"Hayatımda ilk kez lunaparka geliyorum." Dediğinde daha sıkı sarılmıştım segilime.
"Korku tüneline gidelim mi?" soru bendendi.
"Sıkıcı değil mi korku tüneli?"
"Sen varken sıkılacağımı sanmıyorum.."
"Haklısın, eğlendiririm seni. Zaten içerisi karanlık da.."
"Saçmalama Mete!! Yani benim söylemek istediğim 'sen yanımda ol da, ne olursa olsun' gibi bir şeydi."
Bu seferde o bana daha çok sarıldı ve korku tüneline doğru ilerledik.
.
.
.
Sadece sarılıyordum sevgilime. Gözlerim kapalı, ellerim elinde sarılıyordum. Korku tünelinden gelen ürkütücü(!) sesler eşliğinde ilerliyorduk..
"Çarpışan arabalarada binelim mi?" Gözlerimi açmadan sormuştum.
"Oluur"
"Ama önce pamuk şeker yiyelim amaa..."
"Sen nasıl istersen.." yine ayarları mı bozulmuştu bu çocuğun?
"Ama ben senin nasıl istediğini de merak ediyorum.. Neden suskunlaşmaya başladın? Hoşuna gitmedi mi yoksa buraya gelmek?"
"Yok, hayır. Ben.. Sadece... Lunaparkları sevmem"
"Sevmez misin? Neden ki?"
"Çünkü.. Anneme araba çarptığı gün lunaparka gidiyorduk"
Ve yine gözyaşlarımı tutamadım.
.
.
Korku tünelinden çıktığımızda halâ ağlıyor olduğumu fark ettim. O da fark etti..
"Hadi, pamuk şeker alalım." Beni mutlu etmeye çalışıyordu ve kim bilir bunun için içinde nelerle mücadele ediyordu.. Allah'ım ben bu çocuğu hak etmek için ne yaptım? Ne yaptım da bana böyle harika birini bahşettin ?
"Gidelim mi?" gözyaşlarımı silip sormuştum bu soruyu,
"Neden, eğleniyordun."
"Evet ama... Gitme vakti geldi.."
"Bak İmge, beni takma. Az önce mutluydun, ve ben mutlu olmanı istiyorum"
"Ben de senin mutlu olmanı istiyorum Mete. Bence ikimizin de mutlu olabileceği bir şey yapabiliriz.. Meselaa... Sahile gidelim mi?"
"Olur" dedi, gülümsemeyle.
.
.
.
"Mete, ben özür dilerim." Sahilde denizin kokusuyla söylemiştim bunları..
"Saçmalama İmge.. Neden özür diliyorsun, nerden bilebilirdin ki..."
"Olsun, bana okulda o kadar sormuştum 'nereye gidicez' diye.. Belki söyleseydim..." Gözyaşlarıma hakim olamadım yine. Kendine doğru çekti beni.
Yanımızdan esip giden rüzgar eşliğinde sarılıyorduk.
"Geçen gün gittiğimiz cafeye gidelim mi?"
"Oluur"
.
.
.
Eve geldiğimde saat 18.28'di. Bu saate kadar Mete'yleydim.
Artık onun dışında kimseyi önemsemeyecektim. Tamam, o, Aslı, belkiii bide Çınar dışında ama en çok o.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U-KA-LA
RomanceBence her şeyin en kötü yanı onu kaybetmem değildi. Kendimi kaybetmemdi.