Kapıdan içeri girdiğimde... Gerçekten de neye uğradığımı şaşırmıştım. Çünkü ben dünde aynı kapıdan içeri girdim ama kimse bana bakmamıştı.
Bir anda Utku'nun sözleriyle hayata döndüm.
"Biraz daha sana bakmaya devam ederlerse eve gidiyoruz ve sen kıyafetlerini değiştiriyorsun" sesi fazlasıyla otoriterdi.
"Nedenmiş o?"
"Kendini açık büfe mi sanıyosun! Gelen geçen sana bakıyor!" Ergenliğin dibine vurmuş bir Utku
"Bunu sen istememiş miydin?"
"Hayır" dedi bi hışımla devam etti "Ben sadece Meteyi etkilemeni istiyordum. Kamuya açılmanı değil." Bu çocuğun ya laf sokma yaşı küçüktü ya da ben gereğinden fazla olgundum. Mutlaka haklı çıkmam gerekiyordu çünkü ben kendimi asla ezdirmem!
"Bana bakmaları beni beğenmeleri anlamına gelir ve herkes beğendiyse Metede beğenir." Bravo İmge...
Belki haklıydım belki de benimle daha fazla tartışmayı gereksiz bulmuştu. Bunları düşünürken Utku her zaman ki gibi sessizliğimi bozup
"Nerde bu amk çocuğu" dedi.
Aslında dünkü çarpışmamızdan önce nerdeyse bugünde orada olabileceğini düşünmüştüm. Ve hislerimde her zamanki gibi yanılmıştım. Her zaman böyle olurdu. Ben hep yanlış düşünürdüm.
İşte oradaydı. Yanında birkaç kişiyle az önce bizim girdiğimiz kapıdan içeriye giriyordu.. Utkunun oflayışlarını bölerek
"İşte geldi" dedim. Sesimde hem sevinç hemde macera başlıyor havası vardı -bunun nasıl olduğunu bende bilmiyorum-
O içeri girdiği anda çok garip duygulardı hissettiklerim. Saçları, gözleri bugün daha bir hoş gözüküyorlardı. Ben Metenin büyüsüne kapılmışken beni yine ve yine Utku bozdu. Bu çocuğu gerçekten boğmak istiyorum!
"Bir konu bul hemen.. Konuşmaya başlıyalım, bence en geç iki dakikaya fark eder seni." benimle resmen bahse giriyordu ama uzatmak istemedim. Bir dakika.. Demek ki şu 'konuşuyormuş gibi yapalım' olayı sadece kızlara özgü değildi..
Sanki onunla yeni tanışıyormuş gibi konu açtım.
"Futbolu sever misin?" Cevabı biliyordum. Utku futboldan nefret ederdi ama aklıma o an başka bi şey gelmedi.
Şaşkınlıkla bana baktı "Hayır" dedi ve kulağıma eğilip "Bu işi sana bırakanda hata" diye söylendi. O an da büyük bi kahkaha atıp "İnanamıyorum sanaa" dedim çünkü Metenin bana baktığını fark etmiştim. Onun dikkatini çekmem gerekiyordu!
Utku ilkde çok garip gözlerle baktı bana ama sonra anladı neden öyle dediğimi ve sesini Meteye duyurmak istercesine arttırarak "Okuldan sonra arka caddedeki cafeye gidelim mi?" diye sordu. Orayı gerçekten beğenmiştim.
"Oluur" dedim ve sesim fazla istekli çıkıyordu. Birden gözlerimi Utkunun gözlerinden kaldırdım ve Metenin buraya doğru geldiğini gördüm. Olamaz! Büyük bir kızgınlıkla geliyordu. Neye uğradığımi şaşırdığım bir an da bana omzuyla çarptı ve arkaya doğru gitti. Sanırım arkadaşıydı. Neye uğradığımı şaşırmıştım. Ne bekliyordum ki!! Mete gibi bi çocuğun dün çarpıştığı kızı ertesi gün çok sexy görünce koşarak boynuna atlayacağını mı? ahh işim çok zordu. Bu çocuğun dikkatini nasıl çekecektim. Amaa bi dakikaa..... Beynim yeni yeni algılıyordu. Metee....Geçerken...Bana....Omuz mu atmıştı??? Evett bana omuz attııı... Demek ki beni fark etti.. Zaten bana bakmıyor muydu? Evet evet evett... kesinlikle beni fark etmişti..
Sevincimi gerçekten bir gün öldürmek isteyeceğim Utku böldü.. "Yürü" dedi.. Ama o bana karşı bu kadar kaba olmaması gerektiğini biliyordu! Kolumdan da çekmişti..
"Napiyorsun" resmen cırladım ama hak etmişti..
"Yürü amk sınıfa gidiyoruz!" bana yine bağırdı.. Tuttuğu kolumu çektim büyük bir hırsla..
"Ne yapıyorsun! Gitmiyorum sınıfa falan!" Evet, bende bağırmıştım ama o da beni herkesin içinde rezil ediyordu.
Gözlerime inanamadığım bi an da Mete geldii... Rüyada mıyım??
"Ne oluyor" dedi veee hayırr... Sesi dün bu kadar tatlı çıkmıyordu..
"Sanane" Utkunun cevabı oldukça netti ama Mete yetinmedi ve bana döndü "Bir sorun mu var?" Oofff bu kadar tatlı olmak zorunda mıydı!!
"Evet" dedim meteye dönük bi şekilde. Sonrada Utkuya dönüp "Sen kimsin de bana emir veriyorsun" diye çıkıştım.. Onun o an niye öyle köpürdüğünü anlayamamıştım.
"Yürü İmgee" kolumu tekrar çekmeye başladı ve BAAMMMM Mete ona yumruk attı.. Hâlâ inanamıyorum..
Utkuyla Mete benim için kavga ediyorlardı.. "Durun" dedim.. İyice havaya girmiştim ve kendimi şu filmlerdeki paylaşılamayan kızlardan biriymiş gibi hissediyorum..
Bu kavga her ne kadar beni sevindirsede belli etmedim ve korkmuş gözlerle bakmaya çalıştım.. Kavga dahada büyüdü ancak bi sorun vardı.
Kavgayı herkes izliyordu ama kimse müdahale etmiyordu.. Ben onları ayırmaya çalışırken orta boylu, zayıf bi hoca geldi.. Bu adamı ilk kez görüyordum ve "Napiyorsunuz siz" diye bağırdı. Onun bağırmasıyla Utkuyla Metenin ayrılması bir oldu. "Üçünüzde odama!" sesi fazla otoriterdi ve -odama- dediğine göre müdür yardımcısı olmalıydı.. evet, müdür olamazdı çünkü çok genç duruyordu.. Biz hocayı takip ederken -ilk kez- hislerimde yanılmadım ve bu adamın Müdür Yardımcısı Bora Arşmen olduğunu anladım. Odaya girdik. Çok sıkıcı bi yere benziyordu. Hoca konuşmaya başladı.
"Mete, adam olmaz mısın sen!" sesi yine mi diyordu.. yine mi... Kendine söyleyenen laflara dayanamayıp "Hocam, gözünüzün önünde bi erkek bi kıza emirler veriyor, kolunu çekiyor, ne yapardınız?" Hoca anlamazdan geldi ama haklı çıkma çabalarındaydı.. "İlk önce işin aslını öğrenmeye çalışırdım" gereksiz yere bi ton vurgu yapmıştı ve Mete "Bende öyle yaptım zaten" diye dişlerinin arasından konuştu. Kapak olan hoca Meteye dalaşamayacağını anlayıp bana döndü "Kızım, adın ne senin" hıncını benden çıkarmaya çalışıyordu.. sanki adam daha önceden adımı biliyormuş da tekrar soruyormuş gibi "İmgeee" dedim..
"İmge! Tamam okulda serbest kıyafet hakkı var ama burasıda okul! Giyimine dikkat et!" normalde olsa peki der geçerdim ama Metenin dikkatini çekmem gerekiyordu ve bunu artık Utku, pardon Umay için değil kendim için yapmalıydım. Çünkü.. Ondan hoşlanmaya başlamıştım.. Hemen cevap verdim
"Hocam, siyahı beğenmediyseniz başka bi renkte giyebilirim" bu alaycı sese Mete gülmüştü.. Başarmıştımm... Yüzü iyice buruşan hoca "ukala" demekle yetindi.. Bu adamın bi bok yapacağı yoktu..
Hepimize baktı ve "Okulda her ne olursa olsun olay istemiyorum! İlk günden haddinizi aşmayın" bunu söylerken gözleri benle mete arasında gidip geldi.. "Şimdi çıkın" dedi. Şaşırdığım şu ki dışarda bana emirler yağdıran Utku bu lafı duyar duymaz dışarı fırlamıştı. Bizde Meteyle bakışıp dışarı çıktık. Onunla konuşmam gerekiyordu.. Ve kolundan çekip utangaç bi tavırla
"Şeyy... Teşekkür ederim" dedim. Beklemediğim bir hareketle beni duvara yasladı ve bu kolunu kafamın hemen yanına,duvara, koydu. Yüzü yüzüme çok yakındı ve "Artık bana borçlusun" dedi.. Buna sevinmiştim çünkü böylelikle daha yakın olacaktık
"Ne borcu?" dedim ve o beni bırakıp yürümeye başladı. Arkasından gittiğimi anladı ve durup "Şu an bilmiyorum ama bilki bunu karşılıksız bıraktırtmam." İçimden bana iyilik yaptığını düşündüm ve... İnanamıyorum..
Söyleyeceklerini söyledi ve yanımdan öylece gitti.. Onu öldürmek istiyorum.. Sınıfa girdim ve dersin başlamasına 10 dakika vardı. Aslı'yı gördüm. Bana büyülenmiş gibi baktı ve "İmgee çok taş olmuşsun" demesine teşekkür edip etmemenin arasında kaldım. Gülümsemekle yetindim. "ve tüm okul seni konuşuyor!" Ne ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U-KA-LA
RomanceBence her şeyin en kötü yanı onu kaybetmem değildi. Kendimi kaybetmemdi.