetmem değildi. Kendimi kaybetmemdi.